Hükümet pancar üreticisi yerine ithalatçıyı sevindirdi

Milyonlarca insanın sağlığını ilgilendiren kritik Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye şeker yerine kullanılan Nişasta Bazlı Şeker, bir başka deyişle Fruktoz ithalatını yüzde 30 artırdı.

03 Haziran 2015 Çarşamba 09:54
Hükümet pancar üreticisi yerine ithalatçıyı sevindirdi






Hükümet pancar üreticisi yerine ithalatçıyı sevindirdi


Milyonlarca insanın sağlığını ilgilendiren kritik Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye şeker yerine kullanılan Nişasta Bazlı Şeker, bir başka deyişle Fruktoz ithalatını yüzde 30 artırdı. Bu artış en çok sağlığımızı ve pancar üreticisi ile şeker fabrikalarını vuracak. Bakanlar Kurulu, 2014-2015 pazarlama yılında nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotasını yüzde 30 artırma kararı ile 15 AB ülkesinin toplamından daha fazla Nişasta Bazlı Şeker ithal edecek..

NERELERDE KULLANILIYOR?

Resmi gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında, "2014-2015 pazarlama yılında nişasta kökenli şekerler için Şeker Kurulu tarafından 250,000 ton olarak belirlenen kotanın yüzde 30 oranında artırılması kararlaştırılmıştır" denildi.

Şeker pancarı yerine mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerler, şekerli içeceklerden, çikolataya, hamur tatlılarından pek çok şekerli üründe kullanılıyor.

Şeker-İş Sendikası'nın verilerine göre, Avrupa'da kişi başına 1 kilogramın altında tatlandırıcı düşerken Türkiye'de bu miktar 4 kilogramı da geçiyor. Avrupa Birliği (AB) tarımının lokomotifi konumunda olan Fransa, Hollanda ve İngiltere de NBŞ üretilmezken Almanya da bu oran pancar şekerinin yüzde 1.9'unu geçemiyor.

Türkiye'de ise Şeker Kanunu'na göre, ülke toplam şeker kotasının yüzde 10’una kadar NBŞ üretimine izin veriliyor. Bakanlar Kurulu da bu oranı, yüzde 50’sine kadar artırmaya yetkili kılınıyor.

EN ÇOK PANCAR ÜRETİCİSİNİ VURACAK

Buna göre, toplam nüfusu yaklaşık 300 milyon olan AB-15 ülkelerinde toplam 300 bin ton olan NBŞ üretim izni, son artırımla Türkiye'de 325,000 ton düzeyine yükseltilmiş oldu.

Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) nişasta bazlı şeker kotasının artırılmasına karşı çıkıyor. Şeker fabrikalarında üretim devamlılığının korunması gerektiği görüşünü savunan PANKOBİRLİK, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 10 fabrikanın bu kapsamda çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Bölgede toplam 1 milyar liralık tarımsal üretim olduğunu ve 10 binin üzerinde işçinin çalıştığı fabrikaların çoğunun bölgenin tek sanayi tesisi olduğuna dikkat çeken PANKOBİRLİK, pancar üretiminin azalmasının sağlıklı beslenme açısından da ciddi riskler barındıracağına vurgu yapıyor.

NBŞ'nin sanayiciler tarafından düşük maliyetli olduğu için tercih edildiğine dikkat çeken PANKOBİRLİK'e göre, ithalattaki yetersiz denetimler nedeniyle üretimine izin verilen miktarlar ile piyasada kullanılan miktarlar karşılaştırıldığında büyük miktarda fark çıkıyor.

TÜRKİYE PANCAR ÜRETİMİNDE AB ÜÇÜNCÜSÜ

Türkiye’nin pancardan şeker üretiminde Avrupa ülkeleri arasında Fransa ve Almanya`dan sonra üçüncü sırada bulunuyor. Birinci sıradaki Fransa üretiminin tamamını şeker pancarından sağlarken ülkede  nişasta bazlı şeker üretim yok.2. sıradaki Almanya`nın nişasta bazlı şeker üretimi, toplam şeker üretiminin sadece yüzde 2,5. Polonya`nın NBŞ kotası yüzde 3,9 iken, onun arkasından gelen İngiltere ise üretimini tamamıyla şeker pancarından elde ediyor.

