Dünya ayarlı zamanın en muhteşem diliminde…


Yarın ben ve sevgili eşim için Hicaz Diyarına yolculuk vakti. Son günlerde dost bildiğim pek çok insana heyecan içinde veda ettim. Bizim buralarda Hac ziyareti yapacak kişilerle Alemlerin Efendisi'ne ve sahabesine selam göndermek eşsiz bir uğurlama şeklidir. Ben de tam elli beş yaşıma kadar kul olarak Arafat Tepe’sinde tamamlanacağım ve giderken kucağıma altın rengi selamlar götüreceğim günün hayaliyle yaşadım. Heyhat!.. Çevremdeki pek çok insanı ilgilendiren tek konu vardı. Hac dönüşü başımı kapatıp kapatmayacağım.  Ve ortak temennileri: Bu ziyaretin artık Allah’a meylime, yakınlığıma vesile olması… Elbette her birine “amin” dedim de… Yine de sormadan edemedim esas sahibime…

 “Bu ana dek kulların beni kiminle bilirlerdi, ruhuma günahsız huzurlar bahşeden Aziz Rabb? Zaten hep yanında değil miydim?”

Yaram var ki gocunmuşum. “Eh, yıllarca kendi arzunla kapattığın başını, bir zaman sonra yine kendi arzunla, bir bahaneyle açarsan sonunda olacağı buydu galiba Perihan!” diyorum. “Millet seni ehil görüp de, Peygamber’e selamını dahi sana emanet etmez işte.” :((

Her neyse… Örtülüyken başımıza gelenler malum. Ama açık saçla gezmenin de bir bedeli olmaz diyenlerdenseniz, yanılmışsınız demektir. Hem şahsım adına konuşursam, Türkiye’deki örtülü örtüsüz kutuplaşmasından en fazla nasibini almışlarındanım sanırım. Bakınız  Hakk'a yakınlık mevzuu açılmışken, aklıma geçmişimden bir anı geldi.

Yıllar önceydi. Kalabalık bir arkadaş grubuyla Hac ziyaretindeydik. Aramızda ilim ve irfanda ileri gitmiş pek çok hanımefendi vardı. Mecliste söz hep Kur’an emirlerine dairdi. Dost sohbeti güzeldi de, hanımlar saatler boyu Cehennem ayetlerini terennümden bir türlü vazgeçmediler. Bir ara fırsat bulup; “Biraz da cennetten bahsetsek ya...” dedim.  “Arkadaşımız kutlu bir dünya ülkesinden geldi. Ama siz zemzem serinliğinde konuşacağınıza, hala ateşin hararetinde ısrar edersiniz. Bu nedendir? Bırakın da, ateşten zalimler korksun. Allah izniyle hepimiz Yaratan huzurunda toplandığımızda, cennetvari sevinçler yaşayacağız nasıl olsa.”

   

Kendini Kur’an konusunda en yetkili gören bir doktor arkadaş cevap verdi. “Allah’tan en çok alimler korkar. Bilmeyen din cahilleri ise tıpkı senin gibi pembe bulutlarda dolaşır. Lütfen, düşünceni sen de ayetlerle delillendir de, bu kadar ahire ümitvar olmanın sebebini biz de öğrenelim.”

Beni gördüğü her fırsatta, bir yazar olarak ileri bir yaşta hukuk tahsili yapmamı eleştiren, Kur’an yoluna yabancılaştığımı iddia eden bu hanım, ille de herkesin önünde din cahili olduğumu tescillemek ister gibiydi. Bu nedenle beni adeta sınava çekiyordu. Hüzünle seslendim.

“Ayetlerden bahsetmek ne haddime? Haklısın, Kur’an-ı Kerim’i anlamada sizler kadar ehil değilim.  Kendini: ‘Ben basit bir zenci kadının oğluyum.’ sözleriyle tanımlayan bir Muhterem Kulun da ümmetindenim. Size ancak o Rahmet Deryası Elçi’nin mübarek sözlerini delil getirebilirim. Madem ki, neyle yaşarsak, öyle öleceğiz. Nasıl ölürsek de, öyle dirileceğiz. O halde tek güvencem şimdiki anım. Çünkü Yaratıcı’ya saygım, içimde yeşeren duyguların en güçlüsü. Şu an ise bu duyguyu en yoğun biçimde hissettiğim için kendimden eminim. Ölürsem imanlı kalbime güvenle: ‘Ahirdeki yerim Rabbimin yanıdır.’ derim. Hepsi bu kadar!”

