Nedir Amerikan rüyası?
***
James Dean filmi mi?
Madonna şarkıları mı?
Chevrolet jeep mi;?
John Steinbeck romanı mı?
Walt Whitman şiiri mi?
Rambo mu?
Andy Warhol resimleri mi?
Marlboro sigarası mı?
Coca Cola şişesinin formu mu?
***
Aslında yukarıdakilerin hepsinin cevabıdır Amerikan Rüyası…
***
Hollywood filmlerinin bilinçaltımıza işlediği ışıltılı dünyadır bu rüya…
***
Sadece çocukların değil, yetişkinlerin de “modern masallara” ihtiyacı olduğu ve bu masalların bazen gerçekleşebileceği tezine dayanır…
***
Sosyoloji ve Psikoloji temellidir…
***
Her 100 Amerikalıdan 35’inin Güneş’in Dünya çevresinde döndüğünü zannettiği bir ülkede insanların “sınıf atlama”arzusunun gıdıklanmasıdır…(Ama gerçek elbette farklıdır:Amerika’da her 30 Amerikalı’dan sadece birisi doğduğu sosyo-ekonomik sınıfın üstünde ölür)
***
Bir devletin “algı yönetme” aracıdır Amerikan rüyası…Nasıl ki “bireyselliğin” öne çıkarılması  ülke çıkarları için gerekli olduğunda Red Kid’in öne çıkarılması “birlikte çalışma”nın stratejik gereklilik olduğu vurgulanacağında Voltran’ın “toplumun kolektif bilinçaltına” mesaj göndermesi gibi…
***
Üçüncü Dünya ülkelerinin parlak beyinlerini ülkesine çekmek isteyen ABD’nin “reklam ve promosyonu”dur aynı zamanda…
***
Amerikan rüyası gücünden çok şey kaybetse de etkisini sürdürüyor…
***
Bu renkli rüyayı beğenebilirsiniz , gerçekliğine karşı çıkabilirsiniz ama kayıtsız kalamazsınız…
***
 Bu rüyanın pazarlamacılarının ürettiği bir hikayeyle yazımızı sonlandıralım:
***
Microsoft temizlik işçisi arıyormuş. İş arayan biri başvurur. Ön görüşme yapılır, beğenilir.Yetkili der ki: “Seni işe alırız.Bize uygun görünüyorsun.Ama bazı formaliteler var.Sen bize e-mail adresini bırak.Sana başvuru formu göndereceğiz.Aynı zamanda işe başlama zamanını da yazarız.”Adam da “Üzgünüm ama benim ne bilgisayarım ne e-mail adresim var” deyince şu karşılığı alır:Hangi devirde yaşıyoruz?E-mail’i olmayan insan olur mu?E-mail’in yoksa sende yoksun demektir. Kusura bakma ama seni işe alamayız.”
Adam ne yapacağını düşünürken aklına cebindeki son 10 dolarla bir iş çevirmek gelir. Bir markete girerek 10 dolarlık bir kasa domates alır.İki saat içinde iki katı kazançla satar.Bakar bu iş iyi iş.. Hemen iki kasa daha domates alıp satar. İyi para kazanır. Artık her sabah bu işi yapar. Öyle iyi para kazanır ki o şehrin domates kralı olur.
El arabasıyla başladığı işe kamyonla, kamyonla geliştirdiği işe tır filosuyla devam eder. Aradan yıllar geçer ABD’nin en büyük gıda nakliyesi şirketlerinden birinin sahibi olur.
Şirketiyle çalışan sigorta şirketi bir gün adamımıza telefon açar ve artık yazışmaların daha hızlı yapılabilmesi için e-mail adresi ister.
Adamımızın e-mail adresi yok biliyorsunuz. Tabii ki “Benim e-mail adresim yok” der. Sigortacı çok şaşırır: “E-mail’iniz yoksa bu hanedanlığı nasıl kurabildiniz peki? Düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı.”Adamımız hemen yanıtlar “Evet e-mail adresim olsaydı eğer, bugün Microsoft’da temizlikçiydim…”

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.