Canım neler istiyor neler …..,

Bir de istemediklerim var ki….

Mesela kış vakti aklıma nereden geldiyse,  Tek dertleri ohhh bugün esiyor,  offf bugün hiç esmiyor vitesine takmış Bodrum tatilcisi modunda yaşama en az bir sezonluk vize istiyorum.

Biraz daha çok gezmek,  biraz daha çok gülmek,  hesapsız kitapsız alışverişler yapmak,  bolca hediyeler satın almak,  çok vermek,  çok almak,  daha çok mutlu etmek,  daha çok mutlu olmak istiyorum.
Mesela canımın istediği yerde surat asma hakkımı kullanmak istiyorum. Yalan  yere gülümsememek. Çok ta hanımefendi gibi durmamak istiyorum. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek,  deveye de bir tutam ot vermek istemiyorum.Olduğum gibi olmak,  aklıma geleni söylemek,  canımın istediğini yazmak, ne düşünürler diye  kasmamak,  gerekirse bağıra bağıra ağlamak yada cığlık çığlığa susmak istiyorum. Bazen çekip gitmek,  arkama da hiiiiç  bakmamak istiyorum.
Yapabilir misin?  Nerdeeee…?
Bende yapamıyorum. Olmuyor,  olamıyor.
Bodrum’da kış geleneğidir,   şömine kenarı kız kıza aşk sohbetleri vardır mesela,  aşk diye bir şey yok dediğimde,  aha da Bihter yine konuştu diye parmakla gösterilmek istemiyorum mesela.
-Ben çok aşığım,  çok seviyorum.
-Yok yaaa !!! Hadi bileyim matematiğin de 10 du herhalde.

Benim oğlum aşık olabilir. 11 yaşında. 18 tamam ,  22 tamam,  30 eh işte. Ama 40’ı geçmişiz be kardeşim. Ne aşkı?  Neyin aşkı? Okuyup bitirmedik mi o kitapları? Önce kendini sev. Çocuğunu sev. Doğayı sev. Tohumu sev. Toprağı sev. Sokak hayvanlarını,  gökkuşağını,  güneşi ve ayı sev. Bilimi sev,  sanatı sev, edebiyatı sev, müziği sev. Bırak bu hesap kitap işlerini yaa….Bu aşk meşk meseleleri beni yoruyor,  dipsiz kuyu yani… hiç girme en iyisi,   boğulup ta kalırsın,  kimse bir el vermez aşk yoluna gidersin valla ☺

Bak şimdi sevmek diyince,  yine en büyük aşkım da  takıldım ben.

Onu ilk gördüğümde öyle bir şeydi ki …siyah beyaz bir fotoğrafta, fasulye benzeri, şekilsiz,  cinsiyetsiz,  endamsııız,  miniminnacık,  az bir miktar hücre topuydu. Aşık oldum,  kalmalısın benimle dedim, gitme, benimle ol,  benim ol … lütfen!!!

Onu önce içimde büyüttüm,  sonra ufacık bedenini kucağıma aldım,  sevdim,  sardım,  korudum,  gözünden bir damla yaş akmasın diye kovalarca ağladım.
Daha ilk zamanlarda başladı didişmemiz. Ne yaptıysa tersini yaptırtmaya çalıştım. Hala da öyle… Uyumadı zorla uyuttum,  çok uyudu uyandırdım,  yemedi,  zorla yedirdim,  çok yedi diyete başlattım. İshal oldu,  durdurmaya çalıştım,  kabız oldu sıçtırtmaya çalıştım,  çok konuştu .sus dedim . az konuştu. Hadi muhabbet edelim dedim.
 Aynen devam..  Çok ders yaparsa bırak gez dolaş diyorum. Yapmazsa yap diye çemkiriyorum. Oyun oynar yeter derim,  oynamazsa hasta mısın biraz oynasana derim. Ya ben deliyim, ya çocuğu deli edeceğim,  ya da beni öyle idare edecek ☺

Vee biz Bodrum köylüleri,  minnoşumla beraber İstanbul’daydık geçen hafta. Game ex fuarına gittik. 3 senedir bekliyormuşuz,  gram haberim varsa şerefsizim. Olsun. Gidelim. Gezelim,  Youtuber ‘larla selfilerimizi çekelim dedim. Hem ziyaret,  hem ticaret ,  hem de aşk olsun dedim. Dedim de … demez olaydım.
O ne fuarmış, o ne İstanbul’muş.

Önce beş saat buuz gibi havada kuyruk bekledik,  üstelik bunun son dört saat elli beş dakikasını birkaç bin kişilik kuyrukta çocuğunu yalnız bırakmama telaşındaki dört beş yetişkinden biri olarak,  önümde sıra bekleyen oğlumla tanışmıyormuş gibi yaparak ve konuşmalarımızı whatsApp tan haberleserek geçirmek zorunda kaldım. İçeri girdik,  çile bitmedi,  yine kuyruk yine kalabalık. Çıktık taksiye bindik,  (O da şöförü ikna ile ancak )Taksimden Beşiktaş’a 1 saatte vardık.Hadi o gün bitti. Ama yetmedi.
Bir gün ruhum huzur buldu sonraki gün sonra bir gol daha yedim.

İstanbul’un neresinden gidersen git . İnsan 3,5 saatte havaalanına gidemez mi dedim? Gidemezmiş meğer. Bodrum’un en uzak yerine 20 dakikada gidip,  offf çok uzak diyen şımarık ben,  ağzının payını da iyice almış olarak uçağımı kaçırdım. Nihayet akşamın ilerleyen saatlerinde Ankara’dan gelen oğlumu da Bodrum havaalanından toplayıp eve döndüğümde,  bahçemin toprağını öpme modundaydım.

Olsun son durum bu,   yeter ki sağlık olsun ama…
Derken …Bomba!!

Ben sağlığa falan geçemiyorum. Telefonumda whatsApp durmuyor. Yine İstanbul .Yine patlama … herkes çocuğuna ulaşma peşinde,  biz sağdan soldan bir şey yoktur diye anneleri sakinleştirmece.…
Hakkaten yetti.
Kim yaptı?  Neden yaptı?  Duymak bilmek bile istemiyorum.  BIKTIK .BIKTIM.Canlar yanıyor,  canım yanıyor. Daha bir saat önce bir hayatı,  umutları,  hayalleri olan insanların, bir,  iki,  üç diye ceset olarak sayılmasını duymak istemiyorum. Sevenlerinin acısını kalbimde yara gibi hissederek uyumak istemiyorum. Sabah oğlumu öptüğümde vicdan azabı duymak istemiyorum. Sıra bize ne zaman gelecek diye yaşamak istemiyorum.Ben böyle düşünen çoğunluğum. Resmi açıklama yok,  yayın yasağı var. Her ne kadar cennet bir köşesinde olsam da yazık edilmiş bir memlekette yaşamanın üzüntüsü içinde ve kelimelerin bittiği yerdeyim. Yaşayan herkese geçmiş olsun. Başka bir bişgimiz yok.


Bihter Bangı
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.