Çin, ABD'de neden çok konuşuluyor?

06 Kasım 2012 Salı 18:57
Çin, ABD'de neden çok konuşuluyor?






ABD'de başkanlık seçimleri geldi çattı derken, herkes Çin'in ABD başkanlık seçimlerinde neden bu kadar konuşulduğunu merak ediyor. Elbette ABD seçimlerine Çin'in doğrudan bir etkisi olduğu söylenemez. Ancak Çin, ABD'nin ekonomik ve siyasi politikalar kısmının önemli gündem maddelerinden birini teşkil etti. Meseleyi biraz daha açarsak Çin'in ekonomik ilişkilerde ABD üzerinde oluşturduğu etkileşim ile dış siyasette Asya-Pasifik ve Çin yada yükselen Çin kavramı gerek Başkan Barack Obama gerekse eski Vali Mitt Romney tarafından sıkça konuşuldu.

Peki neden bu kadar konuşuldu Çin? Global sistemi kurgulayan ve yöneten sürece Çin, 2000 yılından beri Dünya Ticaret Örgütü'nde (DTÖ) üye olma, IMF ve Dünya Bankası'nda etkileşimini arttırma istemi, dış ticaret açısından yükselerek en büyük ihracatçı ülke olması ve ABD'yi de geride bırakarak, en büyük yatırım çeken ülke olması gibi unsurlarla dahil olmaya başlamasından beri yükselen bir güç olarak dikkatleri çekmeye başlamıştı. Dolayısıyla böylesine yükselen bir yapıya ABD 'kaygısız ve tarafsız' kalamazdı.

İkinci olarak ise bu yapı ABD'nin dış dinamiklerini etkilediği kadar şüphesiz iç dinamiklerini de etkiliyor. Dolayısıyla ABD karşısında ekonomik güç olarak yükselen Çin'in ekonomik taleplerinin yanında siyasi talepleri de oluyor. Çin'in bu yükselişi ABD'yi içeride istihdamda, büyümede, borçlanmada, Çin'in ABD hisse senetlerine yaptığı yatırımda, Çin ve ABD arasındaki dış ticaret işlemleri gibi verilerde etkiliyor. Örnek verecek olursak, 2012 yılı Ocak-Eylül ayları arasında Çin, en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği dış ticaret hacmi 411 milyar dolar iken, ikinci en büyük ticaret ortağı ABD ile 355 milyar dolar dış ticaret yaptı. Yılsonunda ABD ile olan ticaret hacminin 500 milyar dolar olması bekleniyor. Ülke bazında ABD Çin'in en büyük ticaret ortağı durumunda. Dolayısıyla bu ticaret yapısının, ABD'nin üretim, istihdam ve ihracat yapısı üzerinde büyük etkisi oluyor. Çin'in bu yükselişi ABD'li ihracatçılarını da farklı yerlerde etkiliyor şüphesiz. Bu yükseliş aynı zamanda Çin mallarının ABD'ye girişinde yasaklarla yada retlerle karşılaşıyor.

Bir başka örnekle 2012 yılı Mart ayı sonunda Çin'in döviz rezervleri 3.31 trilyon ABD dolarına çıkmıştı. Bunun 1.17 trilyon doları da ABD hisse senetlerine bağlı durumda. Bunların haricinde, Çin'in para birimi Yuan'in uluslararası para birimi yolunda attığı adımlar, şu an Asya-Pasifik bölgesinde belirli ülkelerde Yuan'in ticarette dolar yerine geçen bir para olma özelliği kazanması ve rezerv para olmaya doğru hızla gitmesi doğal olarak Çin-ABD etkileşimini mecbur kılıyor. Hatırlanacağı üzere Obama iktidara geldikten sonra ilk olarak Çin'i ziyaret etmişti. Ardından Dışişleri Bakanı Clinton'ın seri Çin ziyaretleri, ardından ABD Savunma Bakanı ve Hazine Bakanı'nın Çin ziyaretleri ve ayrıca iki ülke arasında yapılan yüksek istişare toplantıları gibi Obama'nın, ilişkileri yukarıda belirtilen düzlemde şekillendirmeye çalışması, Çin'in ABD'nin Başkanlık seçimlerinin gündem maddesi olmasını çoktan sağlamıştı bile.

