Kılıçdaroğlu; Evet ya da Hayır için savaşılmaz

Kemal Kılıçdaroğlu, Bu eleştiri acizliklerini gösteriyor. Biz, neden 'hayır' dediğimizi gayet net, açık söylüyoruz, onlar neden 'evet' dediklerini bizim kadar açık, net dile getirmiyorlar. Vatandaşa, 'Şunun için evet deyin.' diye anlatamıyorlar. Anlatamayınca vatandaşa baskı kuruyorlar, bizi kötülüyorlar, bel altı vuruyorlar, vatandaşı 'evet' demeye zorluyorlar."

17 Şubat 2017 Cuma 00:00
Kılıçdaroğlu; Evet ya da Hayır için savaşılmaz






Kılıçdaroğlu; Evet ya da Hayır için savaşılmaz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Referandumda ben sandığa gitmem demeyin. Bu normal bir siyasi parti seçimi değil, bir iktidar belirlemiyoruz burada. Türkiye'nin geleceğini belirliyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Bir soru üzerine, İstanbul'da başörtüsü nedeniyle darp edilen Fatma Dilara Aslıhan'ı ziyaret etmesine değinen Kılıçdaroğlu, "Baba daha sakin, anne haklı olarak daha tepkili. Çünkü kız çocuğunun yaşadığı acı anneyi biraz daha derinden sarsmış durumda. Bu tür olaylar olmamalı. Bir çocuğun kılığıyla kıyafetiyle başörtüsüyle uğraşmak doğru değil. Bu konuda düşüncelerimizi de kendileriyle paylaştık." ifadesini kullandı.

AK Parti Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem'in yaptığı açıklamaların ardından istifa etmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Açıklama, vahim bir açıklama. Beni sevindiren olay bu açıklamadan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi yetkililerinin bu açıklamaya tepki göstermesi ve o kişinin istifasını istemeleri, bu güzel bir olay." diye konuştu.

"EVET VEYA HAYIR ÇIKTI DİYE İNSANLAR SAVAŞACAK DEĞİL"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin savaş hazırlığı değil, referandum yapacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Türkiye kendi kaderini oylayacak. Dolayısıyla 'evet' veya 'hayır' çıktı diye insanlar savaşacak değil. Bu birazda referandum sürecinde 'evet' çıktığı zaman ne olacak, 'hayır' çıktığı zaman ne olacak diye yöneltilen sorulara özellikle iktidar kanadından terör artar, terör beslenmiş olur, 'hayır' diyenler teröristlerdir gibi yapılan açıklamaların tabana nasıl yansıdığını gösteren tipik bir örnektir. Dolayısıyla tepedeki siyasetçilerin daha dikkatli, daha kucaklayıcı bir dil kullanması lazım. 'Evet' diyen de 'hayır' diyen de bu ülkenin saygın vatandaşıdır. Referanduma gidiyorsun, burada bazı vatandaşlarımız 'evet', bazıları 'hayır' diyecektir. Dolayısıyla 'hayır' diyeni suçlamak, 'evet' diyeni suçlamamak diye keskin bir ayrıma gitmemelisiniz. Bu tür ayrım aşağıda çok daha ciddi kırılmalara ve tahriklere yol açabiliyor. Buna izin vermemek gerekiyor."

Ülkede bir iç savaş riski görüp görmediğine dair soruya Kılıçdaroğlu, "Asla böyle bir risk görmüyorum. Çünkü parlamenter demokratik sistemin bize getirdiği bir avantaj var. Düşüncelerimizi bir şekliyle ifade edebiliyoruz. Farklı bir tablo çıkar, daha baskıcı bir yönetim gelirse o zaman toplumsal tepki biraz daha fazla olur. Bu tepkinin olması da doğrudur. Ama bunu bir iç savaş olarak adlandırmak, iç savaş çıkar diye dillendirmek asla doğru değil. Korku üzerine siyaset kurmamak gerekiyor." yanıtını verdi.

"BU KADAR ÖNEMLİ BİR KARARI MİLLETİN KENDİSİ VERMELİ"

Kılıçdaroğlu, CHP'nin anayasa değişiklik paketini Anayasa Mahkemesine götürmeme kararının gerekçelerine ilişkin soruya, şöyle dedi:

"En büyük divan halkın divanıdır. Şimdi halka gidiyoruz. Bir halkın kaderini belirleyecek olan yine halkın kendisidir. Amasya Tamimi'ni düşündük. Orada şunu söylüyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Milletin istiklalini milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' diyor. Şimdi biz bu süreci yeniden yaşıyoruz. Demokrasiyi askıya mı alacağız, demokrasiyi güçlendirecek miyiz. Tarihimize bağlı mıyız, yoksa tarihimizi ret mi ediyoruz. Bayrağımıza, vatanımıza, demokrasimize mi bağlıyız, bayrağımızı, vatanımızı, demokrasimizi ret mi ediyoruz. Biz bu pencereden baktık ve dedik ki 'Bu kadar tarihi ve bu kadar önemli bir kararı bu milletin kendisi vermelidir.' Bu milletin vicdanına seslenmemiz lazım. Bu millet çocuklarını düşünüyorsa, demokrasiyi düşünüyorsa, düşünce özgürlüğünü savunuyorsa bu milletin ferasetine güvenmek lazım."

