Elbette mümkün. Hatta ameliyat olan hastaların çok büyük çoğunluğu gereksiz yere ameliyat oluyor. Ameliyat olması gereken hasta oranı % 1’ den bile az.
      Peki, o zaman niye bu kadar çok bel fıtığı ameliyatı yapılıyor dersiniz?
      Sorunun cevaplarından biri yine bir soruda gizli “ Doktorlar nasıl düşünür?
      Sorunun cevaplarından diğeri, başka bir soruda gizli “ Hastalar nasıl düşünür?
      “ Doktorlar nasıl düşünürün cevabı, derin analiz gerektirse de şimdilik basitleştirerek anlatalım” elinizdeki tek çözüm aleti size göre çekiçse, her şeyi çivi olarak görürsünüz
      Hastalar nasıl düşünürün cevabı ise,  doktor- hasta arasındaki bilgi asimetrisinden kaynaklanır.(“Bilgi asimetrisi” deyip geçmeyin Nobel ödülü alan Asimetrik Enformasyon Teorisidir.) yani yanlış bilgi şudur: “belimde bir sinir sıkıştıysa bunu ancak ameliyat kurtarır”
      Mı acaba?
      Oysa gerçek farklıdır.
      Şimdi biraz “tıbbı dedektiflik” yapalım. Elimizde ki “büyüteçle” şu belimizde gerçekleşen, dünyada her erişkinin %80’nini etkileyen adına bel fıtığı dediğimiz “esrarengiz olaya” bir göz atalım.
      Bel fıtığı denilince şu anlaşılır. Vücudumuzda kemikler arasında esnemeyi sağlayan, sürtünmeyi önleyen kıkırdak yapılar vardır. Omurlar arasındaki bu yumuşak dokuya disk diyoruz. Bu diskleri yine vücudun “amortisörü” gibi tanımlayabiliriz. Her diskin ortasında yastık gibi yumuşak bir doku vardır; dikin kenarlarıysa bağ dokudan yapılmış sert bir çember şeklindedir. Bel fıtığında ortadaki jel kıvamındaki yumuşak doku yırtılmış olan sert çemberden dışarı çıkar ve yakındaki sinir kökünü tahriş eder. Çünkü bu yakıcı-asidik bir maddedir. Bu tahriş ağrıya neden olur.
      Tıbbın hiçbir alanında teşhis ile hastanın sağlık durumu arasında ki uçurum bu kadar büyük değildir.
      Niye mi?
      Çünkü, bilgisayarlı tomoğrafi (BT) , manyetik rezonans (MR)  görüntülerinde pek çok insanda bel fıtığı belirtileri çıkar ama bu hastanın şikayetlerini açıklamaz. Beldeki pek çok yapı ağrıya yol açabilir. bu ağrının sebebi omurgayı örten kaslar, omurlar arası bağlar (ligamentler), damarlar, omurilikten çıkan sinirler, omurlar arası çıkan küçük eklemler olabilir.
         Birçok araştırma, BT veya MRda bel fıtığı görülse de ağrının gerçek sebebinin bu olmayabileceğini ortaya çıkardı.
         Bir araştırmada radyolog, ortopedist ve beyin cerrahlarına yüzlerce röntgen filmi ve BT gösterildi. Bunların büyük çoğunluğunda “bel fıtığı” tespit ettiğini söyleyen doktorların bilmediği bir şey vardı. Önlerine konan görüntüler, herhangi bir bel ağrısı şikâyeti olmayan, sağlıklı üniversite öğrencileriydi.
      Daha ilginç olan ise; ortalama nüfusun BT veya MR görüntüleri analizi gösterdi ki, 50 yaşın altındakilerin yarısı bel fıtığı geçirmiş ama bunun farkında değil, iyi ki farkında değil. Farkında olsalardı gereksiz yere bel fıtığı  ameliyatı olacaklardı.
      Bu gerçeklere rağmen bel fıtığı en sık ameliyat edilen bel hastalığıdır. 280 bel ağrılı hastayı uzun süre inceleyen Oslo Ullevaal Hastanesi’nden Henrick Weber bu kadar sık ameliyat yapılmasının yanlışlığını ortaya koyuyor. 10 yıllık bir takiple ameliyat olanlarla olmayanları kıyasladığında ameliyat olanlar lehine bir iyilik hali yoktur. Üstelik ameliyat olanlar gereksiz ameliyat riskleriyle karşı karşıya kalmıştır.
      Kendisi de beyin cerrahı olan dünyaca ünlü saygın meslek büyüğümüz Prof.Dr. Cengiz Kuday,2009 yılında mesleki sorumluluk duyarak yaptığı yazılı açıklamada; Türkiye’de her bel ve boynu ağrıyanın ameliyat edildiğini ve metal (platin) yerleştirildiğini ileri sürüyor. Yaygın görülen bel ve boyun fıtıklarının tedavisi konusunda toplumun doğru bilgilendirilmediğini iddia ediyor. Bel ve boyun ameliyatlarının ciddi ameliyatlar olduğuna dikkat çekerek, bel fıtıklarının sadece % 1’inin ameliyat gerektirirken pek çok kişinin gereksiz yere ameliyat olduğunu söylüyor. Prof.Dr. Cengiz Kuday’a göre lüzumsuz metal (platin) kullanan 2 ülke var dünyada. Biri Türkiye diğeri Brezilya.
      Antalya’da düzenlenen 9.ulusal Romatoloji Kongresi’ne katılan akademisyenlerden Prof.Dr. Yaşar Karaaslan, Türkiye’deki bel fıtığı ameliyatlarının % 95’inin gereksiz yere yapıldığını söylüyor.
      Washington Üniversitesinde D.C.Cherkin, ABD’ de farklı uzmanlık dallarından doktorlara, bel ağrısı olan hasta öyküleri yollayıp teşhislerini sordu. Romatizma uzmanı, beyin cerrahisi uzmanı ve sinir hastalıkları uzmanının tanıları birbirinden farklıydı.
      Sonuç olarak bel fıtığında ameliyatın son tercih edilmesi gereken bir yöntem olması gerekirken, bu kadar gereksiz ameliyatın önüne nasıl geçilebilir?
Öncelikle vücudun kendi kendine onarmasını sağlayan mekanizmaları uyaran tedavileri uygulamak gerekiyor.
   Bel bölgesinde ağrıya neden olabilecek yapıları bir bütün ve genel olarak tedavi eden yöntemleri uygulamak gerekiyor.
Yani bel fıtığı tedavisine yeni bir gözle bakmak gerekiyor.
      Marcel Proust’un dediği gibi “Gerçek keşif, yeni diyarlar bulmak değil, yeni bir gözle bakmaktır.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.