Gecenin biri olmuş saat… Kim ki bu arayan? Diye söyleniyordum çalan telime…

Pascal….

Uyuyor muydun…

Yooook yeni uzanmıştım ( sesimin tonu  mutlu olduğumu ele vermişti bile )

Sevgili mi  yaptın kendine?

Yok anacım nerdeee :) horlama sesini diyorsan Bay Baba, Bayan Anne ben de Cuma gününe kadar dedim…Hayırdır sen bu saat de….?

Mesaj yazdım cevap alamayınca aramak istedim. Yarın uygun bir saat de ararım uyumak istiyorsan…

Yoooook salmam seni dedim.  ( Özlüyorum çünkü onu çok. Salmak istemedi kulağım. Beni yaşamımda en çok güldüren erkek. Benim koca.  Bence çok önemli erkeğin kadınını güldürmesi,  keyiflendirmesi. )

Ben seni unutmak istiyorum ama unutamıyorum, aklımdan, kalbimden çıkarmak istiyorum ama yapamıyorum…

Biraz bi sessizlik yaşadık filmlerde ki gibi

Ben de dedim. BENDEE….

Ben de onu unutamıyorum. Saygılı oluşunu, anlayışlı oluşunu, hassas oluşunu…. Nerede olursak olalım, araç ne olursa olsun daima benim kapımı açardı önce. Ellerin de paket bile olsa üşenmez onları yere bırakır kapımı açar ve kapatırdı. Bu nasıl bir ayrıcalık veriyordu bana beyler bilemezsiniz… Yok yok şaşırmayın özellikle beyler dedim. Çünkü asıl onların anlaması gerekir bir bayanın ne hissettiğini. Kendimi eşimin gözünde kalbinde yüreğinde inanılmaz kıymetli yerde olduğumu hissederdim.  Üşenmezdi çünkü o kapıyı açmak için. Bir gün,  iki gün de değildi yaptığı… Her gündü.…Bazı sabahlar bana özel yemekler yapardı… Ve her sabah  uyanır uyanamaz o kocaman elleriyle saçlarımı severdi.  Laf aramızda kalsın saçlarımı sevmesi bazen sinirlendirebiliyordu beni. Çünkü hala uyumaya çalışıyor olabiliyordum.  Oysa  ondan uzak kalınca meğer o dokunuşlar  ne kadar samimiymiş dedim. Ne kadar içten... Meğer sevginin diliymiş onlar.


Biz normal bir çift değildik işin gerçeği. :)  O evin hanımı ben de erkeği gibiydim. Alışverişe gittiğimizde mutfak alışverişini o yapar,  ben de takım,  taklavat, hırdavat bölümünü gezer ev tamir gereçlerine bakardım. Ev de duvar delmek, tamir yapmak benim işim… Genel de akşam yemekleri yapmak onun işi olurdu. Haaa bi de kek pasta işleri ondan sorulur, en iyi şarap ondan sorulur, en iyi yemek sosları ondan sorulurdu.

Benden sorulanlar belli :)  arabam bile bozulsa bir telefonla Fransa dan İzmir de babamı arar telefon tarifi ile arabamı tamir eder, ekmekleri fırlatmayan kızartma makinesini tamir eder, yanan ampulü  değiştirir ya da musluk tamir ederdim. Erkek gibiyiz dediysek o kadar da değil… İş yatak  odasına gelince kadındık herhalde :) öhö..öhööö…

Pascal beni sürprizsiz  bırakmazdı hiç…Küçük de olsa sık sık sürpriz yapar yüzümde gülücükler açmasını sağlardı. Kavgalarımız bile tatlı tuzlu olurdu. İşin içinden çıkamadığımız anlarda elimize ilk gelen şeyi saçardık birbirimizin üzerine. Bu un olur, şeker olur, çikolata sosu olur…sonunda gülmeler olur ve sevişmeler olurdu. Temizliğe her zaman yardım ederdi tabii…. İtina ile üzerimdekileri… anlayın artık siz :):)  süpürge ile de evi….

