Sürece ne isim verildiği değil, ne ile ilişkilendirildiği önemlidir. Daha doğrusu, sürecin ne amaçla kullanılıp neye hizmet ettiğidir. Kürt halkının demokratik toplum çerçevesinde yaşamasını sağlamak ve özerklik haklarına kavuşmasını planlamak, niyet mi yoksa kılıf mı?

Koyun can derdinde kasap et derdinde, sözü gündemde yaşanan sürecin, panik halindeki ifade şeklidir. Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden kişiler, Kobani’de yaşananları unutmuşlar ki süreç telaşına düşmüşlerdir. Düne kadar Kobani, Kobani diye sokakların insanlarla dolmasını sağlayanlar, bugün ise süreç diyerek sekreterya peşinde olduklarını göstermişlerdir. Kobani’de yaşananlar, onlar için artık ikinci plandadır.

Abdullah Öcalan, kendisi adına planlanan sekreterya için kimlerin olacağı konusunda net bilgi vermemiştir. Yalnız sürecin yeniden gündeme taşınması ve yeni boyut kazanıp ilerlemesinde, Hakan Fidan’ın etkili olduğunu vurgulamıştır. Kobani’de PYD ile IŞİD’in çatışırken, “ Kobani düşerse süreç tehlikeye girer “ sözlerinin, sürecin gündeme taşınmasına etkili olduğunu açıklamamıştır. Güneydoğu’da yaşanan Kobani eylemleri sırasında gelişen, ölümlerin önlenmesi için sürecin yeniden ele alınmasına gerek duyulduğunu açıklamamıştır. Süreç, Hakan Fidan sayesinde yenilendiği vurgulanmıştır. Süreçte Kobani ön planda ise Hakan Fidan bu sürecin neresinde?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Letonya gezisinde, “ Kadınlara kötü muamele yapıldı. İnsanlık dışı işkenceler yapıldı. Masumlar insanlar öldürüldü. “ sözleriyle çok güzel konuşma yaparken verdiği örnekler ile konuşmasını ilginçleştirmiştir. Ukrayna ve Kırım diye örnek veren Erdoğan, IŞİD’in sınırımızda yaşattıklarını görmezden geldiğini, dünyaya bir kez daha göstermiştir. Erdoğan, IŞİD ve PYD’nin terör örgütü olduğunu, ülkelerin onlara yaptıkları silah yardımlarını da eleştirmiştir. İlginç olan yanı ise konuşma yaptığı Avrupa Birliği ülkesidir ki Avrupa birliği ülkelerinin birçoğu Türkiye’nin IŞİD’e silah verdiğini söylemiştir. Konuşmasının ilerleyen cümlelerinde ABD’nin isterse barışı sağlayacak gücü olduğunu dile getiren Erdoğan, ABD’nin PYD güçlerine silah yardımı yapmasına, içerlediğini göstermiştir. Çünkü ABD silah yardımında bulunurken, “ Erdoğan’a rağmen “ sözlerini kullanmıştır.

Erdoğan ve Davutoğlu’na göre IŞİD ile PYD aynıdır. IŞİD, kadınları pazarda satarken, tecavüz ederken, kendilerine biat etmeyenlerin başlarını acımasızca keserken PYD’nin de aynı olduğunu söylemişlerdir. Hangi PYD militanının bu çirkinlikleri yaptığı görülmüştür?

IŞİD, Müslüman olduğunu söyleyip yaptıklarının Cihad olarak belirterek, birçok Müslüman’ı katletmiştir. Filistin halkı yaşam mücadelesi verirken, topraklarına saldıran İsrail devletine karşı, IŞİD eylem yapmış mıdır? Müslümanlara işkence yapmak, Kuran-ı Kerim’de mi var yoksa IŞİD böyle bir kitap mı yazdı? IŞİD’in Müslümanlara yaptığı işkenceleri, Yahudi olan İsrail devleti yapmış mıdır?

Bir televizyon kanalı sahibi olan Adnan Oktar, kedicikler tabiriyle ekrana çıkarttığı kişilerle gövde gösterisi yaparak Müslüman olduğu için IŞİD’e destek verdiğini söylüyor. Bir tarafta ekrana desenli kıyafetlerle çıkan kişiler, bir tarafta tek tip kıyafetle Suriye’de savaşanlar var ve ikisi de Müslüman olduğunu söylüyor. Şimdi bunların ikisinin de okuduğu kitap aynı diyebilir misiniz?

IŞİD ile savaşan Kürtlerin, Türkiye’deki bir kısım muhalifler tarafından destek görmemesinin tek nedeni, Kürtlerin daha sonra AKP ile işbirliği yapacağı düşüncesidir. PKK’nın kuruluş amacına ulaşmadan atacağı imza, barışı ya da çözümü temsil etmeyecektir. Amacından saptığını ise yapılan pazarlıkların, Kürt halkı haricinde başka toplumların çıkarlarını karşıladığından belli olmuştur. Barış ya da çözüm, yaratılmak istenilen sorunun kılıfıdır. PKK, kuruluş ideolojisindeki Marksist ve Leninist sosyalist düşüncesinden uzaklaşmıştır. Bu uzaklaşmayı, Emperyalist güçlerle yaptığı işbirlikleriyle de kanıtlamıştır. ABD’nin PYD’ye silah yardımında bulunması, Kürt halkını temsil ettiğini söyleyenler tarafından hoş karşılanmıştır. ABD, insanlık olsun diye şu ana kadar hangi devletin gözüne üflemiştir!

Fikir ayrılıklarının, birçok ülkede yaşanması olasıdır. Bunların sorunlar yaratması ise o ülkenin ekonomik durumuna bağlıdır. Ekonomik durumu iyi olmayan ülkelerdeki insanları, sahte cümlelerle kandırmak çok basittir. Hele ki bu cümleler inançları, düşünceleri ve duyguları ifade ediyorsa…

Toplum standardını yükseltmeden, etnik köken ayrımlarına son vermeden, aykırı düşüncelere saygı duyulmadan, birlik, kardeşlik ve halk için yapılmayan her çözüm, aslında var olan sorunun başlangıcıdır. Çözüm, kişi başına düşen gelirin artmasındadır. Çözüm, ülkede yaşayan her insana değer vermekten geçmektedir. Aksi ise hiçbir kâğıda çözüm diye karalanamayacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.