*******  


Geçen ay Hindistan’daydım. Farklı bir ülkede, farklı dinden, ırktan, dilden insanlar arasında, kalpleri pırıl pırıl, mübarek ve halis düşünen insanlar tanıdım. Haftalar boyu aralarına karıştım. Mütevazi evlerine konuk oldum. Onlarla gülüp, onlarla yiyip içip dertlerini paylaştım. Onları tanıdıktan sonra anladım ki, tüm insanların fıtratında kendilerini Yaratan’a karşı şiddetli bir aşk temayülü var. Bu aşk kendisine talip olanların yüzlerine yansıyor. Gülen gözler Hint’li Hristiyanda olmuş, Türkiye’li Müslümanda olmuş fark etmiyor.  

Aslında hakikatin sadeliği ne harikulade değil mi? Hatta çok etkiliyor insanı. Rabb’in vahyi kalplere nüfuz etti mi, büyüleyici. Ama biz cahili telaşlarla, kulca zayıflıklarla onu allayıp, pullamaya çalışmış; dini kendimize zorlaştırmışız. Çevremizde bizi üşütüp, sarmaya çalışan rüzgarlar neden hiç bitmez ki… Belki de insanların başkalarını kendi

düşünce hakimiyetlerine alma sevdasından dolayıdır bu. Bir nevi büyüklük taslama. Ama bazen öyle incitici ki. O rüzgarlar üşütmekten de öte içinizi titretebiliyor. Söyleyiniz, daha Ahire gitmeden insanların birbirlerinin inancının derecesini sorgulamaları doğru mudur? “Artık insan kendi kendinin şahididir.” diyerek, yeryüzü vazifemizin sınırlarını belirleyen Hazreti Allah’dan başka kim selahiyetli günahları, sevapları tartmaya.

*******

Aşk bazen sessizce yürümektir. Hayatınızın bir deminde beklemeksizin, ertelemeksizin bedenin Kabe’ye yolculuğuna izin vermektır. Yarın kısmet olursa aşkın en yüce sahibinin evine doğru uçuyorum. Ama aşkta mesafe önemli midir? Burada ne isem, Mekke’de de oyum. Hatta gurur abidesi Müslümanların eziyetleri yüzünden, tıpkı yas nedeniyle yarıya inmiş bir bayrak gibi başörtümü kendi mazeretimle omuzlarıma indirdiğim gün dahi içimde hiç eksilmedi inancım, aşkım. Nerede yaşarsam yaşayım, ilk yaratıldığı an ki kadar safi ve temiz; kendisine ilk enjekte edilen sonsuz aşka sadık kalmalı yüreğim. Ezelden muhterem yaratılmış gönlüme, suni dayatmalar aşılayıp onu öksüz bırakmamalıyım. Pişmanlık duyan, kendini kınayan nefsi değerli bulup, onun üzerine yemin eden sonsuz kerem sahibi Yaratan’ım  hakkı için. 

Dualarınız dualarım. :)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
MHMMD DMRKN 2014-12-26 20:32:46

ego insana cahilce şeyler yaptırabiliyor
cahille dost olmayın demiyorum ama yan etkilerine hazırlıklı olun
bırakın onlar mükemmelliyetçi olsunlar
siz mutlu olun :)

Avatar
kubra yazicigil 2014-09-25 20:55:31

yazını cok beğendim ,aynen katılıyorum dusuncelerine , yolun acık olsun ,duaların kabul olsun güzel dost...

Avatar
perihan akçay @kubra yazicigil 2014-10-21 11:12:16

her zamanki gibi çok zarifsiniz kübra canım.
her daim ta okyanus ötesinden dostlarınızın gönlünü nezih rüzgarlarla serinletmeyi biliyorsunuz.
bin teşekkür ve minnetle...

Avatar
tttt 2014-11-12 15:36:10

çok beğendim teşekkür ederim