ARKADAŞLIK AĞACA BENZER

İki çocukluk arkadaşı, savaşın en kanlı günlerinde, aynı cephede savaşırlar. Asker hemen ilerisinde arkadaşının kanlar içinde yere düştüğünü görür. Ateş yağmuru altında tam siperden başını kaldırıp arkadaşına yardıma koşmak için hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı omzundan tutarak onu içeri çeker “delirdin mi sen, baksana delik deşik olmuş, onun için yapabileceğin bir şey yok, boş yere kendi hayatını tehlikeye atma” der.

Ama asker onu dinlemeyecek, inanılmaz kurşun yağmuru altında, çocukluk arkadaşına ulaşacaktır. Arkadaşını sırtına alıp koşarak siperine geri dönecek, sipere birlikte yuvarlanacaklardır.

Siperde ki diğer arkadaşı “boşuna hayatını tehlikeye attın, baksana yaşamıyor, değdi mi” diye sorar. “Değdi, değdi, yanına ulaştığımda henüz yaşıyordu, bana son sözleri geleceğini biliyordum, geleceğini biliyordum, oldu der hıçkırıklara boğularak…

***

Yani…

***

Arkadaşlık ölümüne koşmaktır bazen…

***

Orta Asya da atalarımız savaşırlarken arkadan gelebilecek saldırıya karşı, sırtlarını güvenli bir kayaya-taşa dayarlarmış. Ama, her zaman bir kaya bulma imkanı olmayınca , kayıpları en azından yarıya indiririz düşüncesiyle, oklu yaylı savaşlarda, açık arazide sırtlarını dayarlarmış birbirlerine…Komutanları sorarmış savaştan önce askere “hani senin arka-taş’ın nerede,ya da insanlar onları görünce” bakın bunlar arka-taş birlikte ölüme gitmişler “derlermiş.

Ama bazı askerler kendi canını öncelikli düşününce ok onu deler geçerse bana saplanır düşüncesiyle araya mesafe koymuş. İşte bunlar temas da bulunmayan güvenilmez, korkak kişi olmuş…

***

Yani…

***

Arkadaşlık kader kardeşliğidir bazen…

***

Ve bir genç şöyle dedi: “bize arkadaşlıktan bahset

Ve O cevap verdi:

“Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.

O,sevgiyle ektiğiniz, şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.

 

O sizin sofranız ve ocak başınızdır.

Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.

 

Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda,

Ne “hayır” demek zor gelir, ne de “evet” demekten çekinirsiniz.

 

Ve o sessiz kaldığında kalbiniz ,onun kalbini dinlemek için sessizleşir,

Çünkü arkadaşlıkta kelimeler susunca tüm düşünceler ve beklentiler gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.

 

Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız,

Çünkü onun en sevdiğiniz yanı yokluğunda daha bir berraklık kazanır,

Tıpkı bir dağın,dağcıya , ovadan daha net görünmesi gibi…

 

Ve arkadaşlığınızda, ruhsal derinlik

kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin.

 

Çünkü, salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde

Olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır

Ve sadece yararsız olan yakalanır.

 

Ve arkadaşınıza kendinizi olduğunuz gibi sunun,

Eğer dalgalarınızın cezrini bilecekse

Meddini de bilmesine izin verin.

 

Çünkü, salt zamanı öldürmek için bir arkadaş

aramanın anlamı olabilir mi?

Onu zamanı yaşatmak için arayın.

 

Ve arkadaşlığın hoşluğunda,

Kahkahalar paylaşılan hazlar olsun.

Çünkü küçük şeylerin şebneminde,

Yürek sabahını bulur ve tazelenir…(Halil Cibran)

***

Yani…

***

Arkadaşlık, zamanı yaşatmaktır bazen…

***

Ve son söz Nazım’ın:

Arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu yeşermez bir daha…

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.