Ahmet OKUMUŞ

 Ne zaman bir olumsuzluk yaşansa fırsatçılar hemen sahne alıyor. Deprem, heyelan ve tabi afetlerde yağmalama ekipleri olayların yaşandığı yerlerde kol geziyorlar. Ülke olarak kar ve soğuk havaya ülke olarak teslim olduk. Kar ve soğuk hava ile birlikte fırsatçılarda ortaya çıkmaya başladılar. Haftanın 7 günü değişik il ve ilçenin semt pazarlarında sebze ve meyve satışı için tezgâh açan yaklaşık 300 bin pazarcı esnafının yarısından çoğu artık tezgâhlarını açmıyorlar. Çünkü hem ürünler soğukta donuyor hem de vatandaşlar havaların soğuk olması sebebiyle pazarlara rağbet etmiyor. Pazarcıların soğuktaki halini fırsat bilen marketler ise fiyatları biranda 2 hatta 3 katına katladılar. Pazarlara olan talep artık marketlere olmaya başladı. Soğuk ve don pazarcı esnafını üzerken, marketçileri sevindirdi. Esnafın tezgâh açmayışını ve vatandaşların pazara gitmemesini fırsat bilen marketçiler fiyatlara takla attırıyorlar. 50 kuruşluk marul 2 lira, 49 kuruşluk maydanoz 1 lira 50 kuruş, 1 liralık ıspanak 2,5 lira, 1 lira 50 kuruşluk kabak 3 lira ve 1 lira 50 kuruşluk domates 3 lira 50 kuruş olmuş. Bu ise fırsatçılıktır. Piyasayı dengeleyen küçük esnaf ise evine nasıl ekmek götüreceğinin hesabını yapıyor. Bu soğuk günleri düşünerek küçük esnafın ne kadar önemli bir görev yaptığını bütün halkımız bilmelidir.

Tabi sadece marketler değil, AVM’lerde kışlık ürün satan bütün mağazalar vitrinlerindeki indirim tabelalarını kısa bir süreliğine de olsa ya rafa kaldırdı ya da indirim oranlarını düşürdüler. Çünkü onlarda bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istiyorlar. Özellikle son 15-20 yıldır kar yağman yörelerimizde zamlı fiyatlardan giysi satışı oldukça fazla. Ayrıca yoğun don ve kar sürücüleri de vurdu. Kar lastiğine ve zincire olan talepte arttı. Bu artış ile birlikte fiyatlarda tavan yapmaya başladı. Çünkü bu fırsat 15-20 yılda bir gelir düşüncesi ile satış yapan fırsatçılar vatandaşlar ile taksici, dolmuşçu, kamyoncu, servis aracı gibi küçük esnafı mağdur ediyorlar.

SİGORTA ŞİRKETLERİNİN YÜKÜ TİCARİ ARAÇLARDA

Kısa süre önce sigorta şirketlerinin ticari araçlara yaptığı yüksek fiyat uygulamasına son verilmesi gerektiğini dile getirmiştim. Ancak, sigorta şirketlerinden ve Hazine Müsteşarlığından şuana kadar bu yönde bir açıklama yapılmadı. Açıklama yapılmadığı gibi bazı yazarlar olayları araştırmadan sigorta şirketlerinin zarar ediyoruz oyununa gelerek yazı yazarak okuyucularını yanlış bilgilendiriyorlar. 2013 yılının ilk 9 ayında ticari araçlardan 1 milyar 483 milyon lira zorunlu trafik sigortası primi tahsil edilirken, aynı dönemde 719 milyon lira hasar ödemesi yapılmış. Bakın garipliğe 1 ticari minibüslerden araç başına 1.789 TL sigorta primi tahsil edilirken 532 TL hasar ödemesi yapılmış. Hususi minibüslerden ise araç başına 501 TL prim tahsil edilirken 302 TL hasar ödemesi yapılmış. Aynı şekilde hususi otomobillerden araç başına 257 TL prim tahsil edilirken taksilerden araç başına tahsil edilen prim tutarı ise 1.365 TL olarak gerçekleşmiş. Şimdi sormak isterim hani zarar bunun neresinde. Nasıl bir zarar ediyorlarsa lütfen açıklasınlar onları da bu köşede dile getirelim. Ama öyle bir zarar yok. Çünkü defalarca yazdım ama bir Allah’ın kulu ağzını açıp ta öyle olmadığını anlatmıyor. Yani hep susuyorlar. Tek susmadıkları konu fiyatları artırmak oluyor. Bunun sebebi ise fiyatların serbest bırakılmasıdır. Bir ülkede zorunlu olan bir hizmetin veya ürünün bedeli serbest olmamalıdır. Bu da bir fırsatçılıktır. Sebebi ise trafik sigortasında sisteminin yükünü sadece ticari araçlar çekiyor. İstanbul’da aynı araç ve aynı şoförü sisteme hususi diye tanımladığınızda 300 TL çıkan zorunlu trafik sigortası primi, aracı ticari olarak girdiğinizde 20 bin liraya kadar çıkabiliyor. Hayatında hiç kazaya karışmamış, çiziği dahi olmayan ticari araç sahipleri asgari 10 bin lira prim öderken, ağır kaza yapmış hususi araçlar 300 TL prim ödüyor. Bu sistem böyle gitmez. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.