BEN BİRİNE AŞIK OLMAK İSTEMİYORUM….
BİRİNİN GÜZEL BİR HUYUNA AŞIK OLMAK İSTİYORUM…
KENDİ GİTSE DE HUYU KALSIN…..
Biraz fazlaca ara verdim di mi :) yalnız kalmak istedim…. Yalnızca benimi dinlemek istedim. Ama sizin heyecanınızı özledim.
Bu yalnızlığın beni biraz olsun edepli kıldığını sanmayın ama :) ara ara yine edepsiz yazılarım olucak. Aşklar, sevişmeler, dokunmalar, okşamalar… Ayyy yazarken bile içim hopluyor ip atlar gibi :)
Hadi bakalım geliyor gelin kız siz görücülerin karşısına :)
Face den sordum arkadşlarıma yazının başlığı ne olsun diye. Şıklar koydum hoca edasıyla. a) dedim Aşk…
b) Seks olsun dedim
c) ye Yalnızlık yazdım
d) Mutsuz birliktelik oldu gönüllüce
e) çoğumuzun yaralı yanı Aldatılma oldu.
Mesajlar yazıldı, şıklar seçildi, uyarılar geldi ve ben oturdum kalemimin başına. Yalnızlık başlığı yazdım on satır sürmedi…İçimde ki deli Şukufe bağırdı oradan ayol sen intiharmı ettiricen insanları. Zaten herkes depresif…hükümet di…seçim di…dert di tasaydı…maaş dı zamdı…herkes kendi dünyasına gömüldü zaten, ne yapmaya gözlerine sokacaksın bu durumu dedi. Deli Şukufe içimde olalı doğru bi laf etti dedim ve yazdığım satırları en aşağılara atlattım. ( Silmedim yalan olmasın ileride kullanırım diye )
Bi an e şıkkı göz kırptı. Sonra etrafta çok aldatılan aldatan arkadaşlarım olduğunu hatırladım. Tam malzeme çok deyip parmaklarımla şıkıdım şıkıdım yapıyordum ki…Şukufe kuyruğu yanık kedi gibi bağırmaya başladı. Yazmaaaaa diye. Ne oldu ki dedim….Anacım durduk yere düşman yapma kendine sen bu konularda biraz genişsin. Bu ülke ayarlarına göre format atılmamış sana dedi. Hııııı… dedim. Hevesim kalemimin ucunda kaldı :(
Amaaaan dedim ne varsa Aşk da var :)
Yıllar önce staj yaptığım okul yaşıma gitti kalbimin hatıra defteri….
Staj yerinde muhasebe bölümünde çalışan bi abimiz var. Yaş olarak ve kilo olarak çoook büyük benden. Ben 16 ya da 17 deyim. X abi de 30 larında sanırsam. Ama çok kilolu. Fakat bir konuşmaları, bir yaklaşımları var insanlara…. ah! bu nasıl güzel insan demekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Muhasebe şefi ve bir üst katımda. Evraklarını sırf onu görmek adına bir bir götürüyorum yanına. Telefonlara ben atlıyorum atmaca gibi ona bağlamak ve bağlarken sesini duymak için. Yemek aralarında onların masasına yakın oturuyorum. Bu arada bizler yani stajerler onların gözünde minicik öğrencileriz. Oysa kalbimiz bedenimizden büyük :)) Sayesinde mutlu maymun katlanıyorum herşeye….stajerlik yapanlar anlar bu katlanma duygusunu :(
Evini öğreniyorum rehberden ohhh içim rahatlıyor. Dayımın sokağında oturuyor. Sabah akşam dayımlardan geçiyorum olurda karşılaşırız diye. Ve bir gün dayanamıyorum. Ev telefonunu arıyorum kabinden. Lütfen konuşulanları ne olur dikkatli okuyun. Niyetin ne olduğunu benimce anlamaya çalışın çok isterim…
….Dıırrrtt….dııırrrt….dıırrrr
X abi : Alo
Ben : ….
X abi : Aloo
Ben : ….
X abi : Alooo
Ben : Şey…X abi meraba ben LaLe
X… : Aaaa LaLee…hayırdır şaşırdım bak şimdi kötü bi şii mi oldu abicim?
Ben : ( Ahh! ben ne yaptım diyorum tabiii içimden ) şeey hayır x abi…ben seninle bi şii konuşmak için rahatsız ettim.
X… : Buyur abicim, dinliyorum seni
Ben : Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim…
X… : Rica ederim abicim öyle düşünme dinliyorum seni
Ben : X abi şimdi söyleyeceklerimi ne olur sözümü kesmeden dinle çünkü ancak bi çırpıda söyleyebilirim
Ben aşk gibi değil…sevgili gibi de değil…nasıl olduğunu bilmiyorum ama senden çok etkileniyorum. İnsanlara yaklaşımından, bana bi şii anlatırken ki yumuşaklığından, sorunları çözerken ki iyi niyetinden, belki çok güzel bi insan oluşundan etkileniyorum. Ne sevgili ne de aşığın olmak değil derdim. Sen nasıl güzel bi insansın bunu demek için günlerce düşündüm. Günlerce kapının önünden geçtim yüzüne söylemek için ama başaramadım. Telefon daha kolay geldi. Bana kızgın mısın şimdi?
X… : Iıııı….
Ben : Eğer ben bunları sana söyleyemeseydim büyütecektim sanırım bu durumu ve içinden çıkılmaz hal alacaktı. Ama şimdi ooohhh beee diyor içim…kızdın mı X abi?