Bir gün Monaco da önemli bir okul için görüşmeye  gidiyorum. Benim koca Pascal’ ı da kendi işine bırakacağım. Arabamı mis gibi yıkamış ve temizlemişim. Pascal yanıma oturdu başladı benimle  uğraşmaya. Oramı buramı mıncıklamaya, eteğimi bacağımı çekiştirmeye. Bak dedim doğru dur adam,  önemli bu görüşme, yapma bana bu kötülüğü, darman dağınık olmamalıyım. Bir iki dk uslu kaldı. Peçete kutusunu eline aldı ve  başladı peçeteleri mincik mincik koparmaya. Koparıp koparıp arabanın içine saçmaya. Arka koltuklar, yerler, benim ayaklarım, kapı cepleri, her yer ama arabanın içinde her yer…parça pinçik beyaz peçete parçaları. Ölür müsün öldürür müsün diyemedim o an. Cinnet de geçiremedim…önce sinirden gülmeye başladım sonra eğlenceye döndü gülüşlerim.  İnanılmaz gülmeye başladık beraber. Ben de kucağıma birikenleri alıp alıp onun üzerine saçmaya başladım.  Arabanın içi tarif edilemez komikti. Böyle şeyler neden ara da sıra da olmasın ki dedim… Evlilik bir şömine ise, yanması gereken odunlardan biri de bu olay olabilirdi. Ve çooook keyifli gelmişti. Pascal inerken ona sımsıkı sarılıp günün en güzel öpücüğünü verdim.  

Okulun sahibi arabaya geldiğinde neredeyse şoka girdi. Tabii ki,  olayı olduğu gibi açıkladım. Kadın güldü…güldü…. eşin eğlenceli  şanslısın dedi.

Ben birlikteliğimiz de değil ayrılığımızda öğrendim Pascal ın kıymetini, farklılığını, yaşamda eşine az rastlanır bir insan olduğunu. Ben onu koca olarak göremedim. En keyif aldığım arkadaşım, en doruklarda seviştiğim partnerim, kollarında güven bulduğum ailem olarak gördüm. Belki koca olarak görseydim şimdiye kadar çoktan unuturdum. Keşke beyler sizde bu hissi verebilseniz eşlerinize. Onlarla arkadaş olabilseniz. O kadar bağlayıcı,  güven verici,  sevgi ve kişiye saygı duyduran bir ilişki oluyor ki…

Hoşşş!  Pascal gerçekten baron gibi yetiştirilmiş sanki. Çok asil ruhlu. Bana göre en asil yanı. :)  Çoraplarını kendi ütülemesi. Güzel bir klasik müzik açar, şarap kadehini alır, ütüyle çoraplar aşk yapar sanki. Romantik bir adam olduğunu ‘’ Pascal kapı girişin de soydu beni ‘’ yazımda da anlamışsınızdır. :)

 

Çok güzel sevişirdi. Çoooook hakkını verirdi. :)

 

Bir gün yine güzel bir sürpriz yapmış, iki günlüğüne fantezili bir dağ evi kiralamış. Aman ! Allahım… ne güzel gelmişti o dağ evi bana. O nasıl bir ev, o nasıl bir doğaydı.  İster istemez ben bile şaşırmıştım içimde ki ben'e…. Meğer neler yatıyor içimiz de demiştim. Çok bi şii katmıştı o ev ilişkimize. Demek gerekiyor muş böle evler aslında. Kimsenin olmadığı, kimseye görünmediğin, özgürce, giyinmeden çıplak dolaştığın, ruhunu da, bedenini de özgür kıldığın ve eşinle bütünleştiğin….Bu bambaşka bi şii di….ve çok gerekli bence. Her çift bunu yaşamalı.

