İshak Alaton: Askerler TÜSİAD'ı çok sevdi

07 Nisan 2011 Perşembe 00:24
İshak Alaton: Askerler TÜSİAD'ı çok sevdi






TRT Haber�de dün gece Kozmik Oda programýnýn konuðu olan Ýshak Alaton, Rýdvan Memi�nin sorularýný yanýtladý. Memi�nin ýsrarlý sorularý ile 90�lý yýllara dair bir çok sýrrý faþ eden Alaton, TÜSÝAD�ýn tartýþma yaratan son tutumundan Asker-Sivil iliþkilerine, bir çok konuda bomba gibi açýklamalar yaptý !Ýþte o açýklamalar :�TÜSÝAD; �ASKER-SÝVÝL-YARGI� AMORF KUDRETÝNE TESLÝM!�"97�de çok kötü bir olay yaþadýk. (TÜSÝAD�ýn Bülent Tanör�e "Demokratikleþme perspektifleri" raporu hazýrlattýrýp sonra reddetmesi) Bende inanýlmaz kötü bir intiba býraktý. Demokratikleþmeyi reddeden bir insan kitlesiyle karþýlaþtým. Onlar arasýnda olmak bana yakýþmaz dedim ve oradan koptum. Hukuki olarak TÜSÝAD üyeliðinden ayrýlmadým çünkü þirket nasýl olsa orada üye. Devam ettim ama toplantýlarýna gitmedim. Aradan yýllar geçti ve ben de bakýyorum dostlarým arasýnda artýk demokrasiyi anlamaya baþlayan insanlar var. Tekrar ümitlendim. Ama gelin görün ki ayný olayý bir daha yaþadýk. Tarih tekerrür etti. Tabii ikinci defa yapýldýðý için artýk TÜSÝAD�ýn çok derin bir yara aldýðýný düþünüyorum.Peki özgürlüðün bayraðýný burjuvazi taþýyorsa neden Türk burjuvazisi o bayraðý taþýmayý reddediyor?Rýdvan Memi: Neden? Anladýðým kadarýyla bu biraz kurumsallaþmýþ artýk. 97�de yaþadýðýnýz olayý anlatýyorsunuz.Ýshak Alaton: Herhalde bir alýþkanlýk var. Çünkü 2002 yýlýna kadar bu burjuvazinin üzerinde, burjuvaziye nasýl hareket etmesi gerektiðini, hatta nasýl düþünmesi gerektiðini söyleyen bir kudret var. Bir devlet var. Hükümet deðil ama devlet. 50�lerden beri devam eden bir devlet.Rýdvan Memi: Askeri vesayeti mi kastediyorsunuz? Yoksa bunun da ötesinde bir þey mi?Ýshak Alaton: Evet evet. Ama yalnýz askeri deðil bakýn.Sivil bürokrasi hatta ve hatta yargý da bunun içinde. Yani amorf bir kudret var Ankara�da. Hiç deðiþmeyen, hatta 30�larýn zihniyetinin yarattýðý ve deðiþmeyi reddeden bir zihinsel tavýr var Ankara�da ve bu prensipleri ortaya koyuyor. Bu çerçeve içinde siz geliþebilirsiniz diyor ve bizim burjuvazi...Rýdvan Memi: Buna teslim olmuþ vaziyette mi bir anlamda?Ýshak Alaton: Teslim veya birlikte. Ya da bu deðiþmez bir kural olduðuna göre biz buna göre oynarýz oyunu diyenler de olabilir. Nitekim raporun reddedilmesinin tek izahý bence bu. Baþka bir izah bulamýyorum. Bu kudret kendisini orada bir daha gösterdi. 97�de bir defa göstermiþti 2011�de bir daha gösterdi."�TÜSÝAD AKSERE SELAM ÇAKTI, ASKER BUNLARI ÇOK SEVDÝ�Rýdvan Memi�nin "Bülent Tanör olayý yaþandýðýnda,TÜSÝAD�ýn askere selam çaktýðýný söylüyorsunuz, neden?" sorusuna Alaton þu yanýtý verdi:"Asker çok egemendi. Yani müthiþ bir baský vardý. Beni bu düþünceye getiren olay þu: rapor yeni ilan edildi. Sadece üstündeki sýfat söylendi: �Demokratikleþme Perspektifleri.