X… : LaLecim, güzel kardeşimiz….sana kızmak değil şaşkınım. Yani bu yaşta ki özgüvenine şaşkınım. Kendini iyi hissetmek isteğine şaşkınım…cesaretine şaşkınım. Sen kötü bi şii yapmadın güzel LaLecik…hepimiz senin yaşlarından geçerken o hassas duyguları taşıdık inan. Tabii ki ben senin abin sayılırım. Aramızda öyle münasebetlerin olması mümkün değil, kaldı ki zaten senin beğendiğin ben değil benim kişilik yapım. Dilerim bu hoşuna gittiğini dülşündüğün huylarıma sahip insanlar sarar hep etrafını. Şimdi için rahat olsun kimse bilmiycek bu görüşmemizi. Biz iş yeri olarak seni çok seviyoruz.
Ben : Ben de seni çok seviyorum X abicim. Teşekkür ederim kızmadığın ve anlayışın için. İyi akşamlar.
Şimdi…..Aşk diyenler
Platonik aşk diyenler
Gençlik aşkı diyenler…
bak bak …bilmem ne …diyenler…
Şimdi dönüyorum o yıllarıma ve aslında o stajer kızın aşık olduğu kişi değil, kişinin taşıdığı güzel yürek, güzel huy. Yani sadece fan fani fin fon değil aşk…İkili ilişkilerde f f f f bitince aşk da bitiyor demeyelim. Aşık olduğumuz asıl olan ne? Huy mu, güzellik mi, fizik mi…eksikliğini duyduğumuz ne ise bulduğumuz da AŞK…Dile gelmesinden de korkmamak lazım sanki…çünkü bazen tü kakalar, ayıplar günahlar saptırabiliyor masum duygularımızı. Çok medeni çok güzel paylaşılası sevinilesi bi duyguyu bile bambaşka yerlere götürebiliyor. Önce sanırım içimizde ki fazla yemek yememiş duygularımızı bilmemiz lazım ki bi şii gördüklerinde atlamasınlar bunu yicem diye :)) onu aşk sanmasınlar :)
Aşk hayatımızda o an eksikliğini hissettiğimiz şey sanki…ne bileyim…kimler kimler aşka dair yazmak istemiş…bana kalmadı tabii anlamını belirtmek.
Kendi kendime konuşuyorum işte… :)
Yıllar sonra anladım ki, o tel konuşması benime inanılmaz büyüklük getirmiş, daha bi öz güven katmış, çok büyük güç vermişti. Aşk bu olsa gerek demiştim. Doğru kullanılırsa tabi…Aşk inanılmaz bir güç oluyor bedene girince. O gücü doğru kullanırsak kişilik basamağı atlıyor, yanlış kullanırsak merdivenlerden düşüyor bi tarafını sakatlıyor :) O telefon olayı hayatıma mutluluk katacak en büyük anahtarı vermişti. Ne olursa olsun ruhunu daraltma. Ona bi şii yükleyip bastırma. Serbest bırak ve içini dinle. O zaten ne istediğini biliyor.
Buraya kadar sanrım edepli edepli yazdım di mi :) sıkıldım ama :( azıcık edepsiz kız olmak istiyorum.
Şimdilere dönersek…
Ben çok aşığım…( Çarşı pazar aşkları dediğimiz )
a) nesine, neyine
b) parası var mı
c) pintimi, bonkör mü
d) evli mi
İnsan aşık oluyorsa olsun ne güzel…Hatta bol bol olsun (Kendime pay çıkarmak zorundayım üzgünüm.) Aşk hücreleri yenileyen doğal ilaç, neden bundan faydalanmaktan utanıp çekinelim di mi ama? Her aşkın bize katacağı güzel bir yan illa ki vardır diye düşünüyorum.
Benim koca alsın sırayı…meşhur Pascal :)
Evliyiz…onu seviyorum ama aşık değilim. Şimdiler de Antonıo Banderas ama o zamanlar da George Clooney di onu delirten. Onun filmlerine gitmek isterdim. Fotoğraflarının olduğu dergileri toplardım. Programlar da denk geliyorsa kanalı değiştirirdim…Pascal önceleri hıırrr mırrr ederdi. Sonra baktım o bana kanalı açıp al bak senin ki diyor… ya da dergi getirip onun sayfasını açık bırakıyor. Ya da sinemaya bilet almış yürü senin adama gidiyoruz diyor….Biliyor musunuz? resmen adam bu davranışlarıyla kendine aşık etmişti beni. İnsan gerçekten minik aksiyonlara ihtiyaç duyabiliyor. Bence duymalı da. Yoksa şömine söneeer gideer. Aşk, olmak istemek hali gibi bi şii. Nice Pascal lar diliyorum hanımlar…..Bi adam kendine aşık etmesini bilecek anacım…. :))
Yatağına da aşık etmesini bilecek….kendine de :))
Aynı donla çıkmayacak mesala hatunun karşısına hep hep…ara ara fantazi donlar giyecek süpriz yapıp… :))
Aynı kokuyu sıkmayacak saplantılı hatunlar gibi…delirten kokular keşfedecek… :))
Aynı yerde sevişmeyecek kadınıyla….dinlemeden ık mıkı mutfak masasına sericek sevdiği kadını…tüm aromasıyla pasta yapacak ondan mesela :))
(Yuh abartma )
Bak görüyor musunuz yine döndüm dolandım sevişmelere koklaşmalara geldim… ah ne olucak benim bu halim :(
( sıkıldım ben kaçıyorum )
Okuyan gözlerinize
Anlayan yüreklerinize
Aşk dolu kalplerinize sağlık :)
