6 Kasım 2012 Tarihli Aydınlık Gazetesi manşetten vermiş:

    Cübbeliler iş başında!

    Habere göre; İzmir'in en işlek yerlerinden olan Kordon'un son günlerdeki müdavimleri arasında cübbeli, sarıklı kişiler de girmiş. Kadınları "başınızı örtün", erkekleri "sağınıza solunuza bakmayın" diye uyaran cübbeliler, İzmirlilerin tepkisini çekmiş.

    İsmini vermek istemeyen bir çift, cübbeli ve sarıklı kişileri birkaç aydır gördüklerini belirtmiş. Çift, kendileriyle sohbet eden bu kişilerin "Allah'ın yasak ve emirlerine uyun, Kuran öğrenin ve okuyun, Kızım senin kapanman lazım" dediklerini belirtmiş.

    Gazetede bu kişilerin fotoğrafları da var:

    Üzerlerinde yere kadar uzanan bir cübbe, başlarında sarık...

    Adettendir; ellerinde de baston gibi kullandıkları bir değnek!

    ***   ***   ***

    Hiçbir art niyetsiz söylüyorum:

    Bunların samimi olduklarına inanıyorum.

    Samimiler.

    Muhtemelen çok da iyi insanlardır.

  

    Ama acı olanı, Türkiye gibi milyonlarca kişinin açlık sınırında yaşadığı, milyonlarca kişinin resmen aç olduğu, bir o kadar kişinin de işsiz gezdiği bir ülkede; Seri Katil emperyalizmi ve NATO Terör Örgütü tarafından neredeyse esir alınan bir ülkede, bu sevgili dostlarımızın ahlâk bekçiliğine soyunmaları.

    Yapacak bunca iş var; bunların aklı kadınlarda kızlarda!

    ***  ***   ***

    Oysa önlerinde Ebu Zer gibi muhteşem bir örnek de var.

    Allah'ın Elçisi'nin (O'na selam olsun) en yakın arkadaşlarından olan bu muazzez kişi de aynen bunlar gibi sağda solda dolaşır, millete nasihatlerde bulunurdu.

    Ama nasihatleri bunlarınki gibi değildi.

    "Paylaşın" diyordu; uyarıyordu: "Paylaşın!"

    Altını ve gümüşü depolamayın!

    Aranızda fakir fukara kalmasın.

    Kimse ite kopuğa muhtaç olmasın.

    Sonra onu Rebeze'ye sürgüne gönderdiler.

    Ve bu muazzez insan orada kahrından öldü.

    ***   ***   ***

    Ebu Zer, bu söylediklerini nereden çıkarıyordu?

  

    Aynen bizim sarıklı-cübbelilerin söylediği gibi o da Kuran okuyun, öğrenin diyordu.

    Ama bir farkla; bizimkiler Kuran'da yalnız kadınları-kızları görüyorlardı, oysa Ebu Zer, aynı Kuran'da yoksulların çığlığını işitiyordu. Kuran'ı ezbere  ve kendi dilinde biliyordu kuşkusuz ve hangi sureyi okusa orada bu çığlıklara rastlıyordu.

    "Eşitlenin!" diyordu Allah Kuran'da; eşitlenin!

    Bu sütunda daha önce okuduğunuz yüzlerce ayette olduğu gibi.
  

    Bugün bu sevgili dostlarımıza tek bir ayetle cevap verelim:

    "Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara nimet ve bağış sunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim." (Kasas, 5)

    Bu dostlarımız sevgili İzmirlilere keşke bunlardan da söz etselerdi.

    Yazık...

   
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.