Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, ''Hükümet İmralı'dakiyle terörü bitirmek için görüşmeler yaptığını söylüyor. İmralı'dan barış çıkmaz, çıksa çıksa terör örgütünün meşrulaşması çıkar'' dedi.    Teşkilat eğitim toplantısı için geldiği Antalya'nın Manavgat ilçesinde basın mensupları ile bir araya gelen SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Terörü ortadan kaldırmak için temel sorunlara inmek gerektiğin belirten Kamalak, ''Temel sorunları bilmeden, onlara inmeden akan kan durmaz. Öncelikle terörü besleyen sebepleri bilmek ve ortadan kaldırmak lazım. Ardından terörün finansman kaynaklarını ortadan kaldırmak lazım'' diye konuştu.  SP olarak bu konuda düşüncelerinin net olduğunu belirten Kamalak, ''Bizim üst kimliğimiz İslam'dır. Resmi ideoloji üst kimlik İslam'ı ortadan kaldırdı. Üst kimlik ortadan kalkınca alt kimlikler tartışılmaya başlandı'' dedi.   İmralı ile yapılan görüşmelerden sadece terör örgütünün meşrulaştırılmasının ortaya çıkacağını savunan Kamalak, ''Bölge insanlarının seçtiği BDP Meclis'tedir. Bildiğimiz kadarıyla milletvekili seçilmek için bazı şartlar var. Meclis'te bulunan BDP'nin grubu da var. Ama Sayın Başbakan BDP'li milletvekillerini, terör örgütünün uzantısı diye muhatap almıyor. Diğer yandan 30 bin kişinin katili, terör örgütünün kurucusu olan, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olan bir kişiyle görüşmeler yapılıyor. Bu kendilerine hatırlatılınca 'Biz görüşmüyoruz, devlet görüşüyor' diyorlar. Siz kimsiniz, devlet kim? Bu görüşmeler sonucunda terör önlenemez. Bu görüşmelerden çıksa çıksa terör örgütünün meşrulaştırılması çıkar'' diye konuştu. Kamuoyunda 2B olarak bilinen düzenleme TBMM'ye tasarı olarak geldiği zaman uyarılarda bulunduklarını söyleyen Mustafa Kamalak, ''Bu kanunla fakir fukaranın ellerinden arazileri evleri alınacak'' dedi. Hükümet yetkililerinin 'Buralar devletin arazisidir. Devlet malına sahip çıkıyoruz' şeklinde ifadelerinin bulunduğunu belirten Kamalak, ''Devlet kimdir? Millet olmadan devlet olur mu? 2B arazileri dededen toruna hatta torunun torununa intikal eden 50 yıllık, 60 yıllık, 80, 100 yıllık araziler. Devlet, bir insan öldürüldüğünde bile zaman aşımı kuralını uyguluyor. Bu fakir fukaranın dedelerinden miras kalan arazileri için bu neden uygulanmıyor'' şeklinde konuştu.  Turgut Özal döneminde bugün 2B olarak bilinen bazı mülklere tapu verildiğini kaydeden Kamalak, ''Buna göre buralara elektrik bağlandı, su bağlandı. Devlet vergi aldı. Şimdi bu insanların ellerinden arazileri, evleri alınmak isteniyor. Biz en başından beri söylüyoruz. Bu bir gasp yasasıdır'' dedi. ''TARIM POLİTİKASI İFLAS ETTİ'' Türkiye'de tarım politikasının iflas ettiğini savunan Kamalak, ''Önce tarım, ardından hayvancılık bitti. Kurban Bayramı'nda kesecek hayvan kalmadığı anlaşılınca Angus ithal edildi. Daha sonra bu hayvanları beslemek için Türkiye tarihinde ilk defa ot ve saman ithal etmek zorunda kaldık'' diye konuştu.  Kamalak, Türklerle Kürtlerin tarihte birçok kez yolunun kesiştiğine dikkat çekerek,  ''Bunlardan üç tanesi çok belirgindir. 1071'de yol kesişmiş ve Kürtler 20 bin gönüllü askerle Alparslan'ı desteklemiştir. 1517'de Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail savaşında Osmanlı'yı desteklemişler ve Kurtuluş Savaşı'nda 'Bizim tarihimiz Türklerle bir' diyerek desteklemişlerdir. Resmi tarihte Şeyh Sait isyanının Kürt isyanı olduğundan bahsedilir. Ama Kürt isyanı değildir. Kürtler payitahtı ve halifeliği kurtarmak için Türkleri desteklerken, 1923'te farklı bir hükümet kurulup anayasa yapılınca isyan etmişlerdir. Bu bize resmi tarihte farklı anlatılır. Resmi tarih yalan söylemektedir'' dedi.