AK Partili Uslu: Çözüm sürecini sürdürmekte kararlıyız

TÜRKİYE Araştırmalar Merkezi'nin (CEFTUS) Londra'da düzenlediği etkinliğe AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve partinin Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Osman Can katıldı. Burrow ve Furness bölgesi milletvekili John...

28 Şubat 2015 Cumartesi 13:08
AK Partili Uslu: Çözüm sürecini sürdürmekte kararlıyız






TÜRKİYE Araştırmalar Merkezi'nin (CEFTUS) Londra'da düzenlediği etkinliğe AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve partinin Merkez Karar Yürütme Kurulu üyesi Osman Can katıldı.
Burrow ve Furness bölgesi milletvekili John Woodcock'un ev sahipliği yaptığı toplantıyı Ayşegül Yeşildağlar yönetti. Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, partisinin iktidarda olduğu 12 yıl boyunca demokrasinin geliştirilmesi konusunda önemli adımlar attığını söyledi. Devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, askeri şura kararlarına yargı yolunun açılması ve darbecilerin yargılanması yönündeki düzenlemelerin, vesayet sistemini dönüştürecek adımlar olduğunu kaydeden Uslu, Türkiye'nin 100 yıllık Kürt sorununun çözümünde de radikal adımlar atacağını ve demokrasinin derinleştirilmesini hedeflediğini aktardı. AKP Şanlıurfa milletvekili Uslu, Kürt sorununda müzakere ve çözüm sürecini sürdürmekte kararlı olduklarını vurguladı. Türkiye'de Kürt kimliğini reddeden ve asimile eden bir anlayışı sona erdirdiklerini savunan Uslu sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP iktidara geldiğinde ilk köklü icraatı Kürt sorununu çözmeye yönelik bir adımdır aynı zamanda. Olağanüstü Hal Uygulaması'nın kaldırılması neredeyse ilk icraatımızdır. Kürtçe kaset dinledikleri için tutuklananların olduğu bir ülkeden Artuklu Üniversitesi bünyesinde Kürdoloji bölümünün açıldığı bir sürece geldik. 2002 yılından bu yana başlayan ve 2012 yılından bu yana müzakerelere gidilen bir sürece dönüşen çözüm hedefimizdeki kararlılığımızı vurgulamak isteriz. 2014 yılında çerçeve bir yasayla yasal bir zemine kavuşturulan çözüm süreci muhataplarla yapılan görüşmelerle sürdürülmektedir."
Mecliste son günlerde görüşülen ve muhalafetle gerginlik yaratan İç Güvenlik Yasası tartışmalarına da değinen Zeynep Karahan Uslu, yasanın Türkiye'yi polis devleti olmaya götüreceği eleştirilerine karşı çıktı. Toplam 21 yasada değişiklik öngören yasa kapsamında yer alan molotofun silah sayılması düzenlemesine değinen Uslu, şöyle devam etti;
"Son 6 yılda 5658 molotoflu saldırı düzenlenmiş. 7 insanımız hayatını kaybetmiş. 406 polis ve 127 vatandaş yaralanmış. Dünya uygulamaları ile paralel bir düzenleme olduğu da açık bir biçimde ortada. İngiltere'de suç olarak görülünce oluyor da Türkiye'de neden olmuyor, anlamıyorum. Barışçıl bir gösteri veya toplantıya katılan bir kişi, silah olarak kullanılabilecek ve bir başkası için öldürücü ve yaralayıcı etkisi olabilecek bir materyali neden kullanır? Kimse kimseyi molotoflarla cayır cayır yakmasın, kimse kimseyi yaralamasın. Madem barışçıl, demokratik bir hak, neden zarar verebilecek bir materyalle katılır insan bu tür bir gösteriye? Paketle bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. İngiltere'deki terör yasası ile karşılaştırın; bizde de benzer standartlar uygulanıyor. Ancak nedense Türkiye'deki düzenlemeler eleştiri konusu oluyor. Bu konudaki en büyük çarpıtmalardan birisi gözaltı süresi. Sanki polis her istediğini gözaltına alacakmış gibi bir izlenim yaratılıyor. Oysa suçüstü hali varsa ve mülki amirin belirlediği kolluk kuvettlerini iznine bağlı olarak 24 saat gözaltı süresi getiriliyor düzenleme ile. Dünya standartlarında uygulamaya rağmen anti propagandaya maruz bırakılıyoruz. Bu paketle yasalaştırmayı hedeflediğimiz en önemli düzenlemelerden birisi de eylemlerde vatandaşa ve ve kamu malına verilen zararların, eylemcilerden tahsil edilmesini önünün açılması olacak. Sadece Gezi sürecinin maliyeti 210 milyar TL oldu. Bu parayla 35-40 boğaz köprüsü, 15 bin okul, 900 hastane inşa edilebilirdi. 50 kişinin hayatını kaybettiği Kobani protestolarında da, ölümlerin yanında hiç önemli değil tabii ama yüzlerce okul, belediye binaları ve ambulanslarında aralarında olduğu araçlar tahrip edildi. Kimse kamunun malına zarar vermemeli; bunu yapıyorsa bedelini ödemeli." d
İç siyasete yönelik değerlendirmelerini HDP eleştirileri ile sürdüren Zeynep Karahan Uslu, bu partiyi yasama ve seçim sürecini sabote etmekle suçladı. Toplantıda daha sonra söz alan AK Parti MKYK üyesi Osman Can, partisinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana Türkiye'de hüküm süren siyaset anlayışını ve referanslarını kökten değiştirdiğini savundu. 90 yıllık egemen anlayışın katı merkeziyetçi bir yapıya sahip olduğunu belirten Can, şöyle konuştu:
"Etnik ayrımcı ve toplumsal mühendisliğe zemin yaratan ve toplumun bütününü kapsamayan bu anlayışla 1961 ile 1982 Anayasası hazırlanmıştır. Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi problemlerin kaynağında da toplumu zehirleyen, kriminalize eden ve farklılıklara yer vermeyen söz konusu anlayış yatmaktadır."
CHP ve Kemalist elitlerin 90 yıl boyunca devlete hakim olduğunu ve darbe gibi yöntemlerle başkalarına yaşam hakkı tanımadığını ileri süren Osman Can, 2002 yılından itibaren AKP'nin yasal ve kurumsal baskıların kaldırılması yönünde adımlar attığını söyledi. Farklılıkları ortaya çıkaran bir siyaset anlayışının, eski referansların kullanılmayacağı ve toplumun ihtiyaçlarına yanıt verecek bir toplum sözleşmesi aşamasına getirdiğini kaydetti. 2015 genel seçimlerine yeni bir anayasa ve hükümet modeli üzerine çalışarak hazırlandıklarını ifade eden Can, başkanlık sisteminin parlamenter sisteme göre daha faydalı olacağına inandıklarını aktardı. Osman Can, yürütmeyi iki başlılıktan kurtarmayı hedefleyen etkin bir başkanlık sisteminini desteklediklerini vurguladı.
 

FOTOĞRAFLI
 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.