Ahmet OKUMUŞ
Anayasa Mahkemesi Perşembe günü TOBB seçimlerini karara bağladı. Hatırlarsanız karar hatırladığım kadarıyla 2005 yılında çıkarılmıştı. O zamanda bu yasanın demokratik olmadığını söyledim şimdi de getirilmek istenen 1 dönem arayı da demokratik bulmuyorum. Çünkü Anayasa'nın seçme ve seçilme ilkesine aykırı. Ben kendimi bildim bileli politikada olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi birçok kişiye kimse ağzını açıp bir şey demiyor. Bunlara bir yasak konulmuyor. Ama oda ve borsa başkanları akla gelince hemen 2 dönem seçeneği konuluyor. Böyle bir kural konulacaksa tüm seçimlerde aynısı yapılmalı. 20 yılı aşkın bir zamandan beri Melih Gökçek Ankara'nın tepesinde balyoz gibi duruyor.
Her seferinde bu insanlar buna muhtaç mı? Bence hayır. Ama halk Gökçek'i istiyorsa yapılacak bir şey de yoktur. Önüne engel koymak en büyük yanlıştır. Halkın iradesine ipotek koyulmaz. Anayasa Mahkemesi 2005 yılında yapılan yanlışı düzeltti. Fakat yeni bir yanlışa meclis yelken açıyor gibi. 2 dönem seçilene şimdi de 1 dönem dinlenme getirilmeye çalışılıyor. Yani Anayasa Mahkemesinin kararından kimse ders almıyor.
USTALIK BELGESİNE DÜZEN ŞART
Sürekli olarak Avrupa Birliğine girmek istiyoruz. Giremesek bile ülke olarak AB yasalarının önüne geçmek için çalışıyoruz. Yani AB ülkelerinden daha demokrat olmaya çalışıyoruz. Ancak, bunların hepsi öyle sanıldığı gibi gerçekleşmiyor. Çünkü hepsi lafta kalıyor. Bakın AB bir işletmenin veya işyerinin açılabilmesi için mutlaka ustalık belgesi aranmasını istiyor. Yani anlayacağınız bir berber kuaförlük yapacaksa, taksici taksicilik yapacaksa, terzi terzilik mesleği gibi meslekleri yapacaklarsa ve bu konuda bir işletme açılacaksa mutlaka ustalık belgesi olması gerekiyor. Biz de AB müktesebatına imza atmış ve bu kurallara uyacağız demişiz. Ancak, sermayesi bir tarak ile makas olan berberler isimlerini değiştirip kuaför olunca hemen ticaret odalarına kayıt oluyorlar. Mesleki odaları var iken ticaret odalarına neden bu tür işletmeler kayıt yapılır ben bunu anlamış değilim.
-BU KADAR İŞSİZLİK OLMAMALI-
Normalde ticaret odalarına sermayesi ile mal alıp satan kişilerin üye olmaları gerekir. Berber, taksici, kamyoncu gibi emek ve kısıtlı sermayesi ile işyeri açanların ise ilgili meslek odasına kayıt olması gerekiyor. Anlayacağınız burada Anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık var. Vatandaş bir odaya kayıt yaptırmaya giderken birisi ustalık belgesini zorunlu olarak istiyor, ustalık belgesi olmadan kayıt yapamıyor. Diğeri ise ustalık belgesi istemiyor. Mevlana misali ne olursan ol gel, ben kaydını yaparım deniliyor. Bugün ülke genelinde 1 milyon 450 bin civarında ticaret odalarına ve borsalara kayıtlı üye var. Gerçekten Ülkemizde bu kadar tüccar var ise işsizliğin olmaması lazım. Ama halen kayıtlı işsizlik yüzde 10'lar seviyesinde. Bu duruma birilerinin çıkıp dur demesi lazım.
-ESNAF ODALARI GÜÇLENDİRİLMELİ-
Odalar ne yapıyor diye sürekli olarak eleştiriliyor. Evet bir çok oda bir hizmet yapmıyor. Çünkü, odaların ellerinde yeterince gelir yok. Şuan sadece Ticaret Odaları ile Borsalarda para var. Bir eli yağda diğeri ise balda. Esnaf odalarında durum ise tam tersi. Birçok ada başkanı maaş almadığı gibi yönetim kurulu üyeleri de ücret almıyor. Hatta birçok oda çalıştırdığı elemanlarının asgari ücretini dahi ödeyemez konumdalar. Odaların biran önce güçlendirilmesi için tedbir alınmalı. Bunun içinde ticaret odalarına usulsüz olarak kayıtlar durdurulmalı ve esnaf odasından istenen ustalık belgesi ticaret odalarınca da istenmelidir. Bunun içinde birileri acilen beklemeden kanun çıkarmalıdır. Başkanların 2 defa 3 defa seçilmeleri ile uğraşacağınıza esnafın ve yöneticilerinin hizmet yapmalarına engel olmayın ve önlerini açın.
