1998’de ölen adamı 2003 yılındaki plan seminerinden  yargılayıp 16 yıl,  plan semineri yapılırken Avustralya’da görevli paşa’yı seminerin sunucusu yapıp 18 yıl verdiler, 2007’de piyasaya çıkan yazılımla, ‘ 2003’deki  Plan semineri yazıldı” dediler, cezaevinden ölmek üzere iken tahliye edilen  ve parası-pulu olmadığı için cenazesini belediye’nin kaldırdığı adamı “Ergenekon’un finansörü” ilan ettiler.

Ergenekon’da Balyoz’da “hukuk ihlalleri var” diye bas bas bağırılırken, “Bırakın da savcılar işini yapsın” dediler aynı savcı kendilerine operasyon yapınca “ Hey sen kimsin Savcı efendi, Çok safmışız, kandırıldık, milli orduya kumpas kurmuşlar” dediler.

Gün geldi Ergenekon’u Balyoz’u cemaatin üstüne yıkıp kabahati onlara yüklediler ama “askeri vesayeti bitirdik” diye miting meydanında efelendiler.  Yurt dışı fonlardan dünyanın en karlı ülkesi olan Türkiye’ye para akıp faizler düşünce “ Yüzde binlerden aldığımız faizi tek haneli rakamlara indirdik” diye nara attılar  ama kriz patlayıp Merkez Bankası faizleri yükseltince, “Faizi Merkez Bankası  yükselttiyor” deyip suçu Merkez Bankası’na attılar.

Olmadı , Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet operasyonlarından sonra milletin gözünü  “bize darbe yapmak istiyorlar” diye boyadılar, daha düne kadar aslan-kaplan muamelesi yaptıkları hakimleri, savcıları, ‘destan yazan’ polisleri sürgün ettiler.

Hepsinin kabahatlisi de  11 yıldır koyun koyuna oldukları cemaat oldu.

Millet bunları yemedi ama  ama farzedin ki yedi.

Herşey kabak gibi ortadayken milleti aptal yerine koyup bütün sorumluluğu cemaatin üstüne yıktılar.

Hani  meşhur  hikayedeki gibi.

Malum , kırmızı pelerini görünce saldıran boğalar değilmiş. Kırmızıyı görünce saldıran aslında ineklermiş ama boğalar kendilerine kırmızı pelerin gösterilip ‘inek’ yerine konulduklarına bozulurlarmış.

Kıssadan hisse.

Aslında millet herşeyin farkında olanı biteni görüyor da bir de zekasıyla alay edilmese daha bir mutlu olacak..

Xxxx        xxxxxxx                         xxxxxxx                            xxxxxxx        xxxxxxxx

12 sene önce iktidar olduklarında benzinin litresi 2 lira 56 kuruşa tekabül ederken bugün aynı benzin 5 lira 14 kuruş. Dünya’nın en pahalı internetini,  en pahalı elektriğini bizim vatandaş kullanır, 800 lira asgari ücret Bakan Çelik’e göre ‘çoktur bile.’ Konyalı Tarım Bakanı’mıza göre, ‘çiftçinin gözünü toprak doyuracaktır’,  Başbakan çiftçiye ‘anasını da alıp gitmesini’ söyler. Asgari ücretliye 42 lira zam yapmak büyük fedakarlıktır, Maliye Bakanı’na göre;  ‘yıllık  %2+%2 zammın hakkını memur vermemektedir’, ‘parasız eğitim’ isteyen öğrenciler cezaevine atılıp  12 yılla yargılanır, enflasyon hesaplanan pakette at nalı çivisi, misina ipliği olur ama her ne hikmetse benzin, mazot olmaz. Sonuçta bir ay sonra seçim vardır ve anketlerde iktidar partisi hala %40’lardadır.

O halde yine ‘kıssadan hisse’ deyip devam edelim.

Hikaye bu ya  ağır vergi yükü altında ezilen halk mırın kırın edince Padişah’ın tepesi atar. Talimat verir vezirine. “Köprünün başına bir adam koyun gelene geçene tecavüz etsin!”

Aradan birkaç gün geçer halk ayaklanır, saraya doğru yürümeye başlar. Vezir koşarak Padişah’a gelir.

Padişahım gördün mü bak ayaklandı halk, ne yapacağız şimdi?”

Padişah,” gelsinler  bakalım” deri

Vezir vatandaşı alır huzura.

Zannederler ki, kıyamet kopacak şikayet seli olacak.

Vatandaş konuşur, “ Padişahım malum köprünün başında bir adamınız var. Ama takdir edersiniz ki, bir adam cümle ahaliye yetişemiyor, köprü başında kuyruklar oluyor. O nedenle köprünün diğer bir tarafına da bir emir buyursanız bir adamınız daha gelse!

Xxxxx       xxx

Kıssadan hisse bitmiyor ama bu birileri bu kıssalardan payına düşeni alır mı bilinmez.

Malum, 12 yılda gündeme gelmeyen kalmadı, gemicikler, Beykoz’da tanesi 2 milyon dolarlık beş villa, Unakıtan’ın maceraları, bir bakanın tek başına 105 milyon lira rüşvet alması, ayakkabı kutularındaki ‘yeşiller’ , Urla’daki villacıklar vs…

İnanılar gibi değil.

Nereye götürecekler acaba bu ne hırs?” derken kıssa Karadeniz’den geldi.

Devr-i iktidarın adamı Karadeniz köyünde esip gürlerken yaşlı amca söz istemiş.

-“Uşağım sizde içki var mı, karı-kız var mı, kumar var mı?

-“Haşa” demiş heyecanlı partici.

-“Kumar haramdır, elhak içkiye el sürmeyiz, karı-kız dersen harama uçkur çözmeyiz!”

Yaşlı Karadenizli dayanamamış, patlatmış lafı:

-“Eee uşağım karı –kız yok, kumar yok, içki yok o zaman ha neden pu kadar çalayisunuz?

İşte kıssa işte hisse.

Tabi alana.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.