� Ama üyelerden hiçbirinin eline rapor geçmedi, daðýtmamýþtýk. Rapor daha yepyeniydi, kapaðýný dahi açmadan hemen reddettiler. Ve ben bir tek izah bulabildim. Ýsmi onlarý rahatsýz etmiþti. 97 yýlýnda böyle bir raporun yerden yere vurulmasýnýn bir tek sebebi var çünkü ortada bir tek þey var: ismi, �Demokratikleþme Perspektifleri.� Demek ki TÜSÝAD�ýn bu üyeleri demokratikleþmek istemiyorlar. Ýstemediklerini de açýkça söylediler, dediler ki demokratikleþme bizim arayýþlarýmýz içinde yok. Bunun sebebi ne ola? Bu adamlar Avrupa�ya gidip geliyorlar, Avrupa�daki demokrasiyi görüyorlar, Amerika�daki demokrasiyi de biliyorlar. Bizim böyle bir demokrasiyi aramayýþýmýzýn bir tek izahý var, birilerine mesaj vermekti. Sonradan da ortaya çýktý. Asker bunlarý çok sevdi."�BÜYÜKANIT TESEV�E ASKER SOKMAK ÝSTEDÝ,REDDETTÝK, 2006 ELEÞTÝRÝSÝ BU YÜZDENDÝ�"Ýsmi lazým deðil, bir orgeneral beni davet etti 98�de. Ve dedi ki biz TESEV�in çalýþmalarýný, yakýndan izliyoruz. Ben de bunu pozitif bir þey olarak gördüm, TESEV�in çalýþmalarýný yakýndan izleyen bir orgeneral, iyi bir þey. Ve sonra yönetim kurulu üyelerinin kim olduklarýný biliyoruz dedi. O da iyi, demek ki araþtýrýyor adam. Ve sonra garip bir þey söyledi, "Düþündük de acaba bu yönetim kurulunuza bizden de bazý insanlarý davet etmeniz iyi olmaz mý?" �Bizden� de ???... Bizden deyince herhalde onun çevresinden belki de asker demek istedi. Garipsedim yani. Demek ki bazý askerlerin de bizim TESEV�in yönetim kurulunda yer almasýný istiyor. Hem garipsedim hem de bir tehdit mi var, bir sopa mý gösteriyor? Düþünelim, konuþayým diyerek yumuþatmak istedim, üzerinde durmadým. Büyük bir saygýyla kapýya kadar götürüldüm ve çýktým. Sonra da bizim yönetim kuruluna bu durumu izah ettim. Tabi böyle bir þeye tevessül dahi etmedik çünkü karakterimizi deðiþtirecek bir olay. Fakat sonradan açýk bir þekilde TESEV�in yaptýðý çalýþmalarýn kendileri için rahatsýzlýk verici olduðunu ifade ettiler. Bu da yurtdýþýnda iþitildi, öðrenildi. Yani yurtdýþýnda bir orgeneralin TESEV�in çalýþmalarýnýn onlarý rahatsýz ettiðini ifade ettiðini, bunu ayaküstü söylemiyor, verdiði bir demeçte söylüyor. Çok rahatsýzlýk doðurdu.Rýdvan Memi: Þimdi siz isim vermeyeyim dediniz. Enteresan bir þey oldu. Benim sorularým arasýnda bir soru vardý. Ekim 2006�da, dönemin Genelkurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt, Harp Akademileri eðitim yýlý açýlýþ konuþmasýnda hiç de mutad olmayan bir biçimde TESEV�in �Türkiye Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim� adlý raporunu sayfa be sayfa eleþtirdi. Bu mudur?