Elda Ela

11.11.2011

Dün 10 Kasımdı. Türkiye’ nin dört bir yanında Atatürk’ ü anma törenleri yapıldı. Hatta Letonya’nın merkezindeki bir üniversitede bile bir kampüs dolusu insan saat 09:05 te saygı duruşunda bulundu.

İzmir’de türbanlı bir öğrenci anma törenine katıldığı sırada, kendisini Atatürkçü olarak inandırmış bir kadın  “karşı devrim göstergecisi” olduğunu iddia ettiği kızı alandan kovma hadsizliğinde bulunarak, Atatürk gibi engin görüşe sahip bir lidere aslında hiç yakışmayan bir hayran portresi çizmiş ve türbanlı kızı tören alanından kovma cüretinde bulunmuş.
Neyse ki hala bilinçli vatandaşlar tükenmemiş de diğer vatandaşlar kızı korumuşlar. Şayet anma törenine gelen türbanlı kız bölücülük yapmak için bir uğraş gösterse, ben de karşı çıkarım ülkemi bölmek isteyene. Ama bölücülük yapmak isteyenin bu öğrenci kız gibi anma törenine sessizce katılması da beklenemez değil mi?

Şimdi soruyorum size; Atatürkçü düşünce nedir? Kendi görüşünde olmayanları saf dışı ederek, farklı düşünceleri kabullenmeme gerçeği mi, yoksa fikri ne olursa olsun her düşünceyi dinlemek ve yararlı olan düşünceler ışığında yeni fikirler ortaya koyarak, çağdaş refah seviyesine ulaşmaya çalışmak mı? Atatürk’ ün temel ilkeleri olan cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, devrimcilik ilkelerinin temelinde ulusal bağımsızlık, ulusal birlik ve beraberlik ve ülke bütünlüğü, çağdaşlık, insanlık sevgisi, akılcılık, gerçekçilik ve ulusal egemenlik yatar. Gelecek nesillere yararlı bir zemin bırakabilmek için yeri geldiğinde tepki gösterenlere rağmen düşüncesinin arkasında durabilmeli insan. Toplumda yaşayanlar da icraatları görerek, ideolojik yaklaşmadan sadece yapılanları değerlendirmeyi becerebilmeli.

Atatürk de devrimlerini yapmaya başladığı ilk dönemlerde çeşitli çevrelerden büyük tepkiler görmüş ama yine de yılmamıştır. Yapılan savaşlarda birçok Mehmetçik şehit düşmüş, ancak, sonunda zafer olacağına inanan halkın çoğunluğu sonuna kadar arkasında durup yardım etmeye çalışmıştır.

Bizlere düşen; cumhuriyetin kurucusunun ilkelerine bağlı kalarak yoluna devam etmeye çalışan ve adımızı tüm dünyaya duyurmaya devam edenlere güvenmek ve bu zamana kadar köstek olunmuşsa bile artık inanarak destek olmaya çalışmaktır.

Herkes Cumhuriyetin kurucusunu bu günde saygıyla anmaya çalışırken, bazı kendini bilmezler akıllarınca günümüzdeki uygulamaları hafife alabilmek adına nahoş benzetmeler yaptılar. Kendi açılarından çok da eğlenceli oldu yaptıkları.
Örneğin dün bir gazetenin ilk sayfasında yer alan diyaloglarda, Atatürk’ü konuşturan zihniyeti düşündüm. Bana göre o serzenişler karşısında eğer Mustafa Kemal yaşasaydı “Devrimlerimi hayata geçirmeye çalıştığım dönemde bana da karşı koyanlar ve beni diktatör ilan edenler olmuştu. Ancak hala ilkelerimle yaşıyorum aranızda. Sabredin evlatlarım. Değişimler hep sancılı olmuştur. Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır”derdi.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.