Rahmi Turan gazeteciliğe nasıl başladı?

Gazeteci Rahmi Turan öğrenim hayatı boyunca, okumayı çok sevdiği, büyük zevk aldığı için derslerinde de başarılıydı.  Zaman hızla akıp gitti ve ortaokulu da pekiyi derece ile bitirdi Rahmi Turan.
Sıra liseye gelmişti. Rahmi'nin okuldaki başarısı ailesini sevindiriyordu. Sorunsuz sıkıntısız sınıflarını birer birer geçiyordu. Dahası okuldan kalan zamanlarda karpuz, sakız, simit satıyor, babasının bir arkadaşının marangozhanesinde çıraklık yaparak aile bütçesine de katkıda bulunuyordu.

Hayatında önemli bir yeri olan ve öldüğü güne kadar kader arkadaşı olacağı Akgün Tekin'le birlikte Haydarpaşa Lise'sine başladı Rahmi.
Sessiz, sakin ama aynı derecede kararlı olan Rahmi 4-H sınıfında hemen sivrilen bir öğrenci oldu. Okumaya merakı ve yüzmeye olan tutkusu arkadaşları arasında O'nu ön plana çıkartıyordu.
Okumaya olan merakı okulda herkesin dikkatini çekiyordu.

Bulduğu herşeyi okuyan Rahmi, okuyacak kitap bulamadığında da geceliği 5 kuruştan kiralanan kitapları alıyor ve daha az para vermek için sabahlara kadar kitap okuyordu.
Rahmi'nin hangi gece kitap okuduğu öğretmenleri ve arkadaşları tarafından hemen anlaşılıyordu.
Öğretmenleri takılıyordu, “Rahmi, gözlerin şişmiş yine kitap okudun anlaşılan bu gece sabaha kadar” diyorlardı.
Haydarpaşa Lisesini bitirdikten sonra hangi hiç tereddüt etmeden Yüksek Gazetecilik Okulu'na kaydını yaptırdı Rahmi Turan.
Okumak kadar yazmak da büyük zevkti kendisi için.
Daha o günlerde başlamıştı küçük küçük öyküler yazmaya.
Yazları Devlet Demiryollarının marangozhanesinde çalışırken okul döneminde de yine bol bol okuyor ve yazmaya devam ediyordu.
Okulda başarılı bir öğrenciydi, derslerde hiç zorlanmıyordu.
İşte o günlerde gazeteciliğe ilk adımını attı Rahmi Turan.
Yıl 1957 idi.
Arkadaşı Güngör Erdal, “Günlük Spor” gazetesinde çalışıyordu ve o günlerde bugünkü gibi günlük spor haberciliği revaçta olmadığı için gazetelerde Yazı İşleri Müdürleri'nin inisiyatifine kalmıştı spor haberleri.
Değişik sayfalarda değişik büyüklüklerde çıkıyordu spor haberleri o günkü gazetelerde.
Güngör Erdal'a göre Rahmi Turan; “hırslı , tuttuğunu koparan ve edebiyat düşkünü bir gençti ve bu işi başarırdı”
Rahmi Turan, Erdal'ın teklifini hemen kabul edip “Günlük Spor” gazetesinde işe başladı.
Kör'ün istediği bir göz, Allah vermişti iki göz.
Gazetelerdeki spor haberlerine olan ilgiyi farkeden Kermen daha sonraları ünlü olacak İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk'la birlikte “Dolmuş Yayıncılık” ismini verdikleri bir şirket kurup “Günlük Spor” gazetesini çıkartmaya başlamıştı.
Gazetede kimler yoktu ki?
Milliyet'ten transfer edilen Necmi Tanyolaç gazetenin istihbarat şefiydi.
Zaten ilk iş görüşmesinide Tanyolaçla yapmıştı Rahmi Turan.
İslam Çupi, Pertev Tunaseli, Memduh Eren ile bugün Habertürk Gazetesi'nde yazan ünlü gazeteci Umur Talu'nun babası Muvakkar Ekrem Talu makaleler yazıyordu Günlük Spor'da.
Henüz daha okurken gazeteciliğe adım atması çok sevindirmişti Rahmi Turan'ı.
Hoş Necmi Tanyolaç ayda kendisine 100 lira maaş vereceğini söylemişti.
Devlet Demir Yolları'nın marangozhanesinde 150 liraya çıraklık yapıyordu ama para önemli değildi.
Nasılsa iyi bir gazeteci olduğunda iyi para kazanacaktı ve düşündüğü gibi de oldu yıllar sonra.
Hep üst düzey yönetici olarak çok para kazandı Rahmi Turan.
O gün Necmi Tanyolaç'ın kendisine 100 lira vereceğini söylemesi karşısında hiç üzülmedi.
Tüm gazeteciler gibi o da yeni işe başlayan her gazeteci gibi doğru düzgün bir para almayacaktı.
Necmi Tanyolaç ümit vadeden bu gence ayda verdiği 100 liranın dışında okul masrafları için de para vereceğini söylemişti ama Tanyolaç'la Rahmi Turan'ın çalışması uzun sürmedi.
Turan'ın uzun yıllar Necmi Ağabey diye hitap edip büyük saygı duyduğu bu usta gazeteci Tanyolaç, Rahmi Turan'ın Günlük Spor'a başlamasından bir ay sonra geldiği gazete olan Milliyet'e geri döndü.

Kaynak: Faruk Mangırcı, Trajların Efendisi