Ýshak Alaton: Doðru haklýsýnýz. Madem ki ben ismi lazým deðil dedim ve siz ismi buldunuz. Kendisi Genelkurmay Baþkaný olmadan önce Birinci Ordu Komutanýydý Selimiye�de, o zaman beni davet etti. Davet etmesinin sebebi de TESEV�in çalýþmalarýný yakýndan takip ediyorlardý ve rahatsýzlýk duyuyorlardý. Bakýn aslýnda rahatsýzlýk duymalarýný normal karþýlýyorum. Çünkü her sene biz çalýþmalar yapýyoruz Açýk toplum, demokratik toplum hesap verebilir bir toplumdur. Bugüne kadar Ankara nedense hep sýrlar içerisinde yaþamaya alýþtýðý için buna çok tepkisel davranýyor. Ýþte bu tepkisel davranmayý ben artýk garipsiyorum çünkü bugünkü yaþam tarzýmýz bu deðil. Eðer bu bürokratlar benim ödediðim vergilerle maaþlarýný alýyorlarsa benim bu insanlarýn düþünce tarzlarýyla, hareketleriyle, çalýþmalarýyla ilgili bilgi alma hakkým var diye düþünüyorum."�TÜSÝAD�IN AÐIR TOPLARI BÜYÜK ÝHTÝMAL 28 ÞUBAT�IN AKTÝF KATILIMCILARI�Rýdvan Memi: Kozmik Oda�da daha önce Çiller�in iki danýþmaný, Hüseyin Kocabýyýk ve Þükrü Karaca kiþisel tanýklýklarý ile 28 Þubat�ta TÜSÝAD�daki bir takým isimlerin, aðýr toplarýn, bu sürecin sadece izleyicisi ve sessiz kalarak onaylayýcýsý deðil aktif katýlýmla oluþturanlarý olduðunu söylediler ?Ýshak Alaton: Büyük ihtimal! Çünkü o zamanlar hala o Özal sonrasý koalisyon hükümetlerinin býraktýðý tatsýz izler, krizlerin arka arkaya geliþi kabul etmek lazým 97�den önce kriz yaþadýk, 99�da kriz yaþadýk, 2001�de. Ekonomik krizlerin arka arkaya geliþi bu insanlarýn bir alternatif çare üretme adýna diyelim böyle bir desteði vermiþ olabilirler.Rýdvan Memi: Bir cümle söylemiþtiniz ya gördük ki zaten dediniz askerler de ondan sonra bunlarý çok sevdi.Ýshak Alaton: Evet öyledir çünkü birlikteliðin faydalarýný gördüler ve bizim gibi açýk topluma yönelik çalýþmalarýn onlarda yarattýðý rahatsýzlýklarý bu yoldan kontrol altýnda tutmayý da denediler aslýnda.�28 ÞUBAT BRÝFÝNGLERÝNE ÇOK DAVET EDÝLDÝM, GÝTMEDÝM!�"TESEV olarak bizim çalýþmalarýmýza gösterilen sivil dünya içindeki reaksiyonlarýn bir sebebi de bu olsa gerek diyorum. Ankara�daki rahatsýz odaklarýn onlara verdiði mesajlar; ne olur þu adamlara söyle de bu kadar konuþmasýnlar diye bana çok mesajlar geldi.Rýdvan Memi: O dönem Silahlý Kuvvetler bir dizi Genelkurmay�da brifing veriyordu. Davet edildiniz mi hiç?Ýshak Alaton: Davet ediliyordum ve gitmiyordum. Çünkü ne söyleneceðini biliyorum ve onlarýn bana vermek istedikleri mesajlarýn beni rahatsýz edeceðini bildiðim için gitmiyordum. Gitmediðimi de biliyorlardý, bir þey de söylemiyorlardý. Mesaj geliyordu tabi, neden herkes gidiyor da sen gitmiyorsun diyorlardý. Ben de diyorum ki beni rahatsýz eder bu müdahale, müdahaledir bu. Sivil yaþama bir müdahaledir, bende bunu sevmiyorum. Herkes kendi sýnýrlarýný bilmeli. Ben sýnýrlarýmý biliyorum, onlarda sýnýrlarýný bilirlerse birlikte yaþayabiliriz diyordum."