NİŞASTA BAZLI ŞEKER FRUKTOZ'UN ZARARLARI

Çok sayıda Avrupa ülkesinde kullanımı yasak olmasına rağmen Türkye'de üretim kotası arttırılan Nişasta Bazlı Şeker'in insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri saymakla bitmiyor.
Tüm kanser çeşitlerinin yüzde 40'ına sebep olduğu bilinen Nişasta Bazlı Şeker'in kronik hastalıklara yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Ölümle sonuçlanan rahatsızlıkların nedenlerinden biri olan Nişasta Bazlı Şeker'deki tehlike boyutları küçümsenemeyecek kadar büyük.
Ayrıca Dünyaca ünlü sağlık kuruluşlarının Nişasta Bazlı Şeker ile ilgili görüşleri ortada.
Bir çok Avrupa ülkesi vatandaşlarının sağlığı için gerekli her türlü yasal adımı atmış, ancak ne hikmetse Türkiye'de yetkililer önlem almay yerine üretim kotasını arttırıyor.
Gıda maddelerinin neredeyse tamamına yakınında kullanılan Nişasta Bazlı Şekerle birilerine rant sağlamak için halkın sağlığı tehlikeye atılıyor.
İşte Nişasta Bazlı Şeker'in insan sağlığına verdiği zararlardan bazıları;

Metabolik sendromlar

Aşırı fruktoz tüketiminin insülin direncine, obeziteye, LDL kolesterolünün ve trigliseritlerin artmasına; dolayısıyla da metabolik sendromlara yol açtığına dair birçok hipotez bulunmaktadır.

Kısa dönem testlerde, besinsel kontrolün ve fruktoz tüketmeyen kontrol grubunun olmayışı, deneylerin sonuca varmasının önüne geçen unsurlardır. Ancak yine de, fruktoz tüketimiyle obezite arasında bir bağıntı bulunduğuna dair raporlar bulunmaktadır.

Tip 1 diyabet hastalarıyla, fruktoz oranındaki belirgin derecede düşük GI (glisemik indeks) arasında bir bağlantı olduğu konusunda endişeler bulunmaktadır. Fruktoz, glukoz ile beraber alındığında kan şekerinin artışına yol açmaktadır. Temel GI ölçüm tekniği yanıltıcı olabilir. Kan şekeri seviyesi zamanla ölçülüp grafiğe aktarılarak, belli bir süre sonra elde edilen çan eğrisinin alanı ölçüldüğünde GI numarası elde edilmektedir. Kısacası yavaşça yayılan bir besinle, hızla kandaki miktarı artıp azalan bir besin aynı GI oranını vermektedir

Her ne kadar tüm basit şekerlerin birbirine benzer kimyasal formülleri olsa da, her birinin farklı kimyasal özellikleri bulunabilir. Bir bilimsel dergiye göre, yalnız fruktoz verilen insanlarla, yalnız glukoz verilen insanlar arasındaki kan şekeri artışı birbirlerine çok yakındır.

Bunun dışında farelerde yapılan bir araştırmada, fruktozun obezite riskini arttırdığı görülmüştür.

Bir çalışma sonucunda, fruktozun erkeklerde glukoza oranla aç karnına daha yüksek bir plazma triaçilgliserol değerinin üretilmesine yol açtığı ve plazma triaçilgliserolün kardiyovasküler hastalıklar için bir risk etmeni olması durumunda fruktoz oranının fazla oluşunun istenmeyen durumlara yol açtığı belirtilmektedir. Bantle ve ekibi ise on dört kişilik bir deney grubuna yüksek fruktozlu besinler vererek olanları gözledi. Ancak grupta gözle görülür bir sorun yaşanmadığı gibi, gruptaki bir kişi hemen hemen şeker yoksunluğu belirtileri göstermişti.

Fruktoz, hemen hemen tüm monosakkaritlerde olduğu gibi bir indirgen şekerdir. Basit şeker moleküllerinden proteinlere kadar kendiliğinen gerçekleşen birtakım kimyasal tepkimeler "enzimatik olmayan glikolizlenme" adını alır. Bu tepkimeler şeker hastalarındaki belirgin hasarın nedenlerinden biri olarak görmektedir. Fruktoz bu bakımdan glukozla eşitlik görünümü içindedir ve şeker hastalığı için yalnız başına daha iyi bir yanıt değildir. Fruktozun glukozla eşdeğer bir tatlılık etkisi yaratması için sadece çok küçük oranlarda kısıntı yapılması gereklidir. Bu durum yaşlılık ve yaşa bağlı kronik hastalıklar için önemli bir katkı sağlayabilir.

