Ermeniler Hocalı Soykırımı'nı örtbas edemeyecek

Karabağ’da doğmuş, çocukluk yıllarını o topraklarda yaşamış, ancak savaş ve işgal sonrasında vatan topraklarından göçe zorlanmış olan Gazeteci Yazar İnsan Hakları Savunucusu, 'Gözlerim Yokçeker Karavbağ' aşkı kitabın yazarı Zülfiye Hasanova Akdağ ile görüştük.

25 Şubat 2015 Çarşamba 11:17
Ermeniler Hocalı Soykırımı'nı örtbas edemeyecek






Ermeniler Hocalı Soykırımı'nı örtbas edemeyecek
 
Azerbaycan Türkleri ve insanlık tarihinin en vahşi ve tarifi imkansız cinayetlerinin yaşandığı, Ermenistan tarafından işgal edilmiş Dağlık Karabağ’da, Hocalı’da yaşanan ‘soykırım’ın  23’üncü yılı. Karabağ’da doğmuş, çocukluk yıllarını o topraklarda yaşamış, ancak savaş ve işgal sonrasında vatan topraklarından göçe zorlanmış olan Gazeteci Yazar İnsan Hakları Savunucusu, 'Gözlerim Yol Çeker Karabağ' kitabın yazarı Zülfiye Hasanova Akdağ ile görüştük.  İstanbul’da yaşayan, ancak Azerbaycan ile bağını hiç kesmeyen ve Karabağ işgali le Hocalı’da 25-26 Şubat 1992 tarihinde Rus askeri destekli Ermeni saldırı ve işgalleri sonrasında, yaşanılan soykırımda şehit ve gazi olan, sürgün edilen ve kayıp olan kardeş Azerbaycan Türkleri hakkında, duygu ve düşüncelerini sizlerle paylaştı… 

 

Sizin doğduğunuz ve çocukluk çağlarını yaşadığınız Karabağ, şimdi işgal altında.  Bu nasıl bir duygu..

Evet ben, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin,  Ağdam  Şehrinin, Gülablı kentinde  dünyaya gelmişim.  Doğduğum ve yaşadığım ana ata topraklarım bu gün işgal altında. Ve Karabağ mağduruyum.  Yaşadığım, Gülablı kenti bombalandı, evimiz yoktu artık. Ve biz o güzel topraklarımızı terk etmek mecburiyetinde bırakıldık. Çok Azerbaycan evladı da, o yılarda Ermeni vahşetine kurban gittiler. Şehitler ve gaziler vermişiz. Topraklarımız işgal altında ve biz o topraklara gidemiyoruz.  Yıllarca birlikte  yaşadığımız insanlar, insan görünümlülermiş meğer, o Ermeniler nasıl bu kadar insanlıktan çıkmışlar, anlayabilmek mümkün değil. Yıllarca yaşadığım topraklar ve o kan, gözyaşı gözümün önünden hiç gitmedi.

Türkiye’ye ne zaman ve ne için gelmiştiniz?

1991 yılında, Azerbaycan Halk Cephesi Lideri ve Azerbaycan Cumhuriyeti rahmetli Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in emirleri ile girdiğim sınavda başarılı olarak, kardeş Türkiye’de üniversitede okumak için, İstanbul’a gönderildim. Türkiye’ye ilk giden elli talebe içindeki, üç kız öğrenciden bir bendim. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde okudum.

 

AZERBAYCAN ÖZ VATANIM, TÜRKİYE KARDEŞ VATANIM

Daha sonra Türkiye’de mi,  yaşamaya başladınız?

Üniversiteden mezun olduktan sonra, Türkiye’de ir süre daha kalarak, İstanbul’u, Türkiye’yi daha tanımak istedim. Öğrencilik sonrasında, İstanbul’da bir süre daha kalarak, ekonomi, kültür, sanat, tarih ve turizm şehri olan İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’yi daha iyi tanımak istedim. Ancak, bu arada  iş hayatına atıldım ve İstanbul’da evlendim.  Evlendiğim kişi de Türk vatandaşı olduğu için, ben de Türk vatandaşı oldum ve on yıla yakın bir zaman, tarih öğretmenliği yaptım.  Ancak öz vatanım olan Azerbaycan ile bağımı hiç kesmedim. Her zaman her fırsatta Azerbaycan’a gidip geliyorum. Azerbaycan öz vatanım, Türkiye’de kardeş vatanım.

