Bir ülkenin çağdaşlık seviyesini, çocuklarına uyguladığı ihtimamla anlayabilirsiniz.
Çünkü bilinir ki, bir ülkenin en değerli hazinesi çocuklardır.
Ayrıca öylesine korumasızlardır ki; vereceğiniz eğitimle o çocukları bir TGB’li gibi vatansever fedai olarak da yetiştirebilirsiniz, PKK’lı bir terörist olarak da.
Peki, Türkiye çocuklarına nasıl davranıyor?
Büyük şehirlerde nispeten varlıklı kesimler bu sorunun cevabını net olmasa bile bir biçimde verebilirler; çünkü çocukları okula gidiyor, yani iyi kötü bir eğitim alıyor.
Zengin çocukları ise her türlü olanağa sahip; genellikle eğitimlerini yurt dışında alabiliyorlar.
Peki, “diğer” çocuklar?
Tam bir facia…

***   ***   ***

Bu sütunu izleyenler bilirler; bu fakirin amacı Türkiye’deki fakir fukaranın sesi olmak, onların sorunlarını ortaya koymaktır.
Soma faciasında toprağa verdiğimiz 301 madencinin anısı henüz taptaze iken gazetelere düşen haberler dehşet verici:
Ülkemizdeki maden ocaklarında 18 yaşından küçük 2162 çocuk çalışıyor.
Göz göre göre ölüme sürülen 2162 çocuk…
Ne eğitim alabiliyorlar, ne çocukluklarını yaşayabiliyorlar ne de özgüven kazanabiliyorlar; çünkü insanlık dışı koşullarda çalışmak zorundalar.
Neden?
Bunlar fukara çocukları çünkü!
Çalışıp ailenin geçimine katkıda bulunmak zorundalar.
Bunlar Devletin terk ettiği çocuklar.
Evet, mesele bu kadar açıktır; sistem, bu çocukları dışlamış, hani hep yapılan alçakça bir söylem ile bunları “kaderlerine” terk etmiştir.
Oysa bu çocukların kaderinde madende ölmek veya yaşamları boyunca fukara kalmak yoktur; bu düpedüz sistemin bir eseridir.

***   ***   ***

Bir başka kahrolası gerçek, PKK’nın elindeki 6.000 çocuktur.
Bunlar, yaşları 14 ile 16 arasında değişen yavrularımızdır.
Vatan haini birer terörist olarak yetiştirilmek üzere PKK tarafından dağa çıkarılmışlardır ve “kaderlerinde” kendi vatandaşlarını öldürmek veya kendi vatandaşları tarafından öldürülmek vardır.
Diyarbakır’daki anaların feryatları sistem tarafından duyulmamaktadır; çünkü sistemin bu anaların feryatlarını duyacak namusu yoktur.
Kalleş bir sistemdir bu; çocuklarını ölüme terk ederken yüreği bile sızlamamaktadır; çünkü sistemin tek uğraşı, mal ve nimetleri depolamak, kalan kitleyi açlığa ve ölüme mahkûm etmektir.

***   ***   ***

Türkiye’de cami sayısı 120.000 civarındadır, ama sistem İmam Hatip okullarında milyonlarca çocuğu bu sistemin gönüllü birer neferi yapmak, körpe zihinlerine Arap saçmalıklarını zerk etmek için var gücüyle savaşmaktadır.
Oysa yapılması gereken Türk çocuklarını Peygamberimizin (O’na selam olsun) güzel  ahlâkı ile yetiştirmek; yüreklerini onun mirası olan adalet inancıyla pekiştirmek olmalıdır.
Türk çocukları, dünyadaki tüm mal ve nimetlerin insanlar arasında eşit biçimde paylaşılması gerektiğini bilememektedir; çünkü bu kendilerine öğretilmemektedir.
Oysa, imam hatiplerde öğretilmesi gereken ilk şey bu olmalıdır.
Ne var ki, yapılan şey bunun tam tersidir.

***   ***   ***

Türkiye, çocuklarını birilerinin alçakça emellerine kurban vermektedir.
Gerek PKK’nın, gerekse dincilerin amaçları doğrultusunda gelecekleri karartılan çocuklar ve sistemin dışlayıp madenlere terk ettiği çocuklar Türkiye’nin yüz karası olarak kayıtlara geçmektedir.
Ancak bu fakirin samimi kanaati bunun sürgit devam etmeyeceği yönündedir.
Çocuklarımızı birer vatansever olarak yetiştirmek, Vatanlarına ve Bayraklarına aşık bir gençlik olarak yetiştirmek, birer devrimci olarak hayata hazırlamak en onurlu görevimizdir ve Türkiye bunu sağlayacak potansiyele sahiptir.
Her Türk vatandaşı, çocuklarımızı bir cendereye sokan bu sistem hakkında uzun uzun düşünmek zorundadır; çünkü bu çocuklar Türkiye’mizin geleceğidir.
Gelecek bu çocuklar tarafından şekillendirilecektir.
Biz üzerimize düşeni yaptığımızda, bu zalim sistemle hesaplaştığımızda Allah da  bize yardım edecektir.
Türk Milleti’ni güçlü bir sınav beklemektedir.
Çocuklarımızın geleceği, bu sınavdaki başarımızla çizilecektir.
Allah’a emanet olun…

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.