Sevgili İsrael Halkı, Şalom

Saygıdeğer İsrael Başbakanı Sn. Binyamin Natanyahu , Tel-Hay


1-Türkiye Başbakanı Sayın  Recep Tayyip Erdoğan Filistin'e destek için elinden geleni yapmaktadır. Sayın Ahmet Davutoğlu Türk Dış İşleri Bakanı ise Türkiye'nin yeni Ortadoğu politikasını şekillendiren ideoloğdur. Lütfen aşağıdaki linkte  Mahmud Abbas'ın (Abu Mazen'in)  BM konuşmasındaki Erdoğan'ın hitabetindeki cümleleri bulmaya anlamaya bakınız.

2-Davutoğlu vakit kaybetmeksizin  Filistin'in sınırlarının belirtilmesi gerektiğini açıkladı bugün. Hemde Yıllardır sınırları belirtilmemiş olan İsrail'in sınırlarının belirtilmesi gerektiğini hatırlatmayı  düşünememiştir. 65 yıldan beri kendi sınırlarımızı belirlemmiş olmamız bizim kesin hatamızdır. Ne yazık ki ülkemizin kesin sınırlarını belirten bir haritamız bile yoktur. Herkes aynı soruyu soruyor İsrael  neresidir? Bu konu açıldığında ise siyasiler burasıdır diyorlar. Nedense  kimse kendi sınırlarımızı neden belirlemediğimizin cevabını verememektedir.

3-Sınırlarımızı belirlemek için kimi bekliyoruz? Geçmiş ve mevcut İsrael Hükümetleri komşularmız  ile olan sınır sorunlarını görüşmeler ile çözebileceğimize inanmaktadırlar.Anlamak istemedikleri nokta ise komşularımızın bizim yaşamamızı istemedikleridir, ideolojileri bizim yok olmamızı emretmektedir.Onlar bize ait olanın tamamnı istemektedirler.Üzerinde yaşadığımız her karış toprağı bile. Bu nedenledir ki bizim görevimiz kendi  sınırlarımızı belirlememiz çizmemizdir.Bunuda açıklamalıyız. Bunu yapmalı ve burası bizim ülkemizdir demeliyiz. Bunu biz yapmazsak , başkaları bunu bize zayıf olduğumuz bir anda dayatacaklardır.

4-Vladimir Zeev Jabotinsky 1923 yılında Riga'da Revizyonist Siyonist Gençlik Teşkilatı  Betar'ı kurduğunda Shtey Gadot La Yarden (Ürdün nehrinin İki yakası) haritasını önermiş ve ideali ilan etmişti. Bugün en radikal revizyonist Betraim(ler) dahi – Bendeniz dahil- Shtey Gadot La yarden yani Ürdün nehrinin iki kıyısıındaki bir devlet hayal etmiyoruz.
Jabotinsky ideolojisi takipçisi Benny Begin bile bundan sonraki Knesset'e seçilme ihtimalini kaybetmiştir.Kısaca ve bütün  samimiyetimle ifade etmek istediğim şudur ki bizler radikal bir toplum değiliz.Shtey Gadot le Yarden'in geçtiğini ve elde edilemez olduğunu  biliyoruz.  Lakin komşularımız bizden farklıdırlar. Onlar toprakları sandıkları veya iddia ettikleri yerlerin 1 cm2 sini bile feda etmeyeceklerdir. İşte o zaman da Eretz Yisrael'in neresi olduğunu  ilan etmek için çok geç olabilecektir.

5-Filistin halkını bana ait olan Eretz Yisrael'in hududtları içinde istemiyorum.Bu nedenle de Yehuda ve Shomron topraklarının kendi ülke sınırlarımızdan ayrılmalıdır.(Ne kadar acı olsa bile nerenin bizim olduğunu ve nerenin bize ait olmadığına karar vermemiz gerekiyor) Şayet şartlar oluşur ve bizim  yerimize karar vermek durumları hazıl olursa bugün sahip olduklarımıza bile sahip olamayabiliriz. Dünya onların yanında, diplomasimiz BM ülkelerini ikna etmekte yanilmiştir.Arap ülkelerinin tarafımıza çekilmesi adeta imkansızdır.Türkiye'yi kaybettik. Sevelim veya sevmeyelim Türkiye bugün Dünyadaki en önemli ülkelerden biridir. Evet Sayın Erdoğan  cebren ve hile ile Filistin kartını kullanarak Arap sokağını yanına çekmekte ve iç siyasette de bunu OY olarak tahvil etmektedir.

 6-Bu arada Bayan Hillary Clinton'un  da bugün söylediklerini dinlemeliyiz.Açıkça bize hitap ederek :İsrael '' Mahmud Abbas'a (Abu Mazen'e) yardım etmelisiniz ''. Evet bayan Clinton haklıdır . Biz akıllı ve kurnaz olmalıyız. Abu Mazen'in Hamas tarafından yenilmesine izin vermemliyiz. Filistin Halkının hamas'ın yanında yer almasına engel olurken dünyada da daha az popüler olmasına sebebiyet vermeliyiz.Abu Mazen'e el vererek daha güçlü ve daha saygın olmasını sağlamalıyız.

 7- İsrail Başbakanı olsaydım   kalkar ramallah'a giderdim. Yeruşalayim'den sadece 15  dakika mesafededir. Abu Mazen'i tebrik eder ve Barış Yapmaya davet ederdim. Dünya İsrael Başbakanına farklı bir gözle bakacak ve kendisine  günümüzün Enver Sedat'ı  diye bakacaklardır.Sonlarının benzemelerini temenni etmiyorum tabii ki , ancak liderlik bu günlerde cesaret gerektirir.Abu Mazen başbakanın Barış uzatan elini reddedecek olursa bu onun sorunu olacaktır.Biz hiç bir şey kaybetmemiş olacağız.Ancak kendi şansımızı yaratma ve sorunları çözme imkanı oluşturabileceğiz. Amerikalılar buna win-win kazan-kazan politikası diyorlar.

Sonuç olarak burada Ortadoğunun kuralları ile oynamalıyız. İsrael gereğinden fazla Avrupalı hatta Amerikalı oldu. Burada Yiddish konuşamayız. Burası Ortadoğu burada  Arapça ve İbranice düşünebilir ve konuşabiliriz.Hatta Türkçe  düşünebilir ve konuşabiliriz.Ama Yiddiş değil. Oyunu bu oyunda ortaklarımızın oynadığı gibi oynamalıyız.  Sanırım biliyorsunuz ki  komşularımız İsviçre ve Almanya değil.

Sınırlarımız konusunda açıklık getirme zamanıdır.22 Ocak 2012 'deki  seçimleri her kim kazanacak  olursa olsun Filistinli kuzenlerimizle barış yapmak zorundadır.

Barış tesis edilebilirse Dünya İsrail'i eleştirme kaynağını kaybetmiş olacaktır. Antisemitler de günümüz  modası ile Anti-İsraelizm arkasına saklanamayacaklardır özellikle  bu konu hakkında. Abu Mazen'i barış masasına oturtabilirsek kazanan biz olacağız.

Bunun kolay bir iş olmadığını biliyorum ama imkansız değil.

SHAVUA TOV (Hayırlı bir hafta )
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.