İsmail Cengiz*

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından  Türkistan-Avrasya coğrafyasında halkların ümit bağladığı üç lider ortaya çıkmıştı: Kazakistan'dan Olcas Süleyman, Özbekistan'dan Muhammed Saliih ve Azerbaycan'dan Ebulfeyz Elçibey...



Merhum Ebulfeyz Elçibeyi görmeden kendisini taıdığımı söyleyebilirim. Elçibey'i kendisi ile tanışmadan bir yıl önce  Muhammed Salih'in gözlerinden tanıdım.  Nedense Özbek lider Muhammed Salih'i Elçibey'e benzetirim.

Elçibey'in yakınında iken de, Muhammed Salih'i görür gibi olmuştum.   Olcas Süleyman'ı her iki liderden daha önce, Sovyetler yıkılmadan önce, Yeltsin tankın üstüne çıktığında tanımıştım. Salih ve Elçibey'i andığımda aklıma gelen üçüncü isim Olcas olmuştur. Her üçünü birbirine benzeten fizikleri değildi şüphesiz; Onları birbirlerine hatırlatan düşünceleri fikirleri, idealleriydi. Mehmet Ceylan'ın İstanbul'daki çiftlik evinde Elçibey'i dinlerken, aynı anda Olcas Süleyman, Muhammed Salih konuşuyor gibiydi sanki...

İlginçtir, rahmetliyle kucaklaşırken bana "İsa beyciğim ile de böyle kucaklaşmıştık, Allah rahmet eylesin" demişti. Benim Doğu Türkistanlı olmam, Elçibey'e İsa Alptekin'i anımsatmış, onu Tanrı Dağları'na götürmüştü. Dostum Savaş Avcı ile kucaklaşırken de "Kerkük, bizim yüreğimizin bir parçası..." demişti...

Yüreğiyle konuşurdu, hülyalarını, hislerini hemen dostlarıyla paylaşırdı, çünkü O, devlet adamı değil, gerçekten de bir dava adamıydı...

1974'te Sovyetler döneminde yargılanırken mahkemede okuduğu şu dörtlük, O'nun tek başına kalsa da Türklük davasına duyduğu aşkı kimsenin yok edemeyeceğinin bir işareti; "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" söyleminin bir tezahürüydü:

    Her kimsenin var kimsesi

    Men kimsenin ol kimsesi

    Ey kimsesizler kimsesi

    Men kimsenin ol kimsesi


Azerbaycan Devlet Başkanı olduğunda, Resulzade'nin 28 Mayıs günü öpüp-kokladığı Azerbaycan bayrağını 70 yıl sonra yine aynı tarihte kendi elleriyle titreyerek göndere çekmesi, gözlerinden akan iki damla yaş O'nun idealleri için yaşayan bir dava adamı olduğunun işaretiydi... Tüm engellemelere rağmen ilk yurt dışı seyahatini de Ankara'dan önce Tebriz'e gerçekleştirmek istemesi, Onun içindeki sevdanın bir tezahürüydü...  Devamı var
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.