İstanbul’da yaşıyorsunuz ama her zaman Azerbaycan, Türkiye ve Türk Dünyası ile ilgili çalışmalarda görüyoruz sizi…

Elbette, Türkiye’de, İstanbul’da yaşıyorum ama Azerbaycan’ın Türkiye’de ve dünyada daha iyi kültüreli siyasi, sosyal ve insani olarak tanıtılması için konferanslar veriyorum, sempozyum ve panellere katılıyorum. Ben uzun yıllardır, Türkiye’de olabildiğim heryerde, gidebildiğim her yerde, Azerbaycan’ı, Türk kardeşlerime anlatmaya gayret ediyorum. Ama sadece Türkiye’de değil,  Avrupa, Amerika ya da başka ülkelerde de olsa, ben Azerbaycan’ı öncelikle ve Türkiye’yi ve bütün Türk Dünyası ile alakalı olarak, çalışmalar yapmak ideali ile yaşıyorum. Sadece salonlarda ya da tv ekranlarında değil, gittiğim her yerde, okullarda, sokakta, aile ve arkadaş toplantılarında,  Azerbaycan’ı,  Karabağ’ın Ermeniler tarafından nasıl haksız ve vahşice işgal edildiğini, Hocalı’da Ermeniler tarafından, masum, silahsız yaşlılara, kadınlara, çocuklar ve bebekler demeden Azerbaycan Türklerine  yapılan soykırımı sürekli olarak anlatıyorum.

 

VATAN MÜDAFASINDA, KADIN ERKEK DENMEZ SAVAŞILIR

Siz de Karabağ Savaşı’nda Ermeniler ile savaşmaya cepheye gittiniz mi?


Bakınız, 1993 yılında Kelbecer alındığı zaman,  askeri giysiler ile  Azerbaycan’a savaşmak için geldim.  O zaman, Marmara Eğitim  Vakfı tarafından gönderilen sağşık malzemelerini  Ağdam Hastahanesi’ne götüren öğrenciyim ben. Yani hem savaşmak için hem de çok büyük miktarda ilaç götürdüm. Bu girişim ve mücadelem o zaman Türkiye’deki bir çok gazetede geniş haber olarak yayınlandı.  Yani Türkiye’de okuyan bir kız öğrenci, aslında vatan için mücadede kadını erkeği olmaz, işgal edilen vatanı için savaşmak üzere savaşa ve cepheye gidiyor şeklinde. Bu tabi ki,  kardeş Türkiye’de çok ses getirdi o zaman ve Karabağ işgali biraz daha iyi duyurulmuş oldu. Türkiye’de, nasıl Milli Mücadele ve Kurtuluş savalarında kadınlarımız, analarımız cephede, cephe gerisinde vatan için mücadele etmişler ise, kocaları ile gardaşları ile biz de aynı şekilde, mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz.  Bunu özellikle belirtmek istedim ki, Biliyorum o yıllarda bazı artniyetli ve yanlış haberler yayınlanmıştı. Yani güya, Azerbaycan Türkleri, Karabağ’da savaşmamışlar, vatanları için mücadele etmişler, savaşmamışlar. Elbette mücadele edildi ve savaş verildi ama siz ne yapablirsiniz ki, koskoca bir Sovyet size karşı, Ermenileri silahlandırmış ama sizin elinizde hiçbir şey yok. Ama buna rağmen o zaman da, bu gün de hertürlü diplomatik ve siyasi mücadele verilmeye devam edilmektedir, edilecektir de, Çünkü, Karabağ, Hocalı bizim varanımız.  

 
Hocalı’da yaşanalar soykırım mıdır?
 
1988 yılında başlamış olan Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık  Karabağ savaşlarının, en müthiş hadiselerden biri  Hocalı’da  yaşanmıştır.  Azerbaycan Türklerine karşı, Rusya destekli Ermeniler tarafından, acımasızca bir bir soykırım uygulandı.
Hocalı faciasi,  iki yüz Yıla  yakın bir müddetçe Ermeni şovenist-milliyetçileri  tarafindan,  Azerbaycan Türklerine karşı düzenli olarak, hayata geçirilen etnik temizleme ve soykırımı siyasetinin devamı ve en kanlı sayfasıdır. Ermeni şovenistleri ve ideoloqları, uzun yıllar sonrasına göre planlar yapmaktadırlar. Onların maksatları, Dağlık Karabağ’ı və diğer Azerbaycan topraklarını ele geçirmektir. Halkımızın, bağımsızlığı ve bütün  vatan topraklarının müdafasındaki azmi ve kararlılığını kırmak amacındadırlar.
 
 
İNSANLIK ADINA BİR KARA LEKE VE VAHŞİLİK YAŞANDI
 
Hocalı Soykırımı’nda neler yaşandı ve o topraklarda doğmuş ve yaşamış bir insan olarak neler hissediyorsunuz?
 

