DEVLET YALAN SÖYLER Mİ?
RAFAEL SADİ
Evet söyler....
Bazen mecbur kalırsa söyler , üstelik gözünün içine baka baka söyler ...
Mavi Marmara gemisinin İsrail tarafından abluka altında olmasına rağmen vede İsrail yetkililerince bu geminin gönderilmemesi için Türk Dışişleri ve istihbaratı hatta TSK de uyarılmış olması da dikkate alınmadksızın sanki devlet buna el koyamazmış havası verilerek gönderilmesi ve bu geminin sadece provokasyon amacı ile gönderilmiş olduğu da vaki olduktan sonra , her türlü manevra ile sorumluluğu üstlenmeden yani geminin neden gönderildiğini ortaya koymadan vede geminin gönderilme sebebi gündemden sürekli uzak tutularak sonuçlarının tartışılmış olması ,olaydaki yeğane suçlunun gemiye silah aramak için çıkmış olan İsrail askerlerinin direnişle karşılaşması ve hayatlarını kurtarmak için 9 eylemciyi öldürmüş olmasını malzeme yapan AKP hükümeti zorda kalınca yalan da söyler . Örnegini bugün bir kez daha 22 numaralı basın açıklaması ile görüyoruz.
Kullanılan lisana bakın ne denli tutarsız ve sorumluluktan kaçar duruyor.
1- Bazı kurumlarımıza atfen yayımlanan bu haberlerin dayanağı bulunmamaktadır. Başta ABD olmak üzere, dış basına da yansıyan bu haberlerin istismar edildiği ve yanlış algılamalara sebebiyet verdiği görülmektedir.
Şimdi hangi kurumlarımızdan söz ediyor belli değil. İsterseniz açıklık getirelim, sözünü etmekten çekindiği ve ismini bile anmak istemediği kurum MİT Milli İstihbarat Teşkilatı.
Peki MİT'e atfedilen yayımlanan haber nedir?
Haber Yeni Şafak Gazetesinin '' MAVİ MARMARA KATİLLERİ ARAMIZDA'' başlığı ile verdiği ve Türk Yahudilerini Mavi Marmara operasyonuda ölenlerin katilleri olarak damğalayan ve bunuda : MİT tarafından araştırılmış ve ortaya çıkartılmış. Biz operasyon öncesi ve sonrası uçak kayıtlarının araştırılmasını istemiştik ve araştırıldı 5 kişiye ulaşıldı.
İfadeleri ile vurgulayan haberdir.
Başka bir ifade ile Devlet en resmi ağızdan diyor ki Yeni Şafak yalan haber yaptı ve MİT öyle bir araştırma yapmadı ve biz devlet olarak Mavi Marmara'da Türk Yahudilerini araştırmadık.
Yan ben yanlış anlıyorum veya doğru dürüst anlaşılmasın diye lafı dolanrırıyorlar. Aslında lafı değil bizleri okurları dolandırmak niyetindeler.
2- Bu saldırının sonuçları hakkında ülkemizde açılan davalara ilişkin gelişmelerin yansıtılış biçiminin, Musevi vatandaşlarımızı rahatsız ve huzursuz ettiğini de üzüntüyle gözlemliyoruz.
Teşekkür ederiz , de bunun için ne yapıyorsunuz veya ne yapacaksınız?
Rahatsız olduğumuz doğrudur ve bunu resmen dile getirdik.
Mesela Vatandaşlar arasında bölücülük yapmaya kalkanları ve sırf dinleri İslam değil diye nefret çemberine sokularak hedef haline getirmeye çalışanlara ne yapacaksınız? Devlet yargı mekanizmasını ne zaman ve nasıl işletecek.
Hatta devletin en önemli kurumlarından biri olam MİT'i kullanarak Yahudileri ZAN altında bırakacak yayın yapmasını nasıl önleyeceksiniz ve ne zaman suç duyurusunda bulunup hakim karşısına çıkartacaksınız?
Bunu yaparken resmen ANTİSEMİTİZM olan ve İstanbul Belediyesinin otobüs duraklarına Yahudi Vatandaşları dinini hedef alan ve üzerinde ''ÖLDÜRMEYECEKSİN '' VE '' BU SENİN KİTABINDA YOK '' yazan posterleri asan kuruma ne yaptınız ve ne zamana yapmayı düşünüyorsunuz?
Sayın Başbakan ne zaman Yahudi dini ve Tevrat'tan alıntı yaparakl sşyaset yapmaktan vaz geçebilecek? Dinleri alet ederek siyaset yapmanın antisemitizm ile eşdeğerde olduğunu bilmiyormuyduunuz?
Sadece İsrailliler değildir Yahudi olanlar. Bazen lisanınınza hakim olamıyor ve yeni moda olan İSRAİL SİYASETİ KARŞITLIĞI ifadeleriden diliniz sürçüveriyor. Ve Yahudi sözcüğünü kullanıveriyorsunuz. İşte o zaman sınırı aşıyor ve çok çekindiğiniz ANTİSEMİTİZM sınırlarına girmiş oluveriyorsunuz.