�TÜSÝAD�IN AÐIR TOPLARI AZ OKSÝJEN FAZLA AZOT SOLUYOR�TÜSÝAD�ýn nasýl bir zihniyet içinde olduðunu anlatýrken Ýshak Alaton öyle bir benzetme yaptý ki, baþlý baþýna bir olaydý! "Sokak deðiþimin idrakinde, hayat bu deðiþimi yaþýyor. Beni endiþelendiren, bu eleþtiren aðýr toplar diyorum isim vermek istemediðim için, onlarýn kopuk yaþadýklarýný düþünüyorum. Yani hem dünde yaþýyorlar hem toplumdan kopmuþ yaþýyorlar, kendi dünyalarýnda yaþýyorlar, bir fildiþi kulede yaþýyorlar. Hatta ve hatta havalarýndaki oksijen bile farklý. Bizde yüzde 21 oksijen, yüzde 79 azot varken orada sanki daha az oksijen daha fazla azot var. Daha yavaþ düþünce tarzlarý var gibi geliyor bana. Baþka bir izahý yok. Washington�da þuben var, Brüksel�de Bahadýr Kaleaðasý gibi müthiþ demokrat bir genç adam var TÜSÝAD�ýn temsilcisi, Berlin�de þuben var, Paris�te þuben var. bu kadar yabancýlar gidip geliyorlar. Nasýl bu kadar demokrasiden uzak zihinsel bir tavrýn olabilir? Bunu ben izah edemiyorum. Deðiþmek lazým."�ANAYASA�NIN 32 YILLIK CEBBERUT SESÝ HAKARET GÝBÝ GELÝYOR, ÇÖPE ATMAK ÝSTÝYORUM�"1982�de askeri darbenin hemen akabinde bize döndürülen bir silahýn ucundaki süngü ile biz dürtüklenerek bir anlaþmanýn önüne getirildik ve dendi ki "þuraya imzaný at" askerler bize bunu emrediyor. Biz de öyle yaptýk. Yüzde 92 nispetinde imzamýzý attýk. Çünkü süngünün ucunu hissediyorsun. Fakat aradan þimdi 30 sene geçti. O zihniyet deðiþti. Artýk demokrasi geldi zannettik. Veya ben öyle zannetmek istiyorum. Düþüncelerimi açýkça ifade etmek benim boynumun borcu diyorum. Ve bana bastýrýlan zorla imzalatýlan þu anayasayý paket yapýp olduðu gibi çöpe atmak istiyorum. Olduðu gibi. Birinci madde de dahil atýyorum. Sonra tekrar masaya yeni bir anayasayý ben bildiðim gibi istediðim gibi yazmak istiyorum. Ben, sivil toplum. Birinci madde Cumhuriyet. Tabi normal. Baþka türlüsü olmaz. Ýkinci madde belki ayný. Üçüncü madde belki yine ayný. Ama baðlý olmak istemiyorum. Çünkü deðiþmez ve deðiþtirilmesi teklif dahi edilemez diyen o ses, o 32 yýl önceki ceberrut ses beni çok rahatsýz ediyor. Onu hala geçerli addetmek bana korkunç ýstýrap veriyor ve bana bir hakaret gibi geliyor. 30 sene öncesinin ceberut insaný bana hakaret ediyor. Hala bana bugün sen bunu deðiþtiremezsin dediði için. Ben 30 sene sonra artýk onu gömülmüþ görmek istiyorum. Anayasasýný da çöpe atýyorum ve yeni bir Anayasa yazmak istiyorum. Bunun kötülüðü nerde."