Sükroz ile karşılaştırmalar

Yüksek fruktozlu mısır şurubunu (HFCS) ve sükrozu karşılaştıran çeşitli çalışmalara göre her ikisinin kullanımında oluşan psikolojik etkiler hemen hemen aynıdır. Örneğin Melanson ve ekibinin 2006'da yaptığı HFCS ve sükroz içerikli içecekleri karşılaştıran bir araştırmada her iki şekerin insan vücudundaki kan glukozu, insülin, leptin ve girelin değişimine hemen hemen aynı oranda katkıda bulunduğu sonucuna varıldı. Sükrozun %50 fruktoz ve %50 glukoz içerdiği; HFCS'nin ise %55 fruktoz ve %45 glukoz içerdiği göz önüne alınırsa bu durum şaşırtıcı değildir. Bu iki tatlandırıcı arasındaki en önemli fark HFCS'nin bir miktar sükrozun yanında, fruktoz ve glukozu bağımsız olarak içermesidir.

Fruktoz, düşük GLUT5 oranına sahip pankreatik ß hücrelerinin insülin üretmesini tetiklemediğinden dolayı, diyabet hastalarına önerilmektedir. Fruktoz, 19 ± 2 ile düşük bir glisemik indekse sahiptir. Glukozunkinin 100, sükrozunkinin 68 ± 5 olduğu göz önüne aldındığında fruktozun bu durumu rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Bunun yanında oda sıcaklığında fruktozun sükrozdan %73 daha tatlı olduğu bilinmektedir. Çalışmalara bakıldığında, yemeklerden önce tüketilen fruktozun, yemeğin glisemik yanıtını azaltabileceği ortaya konulmuş durumdadır. Daha yüksek sıcaklıklarda tatlılığı değişebilen fruktoz bu bağlamda çeşitli yemeklerde sükroz ile eşit tatlılığa sahip değildir.

Karaciğer hastalığı

Meira Field'a göre fruktoz şeker hastaları için diğer şekerlerden daha iyi bir besin, ancak glukozun tüm vücut hücreleri tarafından kullanılabildiği, fakat fruktozun kullanılabilmesi için karaciğerde birtakım tepkimeler geçirmesi gerekliliği bu durumu değiştirmektedir. Yüksek fruktoz diyetiyle beslenen farelerin karaciğerlerinin alkoliklerin karaciğerinden pek farklı olmadığını, yağ ve sirotikle tıkalı olduğu gözlemlenmiş durumdadır. Her ne kadar sperm ve bazı bağırsak hücrelerinin fruktozu doğrudan tüketebildiği bilinse de, alınan fruktozun büyük bir kısmı karaciğerde tepkimeler geçirerek kullanılmaktadır.

William J. Whelan ise fruktozun karaciğere geldiğinde karaciğer aniden durarak fruktozu metabolize edene kadar tüm diğer etkinliklerini durdurduğunu belirtmektedir. Glukoz yerine fruktoz tüketmek, kanda daha az insülin ve leptin; daha çok girelin dolaşımına neden olmaktadır. 

Aşırı fruktoz tüketiminin alkolsüz yağlı karaciğer hastalığının gelişimine katkıda bulunduğundan şüphe duyulmaktadır.

GUT HASTALIĞINA NEDEN OLUYOR

British Medical Journal tarafından yürütülen son çalışmalara göre, yüksek fruktoz tüketiminin gut hastalığı ile de yakından ilişkili olduğu konusunda çeşitli ipuçları elde edilmiş durumdadır. Gut hastalığı her ne kadar bir Viktorya dönemi hastalığı olarak düşünülegelmiş olsa da, bu hastalığa yakalananların sayısı son yıllarda bir artış eğilimi içindedir. Bu durumun şüphelilerinden biri de, çeşitli hafif içeceklerde bulunan fruktozun olabileceği belirtilmetedir.
Son Güncelleme: 03.06.2015 09:57
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.