64. Hükümet kurulduktan sonra üzerinde çalışılan ekonomi programı açıklandı. Ben de açıklanan programın özetini sizlere sunuyorum.

* Türkiye finansal gelişmişlik açısından ilk 30 ülke içerisinde yer alacak,

* Mali disiplin korunacak, sağlıklı kaynaklara dayanan gelirler en iyi biçimde değerlendirilecek,

* Uzun vadeli kalkınma, yapısal reformlarla desteklenecek ve halkın refah seviyesinin artırılması hedeflenecek,

* Tek strateji yüksek ve istikrarlı büyüme olacak,

* Büyüme stratejisi makroekonomik istikrara dayanacak. Beşeri sermaye geliştirilecek. Teknolojik ve yenilik geliştirme kapasitesi artırılacak,

* Cari açık düşürülmeye devam edilecek ve daha iyi bir ödemeler dengesi bilançosu gerçekleştirilecek,

* Para politikası büyüme ve istihdamı destekleyecek. Enflasyon hedeflemesi temel para politikası olmaya devam edecek,

* Kamu harcamalarının toplam GSYİH’daki payının artırılmamasına dikkat edilecek ve özelleştirmelere devam edilecek,

* Kayıtdışılık azaltılacak,

* Yurtiçi tasarruflar artırılarak verimli büyüme desteklenecek.


Yukarıda yer alan maddelerde de görüldüğü gibi, 64. hükümetin ekonomi programı temel makroekonomik teorilere dayanmaktadır. Bütün bu maddelerin sağlanılması da imalata dayalı büyüme programının benimsenmesinden geçmektedir. İmalatın, GSYİH’daki payını artıracak politikaların uygulanması yukarıdaki maddelerin gerçekleşme ihtimalini artıracak tek strateji olarak görülebilir. Bu strateji uygulanmadığı taktirde, yukaradaki maddeler para ve maliye politikası kitaplarında yer alan ara başlıklardan başka bir şey değildir.

Stratejinin uygulanması için de Türkiye ekonomisin alt yapı sorununun çözülmesi gerekmektedir. Fakat açıklanan ekonomi programında, yukarıda yazılan maddelerin hangi reformlar üzerinden yapılacağı yani nasıl hayata geçirileceğine dair açıklama bulunmamaktadır. Bu da yapılan açıklamaların havada kalma olasılığını artırmaktadır.

Ekonomi programında sürekli olarak imalatın GSYİH’daki payının artırılacağı vurgulanmaktadır. İmalat sanayisi gelişmemiş ve ileri teknolojik ürün üretimine sahip olmayan Türkiye için bu durum oldukça zordur. Çünkü imalatın desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye ekonomisinde ise ihracat gerekli olan sermayeyi sağlamaya yeterli değildir. Bu sebepten dolayı imalatın mali politika ile desteklenmesi gerekmektedir. Bu da mali disiplini bozacağından dolayı hükümet yanaşmak istemeyecektir.

Özetlemek gerekirse yukarıdaki maddeleri hayata geçirmek, konuşulduğu kadar kolay olmayacaktır. Türkiye’nin artan jeopolitik risklerinin yanında yurtiçi sorunları da bulunmaktadır. Hukukun üstünlüğü ve güven sağlanamadığı sürece yatırımların ve tasarrufların artması beklenilmemelidir. Bu da yukarıdaki maddeler için gerekli olan en önemli unsuru göz ardı etmek demektir. Bu sebepten dolayı hep beraber yaşayıp, ekonomik reformların nasıl yapılacağını göreceğiz.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.