�BOYNER ÝSTÝFA EDEBÝLÝRDÝ,AÇIKLAMASI ÝNANDIRICI DEÐÝL�Rýdvan Memi�nin, Ümit Boyner�in "Bu bir geri adým deðil.TÜSÝAD�ýn bir özeleþtiri kültürü vardýr.Müdahil olduðumuz alaný netleþtirmek istedik" açýklamasýnýn kendisine inandýrýcý gelip gelmediði sorusuna Alaton çarpýcý bir cevap verdi:"Kendilerine inandýrýcý geldiðini dahi düþünemiyorum. Beni tabi tatmin etmedi. Bir çare daha vardý ama onu da herhalde hem eþi hem de kendisi istememiþ olabilirler. Sýkýntýya girmektense istifa edebilirdi. Çünkü ben olsaydým ben istifa ederdim. Böyle bir ortamda istifayý belki doðru bulmadýlar. TÜSÝAD�ý çok yaralar diyerek. TÜSÝAD�ý çok seven insanlar bunlar.Rýdvan Memi: Sayýn Boyner baþka bir þey daha söylüyor diyor ki, "TÜSÝAD demokrasiyi aslýnda bütünüyle içselleþtirmiþ, özümsemiþ bir kurumdur" diyor.Ýshak Alaton: Öyle mi diyor ? Çok iyi (!) Rýdvan Memi: Böyle söylüyor faka ortada baþka bir þey var. Ýshak Alaton: Ne güzel. 12. Asýrda biri dedi ki, "Ya göründüðün gibi ol, ya olduðun gibi görün". Yani hem öyle görünüyorsun hem böyle söylüyorsun, olmuyor�TÜSÝAD ZAMANIN RUHUNU OKUYAMADI,GELECEÐÝ ANADOLU KAPLANLARI KURACAK�"TÜSÝAD zamanýn ruhunu okuyamadýðý gibi dünde yaþamanýn tembelliðine kapýlýyor. Deðiþimi istemiyorlar. Dünde yaþamak onlara çok rahatlatýcý hatta insaný tembelliðe sevk eden, konforlu... "Neden deðiþeyim, ben böyle alýþtým." Ama yine de güvendiðim bir þey var, zaman geçiyor. Zaman geçtikçe ya insanlar deðiþecek ya zihinleri deðiþecek. Baþka çareleri yok.Rýdvan Memi: Ya da, kelimeyi doðru seçmeye çalýþýyorum, demokratik yollarla tasfiye olacaklar belki de. Yerine yeni bir burjuvazi mi doðacak?Ýshak Alaton: Bakýn zaten doðdu. Bugün TÜSÝAD bütün aðýr toplarýn olduðu bir kulüp olmakla birlikte ondan çok daha vasi, çok daha büyük, çok daha yaygýn, kalabalýk bir yeni hareketler doðdu bile. Ýþte TUSKON doðdu, MÜSÝAD, yerel dernekler ve vakýflar ve iþ gruplarý doðuyor, dünyanýn dört bir tarafýna yayýlýyorlar. Onlar geride kalýyorlar ve ileriyi görenler, yarýnýn Türkiye�sini inþa edenler bana öyle geliyor ki Anadolu Kaplanlarý olarak tanýmlanan TUSKON, MÜSÝAD, yerel dernekler ve vakýflar. Ve umut verici, mutluluk verici bir olay."�TUSCON SÝBÝRYA�NIN AÐACINI AVRUPAYA SATIYOR, TÜSÝAD NEREDE ?�"Ben artýk TÜSÝAD�ýn üyelerini ya Paris�te ya New York�ta görüyorum ama TUSKON�un üyelerini Sibirya�nýn ormanlarýnda gördüm. Sibirya�nýn küçük bir köyüne inmeye mecbur olduk, Sahalin�e giderken burada kasabada iki tane Türk var dediler, baktým ikisi de TUSKON üyesi, orada ormanlarýn aðaçlarýný keserek Avrupa�ya satýyorlar. Adamlar Ruslar�ýn aðaçlarýný Avrupa�ya satarak para kazanýyorlar. Bir TÜSÝAD üyesini böyle görmedim. Ben de yapmadým."�4.2 MÝLYAR DOLARA ARIZASI GÝDERÝLEMEYECEK DENÝZALTI ALINIYOR!