Ülke temsilcilikleri olan Konsolosluk ve büyükelçiliklerinin temel görevi, temsil ettikleri ülkeyi en iyi şekilde tanıtmak, çıkarlarını korumaktır. Bu noktadan hareketle Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nun ya da Büyükelçiliği'nin yasal çerçevedeki diplomatik, kültürel, ekonomik faaliyetlerini kınamak hem yakışık almaz, hem de seviyesizlik olur. Büyükelçilerin ve konsolosların görevi, ülkelerini en iyi şekilde temsil etmektir.

ÇHC Türkiye Büyükelçisi ve Konsolosu'nun özellikle 2010-11 dönemindeki faaliyetlerini gördükçe geçmişteki temsilcilerden Bay Han'ın, sayın Wu ke Ming'in ne derece zor şartlar altında çalıştığını şimdi anlıyorum. Bu diplomat dostlarımız görevdeyken bizler de etkin olarak görevdeydik ve neticede tabiri hoş görün – kimse bugün olduğu gibi rahat at oynatamaz- idi. 
Adeta cephedeymiş gibi -ancak medeni ilişkileri zedelemeden- karşılıklı olarak adeta çarpışırdık...

Ne var ki Doğu Türkistan Vakfı'nın himayesinde İstanbul'da okuyan Uygur asıllı Çin vatandaşı öğrenci kardeşlerimizin bir kısmının Çin Konsolosu'nun dağıttığı parayı aldıkları şeklinde haberi duyunca şok oldum, üzüldüm...

Ne hallere düşmüşüz yarabbi!

Konuyla ilgili sohbet ettiğim bir dostum şunları söylüyor: "-Kuruluşunun her aşamasında katkımızın geçtiği Doğu Türkistan Vakfı'nın düştüğü durumdan dolayı oldukça müteessir olduğumu ifade etmek istiyorum.  Bu noktada ABD vakıflarından maaş alan sayın Rabia Kadir,  Vakfın bu hale gelmesinden suçludur...  Çünkü bu süreçte sanki vakıf kasasında milyonlarca dolar varmış ümidiyle, –Vakıf, Alptekin ailesine kalmasın diye- sürekli telefon ederek, ortalığı karıştırarak, insanları birbirine düşürerek vakfın bu hale gelmesine vesile olmuştur..., (hatta Vakıflar bölge Müdürlüğü'ndeki Müfettiş dostumuz da bizi anlamak istemedi, bir çok usulsüzlüğü görmezlikten gelerek bugünkü çarpık yapılaşmaya sebep oldu. " diyor.

Bu nokta da ben de şunu ifade etmeliyim: Bazı dostların Sizin de mesuliyetiniz yok mu? diye haklı olarak suçluyabilirler. Dostların bilmesini istiyorumki; bu konuda üzerimize düşen tüm görevleri yerine getirdik, arkadaşlarımızı uyardık. Ne var ki, ikazlarımızı kimse dikkate almadı; Böyle olunca hırsın ve kibirin kurbanı oldular... hem de Çinli yöneticilerin ekmeğine yağ-bal hatta kaymak sürüldü...

Rahatca cirit atabilecek meydan olunca da herkes at koşturmaya başlar tabii ki... Ben, Çin Konsolosu'nun elinden para alan öğrenci kardeşlerimi asla suçlamıyorum. Suçlu olan bu öğrenci kardeşlerimizi bu hale düşürenlerdir.  Öğrenci kardeşlerimizi başı boş bırakan dernek-vakıf yöneticilerin hepsinin vicdanen Allah katında sorumlulukları vardır.  Özellikle aydın kişilikleriyle tanıdığım Vakıftaki üç – beş dostumun bu meselede vicdanen kendilerini sorgulamaları gerektiğini düşünüyorum...

Sözün özü; Bizim arkadaşlar layıkı ile vazifelerini yerine getirmeyince, Çinli diplomatlar da layıkı ile vazifelerini yerine getirerek kendi vatandaşlarına destek olacaklar elbette!...  Keşke Sayın ÇHC Büyükelçisi, sayın Konsolos, para dağıtmanın ötesinde hayalimde olan Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek yani Doğu Türkistanlı öğrencilerin kalabileceği "ÖĞRENCİ YURDU PROJESİ"nin gerçekleşmesi için maddi yardımda bulunsa, ayakta alkışlarım!... 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.