 
Hocalı faciasının acı neticelerini bütün insanlar  bilmeli ve daim akıllarda tutulmalıdır.  Azerbaycan  Cumhuriyeti’nin asıl ve çok değerli olan toprakları ile olan alakası kesilmiş, 50-60 adet otomatik silah ve av tüfeği ile silahlanmış özünü müdafia etmeye çalışıyordu. Ancak,  Hocalı şehrin etrafında en modern teknik ile tepeden tırnağa  kadar  silahlanmış Ermeniler,  tamamen abluka altına almış ve 1992 yılında şubat ayının 25’inde, gece saat 22.00 da, Hocalı şehrine, Rusya’nın 366-cı askeri alayının komando birliği ile hücuma geçmiştir. Yani bütün bu tam teçhizatlı tecrübeli subay ve askerlerden oluşan işgalci düşmana karşı ne yapılabilirdi ki?  Katil Ermeniler,  vahşice ve dünya insanlık tarihinde kara bir leke olarak kalacak olan Hocalı Soykırım’ında, 106sı kadın, 63 çocuk olmak üzere 613 insanımız şehit oldu. 487 insanımız kayıp oldu. 1275 insanımız ise, yaralılar, yaşlı kadın, çocuk, bebekler  ile Ermeni zulmüne, tahkir ve  hakaretlerine maruz kaldılar. 150 insanımızın akıbetleri ise hala da belli değildir.  Bu cinayetlerde, 56 insanımız, işkence edilerek katledilmişlerdir.  Onlar diri-diri yakılmış, başları kesilmiş, kafalarının derisi soyulmuş, körpe uşagların gözleri çıkarılmış, süngü ile hamile kadınların karınları yarılmıştı.
 
 
TÜRKİYE’DEKİ MEDYAYI DAHA DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM

Hocalı Soykırımının dünyaya anlatılması ve hakların iade edilmesi noktasında Türkiye’den beklentileriniz nelerdir?

Bu işgal ve facia, bütün Azerbaycan halkını sarstığı gibi beni de çok derinden yaralamıştır. Hocalı sakinlerine onarılmaz yaralar, manevi  darbeler vurmuştur. Lakin  Hocalılar,  hatta amansız soykırım gününde de,  özlerini asıl kahramanlar gibi cephede savaşmışlar ve halkımızın şanlı tarihinde yeralmışlardır. Ben özellikle belirtmek isterim ki; Bu vahşet, işgal ve soykırım sadece Azerbaycan Türklerinin değil, sözde soykırım iftiraları ile karşı karşıya bırakılmak istenilen kardeş Türkiyemizin de acısıdır, derdidir. Bu nedenle Azerbaycan ve Türkiye, ‘Bir millet, iki devlet’ olarak, her zaman olduğu gibi, Ermeni yalan ve iftiralarına karşı da birlikte ve beraber hareket etmeliler. Elbette medya çok önemli ama ne yazık ki, bu konuda tv ve gazeteleri haber ajansları gerektiği gibi hassasiyet ve objektiflik ve duyarlılığı gösterememişlerdir. Tabi medyayı genelleyemeyiz ama kardeşimiz olan Türkiye’den daha fazla ilgi ve destek görmeyi arzu etmek de herhalde en tabii hakkımızdır diye düşünüyorum.
İnsanlık adına, Azerbaycan ve insanlık adına ibretlik hadiselerin yaşandığı Karabağ işgali ve Hocalı Soykırımı hakkında verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim
Yaşanılan acı hadiseler bizi yıldırmadı, yıkmadı ve biz her zamankinden daha güçlü olarak mücadelemizi sürdüreceğiz ancak, medyanın önemi tartışılmaz. Bize bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim.
 

ZÜLFİYE HASANOVA AKDAĞ KİMDİR?

Bugün Ermenistan işgali altındaki Azerbaycan, Karabağ’da doğdu. İlk ve  orta öğretimini Karabağ’da, Ağdam’ın Gülablı köyünde tamamladı. Bakü Dil Lisesinden mezun oldu. Lise yıllarında ülkenin iki gazetesinden biri olan Azerbaycan Gençleri gazetesinde,  makaleleri yayınlamaya başlandı ve bu makaleleri,  Araz Radyosunda ise seslendirildi. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Türkiye’ye Azerbaycan Halk Cephesi tarafından gönderilen,  50 öğrenci arasındadır. 1995 yılında, İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nü başarıyla tamamladı. Öğrencilik yıllarında,  Yeni Müsavat Gazetesinde makaleler yazmaya devam etti. İstanbul’da yaşamaya karar verdi ve uzun yıllar İstanbul’da, tarih öğretmenliyi yaptı. Azerbaycan Savaş Gazisi Kadınlar Birliği  İstanbul Temsilcisidir.  ‘Gözlerim Yol çeker Karabağ’ adlı kitabı yayınlandı. İstanbul Azerbaycan Kültür Evi  yönetim kurulunda sosyal faaliyetlere devam etmektedir. Bakırköy’den Haber  Gazetesi’nde köşe yazıları yazmaktadır. ‘Savaş ve Kadın’ başlıklı konuşmalar ile Azerbaycan ile Karabağ işgali ile Hocalı Soykırım Kaynak: İstanbul Gazetesi Şamil Kucur
Son Güncelleme: 25.02.2015 11:26
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.