3- Olayın muhtemel failleriyle ilgili bazı iddiaların, eşit vatandaşlarımız ve toplumumuzun bir parçası olan Musevi Cemaati'ni hedef alarak genellemelerle işlenmesi hiçbir şekilde hoş görülemez.
Demişsiniz de hoş görmediklerinize ne yapıyorsunuz? Bunu yazanları Silivri'ye gönderecekmisiniz yoksa gönderemeyecekleriniz arasındamıdırlar?
4- Tarihimizin hiçbir döneminde Yahudi karşıtlığı olmamıştır, bugün de yoktur, yarın da olmayacaktır.
Tarihimizin her döneminde yahudi Karşıtlığı olmultur ne yazık ki , isterseniz sayalım : Varlık vergisi , Trakya Olayları , Vatandaş Türkçe Konuş Kanpanyası, General Motor (GM) Yani Gayri Müslimlerin er'den başka görevde olamaması, Polis olamaması, tek başına Mavi marmara olayı ve sayın başbakanın hatta Dışişleri bakanın her ifadesinde yahudi karşıtlığı mevcuttur. Her Yahudi sözlenen sözlerde ister Yahudi ister İsrail sözcüğü kullanın içinde düşmanlık ve antisemitizm var mıdır yokmudur anlar , uzman olmaya gerek yoktur.
İsrail'in Yani Yahudlerin biricik devletinin başkentinde namaz kılmak istediğini söyleyen sayınDavutoğlu istediği zaman gelip istediği yerde namaz kılabileceğini bilmesine rağmen bunu ifade ederken Yeruşalayim'de ancak İsrail'in elinden sıktıktan sonra gelip namaz kılacağım dediğini anlamamak için aptal olmamız gerekir ki olmadığımızı sayın basın sözcüsü de biliyordur ama ne yazık kı kendisine vefrilen görevi yapmak zorundadır.
5- Yüzyıllar boyunca Türkiye'nin Yahudiler dahil zulümden kaçanlara kucak açtığı herkes tarafından bilinmektedir. Ayrıca, anti-semitizmi ve ırkçılığı insanlığa karşı suç olarak gördüğümüz en üst düzeylerde defaatle vurgulanmıştır.
Bu cümlede doğrular olmadığını söylenmek haksızlık olur. Ama bu Ömer Seyfettin'in DİYET hikayesine benzemeye başladı veneredeyse kabak tadı verdi. Beyler ecdadınız bu alicenaplığı gösterdi doğrudur. Hatta henüz konu ile ilgili geröek tarih yazılmadığı için de bu şekli ile kabul etsek bileü hani Donna Grasya ve Yosef Nassi'nin Osmanli hazinesine aktardığı paralar ve deniz ticaret filosunu Osmanlı'ya yönlendirmiş olmasının ,bilemedin ilk matbaayı kimin getirdiğini de hesaba katmadan bizim ecdadımızı kabul etmiş olmanızı 520 senede neredeyse günde 5 vakit hatırlattınız ve bunun sizi antisemitism suçu işlemenize aşı cinsinden bir etki ile şerbetleyeceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Bilerek ve isteyerek son 10 yıldır bu olguyu sürekli kullanıyor ve ülkede planlı programlı bir şekilde YAHUDİ DÜŞMANLIĞI oluşturulmasına ya destek veriyorsunuz ya da doğrudan el veriyorsunuz. İnternet'e girerek ''YAHUDİ'' yazarak antisemitism boyutlarının özellikle Türkçe yayın yapan forum ve sitelerde ne denli yaygın olduğunu anlayın.
Kendileri ile konuşmuş olduğum bütün Türk yetkililer ve siyasiler beni salak sanarak bunlar önemsiz marjinal boyuttadır dediler ağız birkiği edercesine. Haklıdırlar marjinaldı 10 sene önce , ama şimdi bu DÜŞMANLIK EDEBİYATI her yere sıçramış durumdadır. Bunun önünü kesmezseniz ucu hepimize dayanacak , bu durum sadece Yahudiler ile sınırlı kalmayacaktır, herkesin ÖTEKİ eidlmesine göz yumar hale geldiniz ve bunun sizin koltuklarınızı sarsmayacağını sanıyorsunuz. Gün gelecek ki bu düşmanlık edebiyatı sizlere de sirayet edecektir.
Yazdıklarımı beğenmeyeceksiniz kuşkusuz, çünkü acıdır, acı sözleri kimlerin söylediğini çok iyi bilirsiniz.
6- Son günlerde uluslararası basında bazı haberleri gerekçe göstererek Türkiye'de Yahudi vatandaşlarımıza yönelik bir tutum varmış gibi bir hava estirilmesini şiddetle reddediyoruz.
ÖZÜR, KABAHATİNDEN BÜYÜK derler ya işte son cümle bu sözle bire bir öpüşüyor. Dikkat edin ne diyor yanı öyle bir hava yok ta varmış gibi yansıtılıyor. Beyler yapmayın kimse salak değil ne olur kendinize gelin.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.