 

        Alooo! uyuyor musun dedi….yok yok uyumadım. Gerçekten seni özledim dedim.

 

        Şimdi Pascal ı boş verelim.  Asıl şimdi uyandım. :)

 

 

 

Değerli hanımlar…

Değerli beyler…

Değerli çiftler…

Değerli sevgililer…

Değerli aşıklar…

Benim şu an yaşadığım ve yazılarımı yazdığım bu yer aslında öle bir yer…Tam da size göre bir yer…İlla ki Fransa ya gitmenize gerek yok.

Bu adamın  yaptığı her ev  tam bir Cote D’Azur..fantastik, doğal, konforlu, estetik… İster istemez sizde doğal oluyorsunuz. Kasmıyorsunuz  kendinizi, rahat oluyorsunuz. Doğanızı buluyorsunuz çünkü.   offf çok güzel işte…bak içim kıpraşıyor  yazarken bile….zaten yurtdışı bağlantılı çalışıyor. Kiracılarının hepsi yabancı.   Bu yerleri yapan kişi yabancı sanırım diyordum ve sahibini tanıyınca inanamadım. Kendini mükemmel ötesi geliştirmiş buranın yerlisi bir bey…Kalbi de güzel, taşıdığı yüreği de….ama beni etkileyen iş aşkı..resmen aşkı işine yansımış. Evlerde aşk kokusu var. Kullandığı her taş ellerinden geçiyor. Üşenmiyor, erinmiyor, yorulmuyor…zıpkın gibi…araba kullanıyor, traktör kullanıyor, denizden taş topluyor, dağdan kaya parçaları….ve dokunduğu her şeye aşk veriyor. Hiç yabancılık hissetmiyorsunuz bu dağ evlerinde. Doğa ile bütün olup siz de en doğallığınızda ve şeffaflığınızda oluyorsunuz. Hele şu an biraz yukarımda yapılan ev en favorim….bitmesini bekliyorum. Hemen en sevdiğim çift arkadaşlarıma rezervasyon yaptım bile. Bu evler buradan okumayla olmuyor. Gerçekten bence her çiftin bir gün bile olsa kalması gereken bir yer. Bence  beklemeyin odunları yakmak için….Birliktelik şömine odunlar ise monotonluğu yakan değişikliklerdir. Bu arada evler şömineli….Alo dediğiniz an da , yanan şömine, mis gibi kızarmış balık ve doldurulmak üzere boş bırakılan kadehler sizi bekliyor…

Ben şimdi bi şiiiler demek istiyorum…

 

Sevgili çiftler, sevgili aşıklar…sevgili neyse neyler…

Yaşadığınız güzelliklere odaklanıp yeşertin, çoğaltın onları

Ufak da olsa süprizler olsun hep…

Gurur terk etsin ilişkinizi, hiiiiç kabul etmeyin onu aranıza

Seviyorsanız koklayın, içinize çekin, kıyamayın

Oyunlar eğlenceler serpin ilişkinize bol bol

Onu ne kadar mutlu ederseniz o kadar mutlu olacağınızı unutmayın

Eften püften şeylerin mutsuzluk tuzaklarınız olduğunu bilin

Kimseye özenmeyin, özendirin

Birlikte mutfağa girip pasta yapıp kalanı bulaştırın,  pislik yapın, iğrenin ama gülün bol bol

Hafta sonları vaktinizi kapalı AVM lerde geçireceğinize uzanın yatağınıza film seyredin, yatağı piknik alanına çevirin ya da fantezi evlerini kullanın. :)


Bu sefer ben Pascal a bir sürpriz yaptım ve favori evden  yerimizi ayırttım. Sürprizlerin kadını erkeği olmaz.

Birlikteliğini düşünen sarılsın telefona. :)

Bu arsız kızı okuyan gözlerinize, Yanlış anlamayan yüreklerinize sağlık…

Bol fantezili günler diliyorum :)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.