Melâhat ÜRKMEZ

Geçtiğimiz yıl bir haber düştü sayfalara. Belki de binlercesinden sadece birisiydi haberdar olduğumuz: Midesinde bir gram bir şey olmayan, açlıktan ölen 2,5 yaşındaki Kübra bebek…

Samsun'da rahatsızlanması sonucu hastaneye kaldırılan 2,5 aylık bebeğinin ölümünün besin yetersizliğinden kaynaklandığı bildirildi. Tekkeköy ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet Sokak üzerinde bulunan bir evde ikamet eden Murat ve Nejla Bakırcı'nın 2,5 aylık Kübra isimli bebeklerinin rahatsızlanması sonucu 112 Acil Servis ambulansıyla Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, çocuğun ölümünün şüpheli bulunması üzerine bebeğe otopsi yapıldı. Yapılan otopsi sonucunda, Kübra bebeğin fiziksel olarak çok zayıf olduğu ve MİDESİNİN BOŞ OLDUĞU TESPİT EDİLDİ”

Diğer taraftan Kübra bebeğin annesinin söyledikleri içler acısı; “Anne Nejla Bakırcı, mama bile alamadığını ifade ederek, ‘10 lirayla evimin harçlığını mı göreceğim, çocuğumun bezini mi alacaktım, mamasını mı? İyi gıda alamadı, anne sütüm yeterli değildi zaten. Evde sulu yemeğim yok ki yeseydim de sütüm gelseydi. Çayla ekmek ne kadar olursa o kadar. Bebeğimi tam besleyemedim. Bizi fakülteye sevk ettiler. Buzdolabımız hiç dolmadı. Kaymakamlıktan aldığımız 3 ayda bir yardımla et yedirebiliyordum.’ dedi. Baba ise, geçirdiği iş kazası sonucu bedensel engelli duruma düşmüş, "Sigortasız çalıştırıyorlarmış benim haberim yok. Sabaha karşı limanda geminin içinde vinç kaptı beni. Çocuklarıma bakamıyorum. Madden hiç bir şeyim yok. Komşuların yardımıyla geçiniyoruz. Gün oluyor aç yatıyoruz. Öyle geçinip gidiyoruz. Çocuklarıma bakamıyor, bir ekmeği bile alıp gelemiyorum. " diyor.

Gûya Müslümanız… Gûya dindarız… Gûya oruç tutuyoruz… Gûya malın kırkta birini zekat veriyoruz…

Tuzu kuru olanlar, sırtını bir yerlere dayayıp servetine servet katanlar ve kattıranlar nasıl hesap verirler bilemiyorum. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifi sadece komşular için söylenmemiştir muhakkak. Fukaranın komşusu da genellikle fukaradır zaten. Fukara olmayanın fukara mahallesinde ne işi var?

Bir yanda, plazma TV.si bile düşünülen mülteciler, akıtılan paralar… Bir yanda midesi bomboş açlıktan ölen Kübralar… Çağdaş Türkiye’den Müslümanlık manzaraları…

Yakında Ramazan’ı şaşalı davetlerle karşılayacağız. Ramazan’ın anlamı da o zaten(!) Gûya oruç tutuyoruz… Çok büyük ibâdet ediyormuşuz gibi iftarları abarttıkça abartıyoruz. SANKİ Yüce Yaratan, orucu emrederken, bana büyük hizmet ettin, akşama kadar aç kaldın, iftarda patlayana kadar ye! İçin rahat olsun, aç olanın halini anlamana da hiç gerek yok, Kübra bebeğin annesi de iftarda senin gibi şaşalı sofralara kuruluyor, patlayana kadar yiyor, yedikçe sütü boşalıp ayaklarına kadar sızıyor, buzdolabı seninki gibi ağzına kadar dolu, sahurda da patlayana kadar yiyecek.. Oruç tutmanın anlamı budur, diyor(!)

İslâmiyet’in Müslümanlardan bîzâr olduğu durumlar o kadar çok ki, bu bahsettiğim olay sadece birisi. Hele hele Müslüman kisvesine bürünmüş Müslüman görünerek aldatanlar… İşin trajedi tarafı, kendilerini Müslüman olduklarına öylesine inandırmışlar ki… Her yaptıklarına bir kılıf buluvererek vicdanlarını rahatlatan bir fetva veriveriyorlar kendilerince…


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.