-ÇİN, ABD'DE GÜNAH KEÇİSİ-
Meseleye bir başka açıdan bakılacak olursa, Çin ABD'de günah keçisi durumunda bulunuyor. Özellikle Cumhuriyeti aday Romney tarafından abartılarak vurulan bir Çin yapısı da var. Çinliler de kendilerini günah keçisi olarak kullanmalarından dolayı ABD'den rahatsız. Pekin yönetimi, doğrudan söylemese de hükümete bağlı düşünce kuruluşluları vasıtasıyla resmiyete esas teşkil eden bu şikâyetini sürekli dile getirmişti. Rasyonel bir açıdan bakıldığında dünyanın lideri konumundaki ABD'de, arkasından ikinci sırada gelen bir ülkenin gündem konusu olmaması zaten düşünülemez. Sonuç olarak Çin'in ABD'de bu kadar konuşulması net ve doğru bir durum olarak algılanması gerekiyor diyebiliriz.
Ticari ve iktisadi kültürü zengin ve yatırım konsepti de olan işadamı olarak Romney'in Çin'i iyi bilmesinden dolayı eleştirilerini daha abartılı yaptığı ifade ediliyor ve bunun kendisine daha çok oy getireceğini amaçlıyor. Romney'in Çin'deki şirketlerin hisselerinde ortaklılığı olduğu biliniyor ancak net olarak ne kadar hissesi olduğuma dair bir açıklama ise yok.

-ÇİNLİLER OBOMA'DAN YANA-
Hong Kong medyasında yer alan haberlerde Çinlilerin yüzde 63'ünün seçimlerde Obama'ya destek verdiği belirtilirken, Asya'nın da Obama'dan yana olduğu ortay açıktı. Başkent Pekin'de konuştuğumuz her kesimden halk da seçimlerden Obama'nın galip çıkmasını istedi. Sokaktaki Çinlilerin ABD seçimlerine ilgisi çok az. Çoğu Çinli ise Romney'i tanımıyor bile. Bazıları ABD'de seçim olduğunu bile bilmezken, bilenler de yorum yapmaktan kaçınıyor. Neden Obama? sorularımıza ise sokaktaki Çinliler ''Bir nedeni yok. Karizması var. Kendisini tanıyoruz. Zenci olduğu için. Halktan olduğu için. Cesaretli olduğu için. Çocuğum Amerika'da okuyor.'' gibi ifadelerle desteklerini dile getiriyor. Çok az bir kesim ise Obama'nın Asya Pasifik siyasetini olumsuz buluyor ve yeniden seçilirse Çin ile daha dostça ilişkiler kurmasını istiyor.

Sonuç olarak denilebilir ki, Demokratların da kültüründen meseleyi ele aldığımızda, Çin'in iyi tanıyan Obama'nın seçimi kazanması hem Çin için daha karlı olacağı öngörülüyor ve Çin'in de isteğinin zaten bu yönde olduğu hissediliyor. Son olarak Romney'in Çin'i mutlaka bir gün parasıyla oynayan, manipüle eden ülke olarak ilan edeceğini açıklaması, Çin açısından hiç de iyi olmayacağa benziyor. Zira, Obama'nın Çin'e karşı oynamadığı bu kart onaylanırsa, Washington, Çin'e DTÖ'den bağımsız yaptırımlar uygulayabilir. Siyasi söylemlere bakıldığında da ABD'liler için Romney Çin konusunda daha tercih edilir gibi görülüyor.

CİHAN
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.