Yıllar önce meramını ‘bizi bu güzel havalar mahvetti’ diyerek anlatan Orhan Veli, bugün Temmuz-Ağustos sıcağı yaşadığımız Eylül günlerini kastederek söylememişti bu sözü herhalde. Bugünün küresel felaketi olan kuraklığı anlatan daha şiirsel bir cümle bilmiyoruz bu beklenmedik sıcaklıklar karşısında. Kuraklık bu sıcak günlerle birlikte geliyor. Sıcaklığın sanki farklı bir sıcaklık olduğundan gıda güvenliğimizi, psikolojimizi ve bütün hayatımızı ifsat ettiğinden şüphe yok…Bu yakıcı havalar küresel felaket olan kuraklığın belirtileri.

Bütün bilimsel veriler gösteriyor ki, bu sıcak havalar bizi ciddi toplumsal, ekonomik problemlere sürükleyecek. Kuraklık Küresel iklim değişikliğini hayatımıza her geçen gün daha fazla sokacak gibi görünüyor. Orta uzun vadede ülkemiz için öngörülen iklim değişikliğinde kuraklık en yakıcı faktör olarak tespit edilmiş. Bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de ‘sıcak ve zorlu’ günler bekliyor.

Kuraklık için tüm doğal afetler içerisinde etki alanı en geniş, etkilediği insan sayısı bakımında en fazla olan afet olarak tanım yapılıyor.

Orman ve Köy İşleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Ulusal Kuraklık Yönetimi ve Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırladı. Ülkemizdeki siyasi çekişmelerden ve sabun köpüğü gibi gelip geçen haberlerden dolayı bu güzel çalışma basımınızda maalesef yeterince yer almadı. Paydaşların ve konu ile ilgili sektörlerin dikkatini çekmek için 2017/19 sayılı başbakanlık genelgesi yayınlandı. Bakanlığın internet sitesinde ayrıntısı ile yayınlanan Strateji Belgesi ve Eylem Planı gelecek öngörülerimizin etrafında toplandığı önemli bir çalışma. Paydaş kamu kurumlarının Başbakanlık genelgesi yayınlanıp Ulusal Kuraklık Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2017-2023)’na atıf yaptığında ancak haberleri oldu.

Bakanlığın çalışması dikkate değer, yol gösterici ve kayda değer bir çalışma. Bu konuda atılmış bilimsel-akademik ve hayati bir adım. Ülkemizde kurak günlerin ve bunun sonuçlarının daha fazla yaşanacağını Bakan Veysel Eroğlu eylem planı önsözünde ‘iklim değişikliğinin etkisiyle kuraklıkların şiddetinin ve frekansının arttığı, gün geçtikçe daha fazla insanın bu afetten etkilendiği görülmektedir. Başka bir deyişle ileride bugünkünden daha şiddetli kuraklıkların daha sık yaşanması öngörülmektedir’ şeklinde ifade etmektedir.

Belgede iklim değişiklikleri sonucu kuraklığın kaçınılmaz olduğu ancak riskin iyi yönetimle sosyal ve ekonomik etkisinin azaltılabileceği öngörülmektedir.

Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda Eroğlu, halkın eğitimi, etkin su fiyatlandırma politikası, kuraklığın bütün sektörlere etkisi ve verimli kullanımı gibi hususlarda bütün kurumlarla ve paydaşlarla kuraklık etkisinin en aza indirilmesinin hedeflendiğini belirtmektedir.

Su yönetimi kurulu

Türkiye kuraklık için havzalara bölünmüş ve her bir havza için Havza Yönetim Heyetleri Teşekkül ettirilmiş ayrıca Su yönetimi koordinasyon kurulu bununla beraber İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulunun kurulması ve görev tanımları yapılmıştır.

Su yönetim kurulu her il için kurulacak ve başka su ile ilgili kurulmuş heyetlerle koordineli çalışacağı anlaşılıyor. Ancak başka ülkelerin su yönetim modellerinde su kurullarının demokratik yapıda olması hakkaniyetli ve tekelleşmeden uzak davranabilmesi çok önemlidir. Bu sağlanmazsa bu kurullar sosyal beklentileri ve kurak topraklarda su adaletini sağlayamayabilir.

Ülkemiz kurak topraklar ülkesi

Bu vatan için çok şehit verdik. Her türlü düşmanla çok mücadele ettik. Ancak ekosistemi tabi dengeleri, her türlü canlı türlerini korumayı beceremedik. Yerin altı başka yerin üstü başka güzel olan bir memleketi şimdi ‘kuraklık’ felaketini kapıda bekleyerek korumaya çalışıyoruz.

Ülkemiz için kurak günlerin geleceğini bütün bilimsel veriler göstermekte. Tarih boyunca zaman zaman bu topraklarda da kuraklıklar yaşanmış 1876 yılında yaşanan kıtlık hastalıklara ve ölümlere neden olmuş. Ancak son yıllardaki imar rantı her yeri şehirleştirme her tarafa beton dökme mantığı –hizmet için yol yapıyoruz, ulaşım sağlıyoruz mazereti- ekosistemimizi mahvetmeye başladığında artık iklim değişikliği ve sonucu olan kuraklık için yapacak fazla bir şey kalmıyor.

Stateji belgesi ve eylem planı kuşkusuz çok güzel bir çalışma. Bu strateji belgesi ve eylem planının, kuraklık öncesinde, esnasında ve sonrasında kuraklık yönetimi konusunda çalışan kurum ve kuruluşların gerekli tedbirleri almaları ve planlama-koordinasyon yapmaları bakımından yol gösterici olacağı tahmin edilmektedir.

Her havza için kuraklık haritaları ve kuraklık yönetim planlarının hazırlanması veya geliştirilmesi, Kuraklık konusunda uzman personel yetiştirilmesi, eğitimler düzenlenmesi bilimsel çalışmalar yapılması da yine eylem planında öngörülmekte. Ayrıca Coğrafi Bilgi Sistemi tabanlı ”Ulusal Kuraklık Veri Tabanı” oluşturmak yine eylem planının hedefleri arasında.

Ülkedeki tüm kamu ve sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalar yapmak kuşkusuz bu eylem planını önemli hale getiriyor. Temennimiz ‘kurak günleri’ en az hasar ve kayıpla atlatmak

Ancak hayata ve tabiata farklı bir bakış açısı ile yaklaşmayı, ihtiyacımız olmayan her şeyin –paramız olsa dahi- tabiatı tüketmek, geleceğimizden çalmak olduğunu belki de Allaha hesap vereceğimizi hatırlarımıza kazımak zorundayız. Kabul edelim ki, çeldiriciler çok fazla, ikna edici reklamlar, çevremizden gördüklerimiz, hoşumuza gidenler vs… ancak bütün bunları hesapsız kitapsız tüketme derdine düşmeden yaşamak zorundayız. Kızılderili Reis ne demiş; Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı onu çocuklarımızdan ödünç aldık’

Eylem Planı pek çok kamu kuruluşuna yol gösterici olmalı. Hatta bütün kuruluşlar bu strateji belgesini esas alarak kendi planlarını ve eğitim veya farkındalık oluşturmak toplantılarını yapmalı. Kaynakların etkin kullanımı ve kuraklıkla ilgili bilinçlendirme faaliyetlerine önem vermeli, bakanlığın bu çalışmasını bir ön adım olarak kabul edip daha uygulanabilir projeler gerçekleştirmeliler.

Bizi bu havalar mahvetti demeden önce son çıkış

Sizce de öyle değil mi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.