�Ýshak Alaton, Kozmik Oda�da Rýdvan Memi�nin sorularýný yanýtlarken askeri harcamalara iliþkin inanýlmaz bir örnek verdi: "7 tane denizaltý alýyoruz Almanya�da Hamburg�daki bir yerden. Bize de bir havuç yutturuyorlar ki; Gölcük�te montajý yapýlacak, bütün parçalar Hamburg�da yapýlacak, Gölcük�te de montajý yapýlacak bizde yutalým. 7 tane denizaltý alýyoruz ve nükleer falan deðil normal denizaltý ve faturasý 4 milyar 200 milyon dolar. 7 denizaltý 4 milyar 200 milyon dolar. Bu denizaltýlardan Yunanistan bir tane teslim aldý ve arýzalý olduðu ortaya çýktý, raporlarý yazýldý. Bu raporlar Alman basýnýnda yer aldý ve son olarak bundan birkaç ay önce Spiegel�de hem bu denizaltýnýn arýzalý olduðu ve arýzasýnýn giderilemediði yazýldý hem de Yunanistan�ýn politik yönetimi içinde 55 milyon euroluk bir rüþvetinde bu denizaltý için döndüðü yazýldý.Rýdvan Memi: Bu önemli, bizde de benzer bir þey olabileceðini düþünüyor musunuz..Ýshak Alaton: Ben Tesev adýna raporlarý yazmakla yetiniyorum yoksa bizde de rüþvet oluyor mu olmuyor mu Allah bilir çünkü benim onun içine bakma hakkým yok, bana bu hak verilmiyor. Ben deyince sivil toplum, sivil toplum bu harcamalara bakma hakkýný alamadýðý gibi Sayýþtay�da sokulmuyor onu da biliyoruz. Kanunen kanun öyle yazýldý ki son yapýlan tadilatla, Sayýþtay�ýn askeri harcamalarý kontrol etme hakký verilmedi, neden kimse bilmiyor. Bende soruyorum sivil toplum olarak; ben veri ödüyorum, bu paramýn nasýl harcandýðýný bilmek istiyorum."�ULTRA IRKÇI BEHÝÇ KILIÇ BÝR MEKTUP YAZDI, TESEV KONFERANS ÝPTAL ETTÝ, UTANÇ VERÝCÝYDÝ!�90�lý yýllarýn karanlýk ortamýna iliþkin Ýshak Alaton Kozmik Oda�da son olarak þu çarpýcý anekdotu aktardý: "Türkiye�de dil zenginliði diye bir konferans organize ettik ve yurtdýþýndan birçok konferansa konuþmacý davet ettik. Bunlarýnda masraflarýný gördük, geldiler ve konferansýn yapýlacaðý günden 3 gün önce bir mektup aldýk bir ismi lazým deðil garip bir adamdan.Rýdvan Memi: Asker miydi?Ýshak Alaton: Hayýr sivil.Rýdvan Memi: Tüsiad mensubu muydu sadece o kadarýný söyleyin. Ýshak Alaton: Hayýr deðil Tüsiad mensubu falanda deðildi sadece televizyonda program yapýyordu hadi ismini de söyleyeyim Behiç Kýlýç.Bize bir mektup yazdý ve dedi ki siz bu lisan, dil zenginliði derken Kürt dilini mi konuþacaksýnýz dedi ve bütün TESEV�in yönetim kurulunun eli ayaðý tutuldu, dondular ve kendi aralarýnda konuþtular ve sonra karar verdiler ve biz o konferansý iptal etmeye mecbur olduk. Ben korkunç bir utanç duydum. Dedim ki biz bunu nasýl yaþýyoruz. Bir konferansý iptal ettirmek için bir tek mektup yetiyor. Bir ultra ýrkçý bir adamýn yazýsý..Televizyonda program yapabilir korkusu ile biz o konferansý iptal ettik ve bu 97 yýllarý civarýndaydý. Hiç unutmadýðým bir þok. Yani biz çok utançlar yaþadýk ve diyorum ki yeter utançlar"
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.