"Anayasa Mahkemesine gitme hakkınızı es geçiyorsunuz, bir anlamda hukuku by-pass ediyorsunuz?" yönündeki değerlendirmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Hukuku by-pass etmiyoruz, en büyük hakeme başvuruyoruz. En büyük hakem halk. Ona başvuruyoruz. Diyoruz ki 'Bu anayasa değişikliği parlamentondan geçti, parlamento kendi iradesini bir başka makama veriyor ama sen halkım gönderdiğin 550 milletvekilinin iradesini bir başkasına bağlamasına razı mısın, değil misin?' Bu bir hukuk mücadelesi olmanın ötesinde, bu bir gelecek mücadelesidir. Buna asıl halkın karar vermesi lazım. Halkın egemenliği yargı kararlarıyla korunamaz. Halkın egemenliğini koruyacak olan halkın kendisindir, milletin kendisidir. Eğer millet, 'Ben kendi egemenliğimi başka yere vermek istemiyorum.' diyorsa kalksın bunu yapsın, gelsin 'hayır' oyunu kullansın, 'Kusura bakmayın.' desin." karşılığını verdi.

"ŞİMDİ ONLAR HALKTAN KORKMAYA BAŞLADILAR"

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin Anayasa Mahkemesine gitmemesinin bazı çevreler tarafından eleştirilmesiyle ilgili, "Anayasa Mahkemesine gitmememiz onları üzmüş, hangi gerekçeyle onları üzüyor. Daha iyi halka gidiyoruz. Ne diyorlardı, 'Siz halktan korkuyorsunuz.' Şimdi onlar halktan korkmaya başladılar. Şimdi onlar telaşa kapıldılar. 'Ya halk bunu ret ederse.' diye. Reddedecek." dedi.

CHP'nin, Anayasa Mahkemesine gitmeme hamlesinin iktidar partisini korkuttuğunu mu düşündüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:

"Öyle, bu açıklamalar onu gösteriyor. Panik içindeler, 'Acaba halk ne diyecek?' diye. Bu halk, demokrasiyi, özgürlükleri, kadın erkek eşitliğini savunuyor. Bu halk, özgürce bu ülkenin sokaklarında gezmek istiyor. Bu halk, can ve mal güvenliği istiyor. Bu halk, kendi haklarının anayasal güvence altında olmasını istiyor. Bu halk, 'Koskoca Türkiye Cumhuriyetini bir kişiye teslim etmeyeceğim.' diyecektir. Bir kişinin iradesi Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderini belirleyemez. Kuruluşunda da aynı irade vardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bile olsa teslim etmem demiştir."

"VATANDAŞA ANLATAMIYORLAR"

"Referandumda FETÖ, PKK ve DAEŞ'in de 'hayır' dediği, CHP'nin terör örgütlerinin dümenine girdiği açıklamaları var. Bu konudaki düşünceniz nedir?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bu eleştiri acizliklerini gösteriyor. Biz, neden 'hayır' dediğimizi gayet net, açık söylüyoruz, onlar neden 'evet' dediklerini bizim kadar açık, net dile getirmiyorlar. Vatandaşa, 'Şunun için evet deyin.' diye anlatamıyorlar. Anlatamayınca vatandaşa baskı kuruyorlar, bizi kötülüyorlar, bel altı vuruyorlar, vatandaşı 'evet' demeye zorluyorlar." yanıtını verdi.

İktidara, "Herhangi bir televizyon kanalında, siz vatandaşın neden 'evet' demesi gerektiğini, ben de neden 'hayır' demesi gerektiğini anlatayım. Vatandaş ikimizi de dinlesin." çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Cesaret edip gelmiyorlar, konuşmuyorlar, tartışmıyorlar. Efendim 'Şu terör örgütleri hayır diyor, dolayısıyla siz de buna evet deyin.' Vatandaşını terörist olarak gören bir siyasal anlayışın bu ülkeye bir yararı olabilir mi? 'Hayır' oyu kullandı diye vatandaşını terörist ilan eden bir siyasi anlayış, bu ülkeye huzur getirebilir mi?" diye konuştu.

"Vatandaşını terörist olarak tanımlayan, konumlandıran bir kişinin, bu ülkeye ne hayrı olacak Allah aşkına?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Vatandaş niye 'hayır' dediğini biliyor, 'Ben koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni bir kişiye teslim etmem.' diyor, bu kadar basit. 'Bir kişinin kalkıp, ben beğenmedim, bu parlamentoyu feshedeceğim, yeniden seçime gideceğim demesini kabul etmiyorum.' diyor, bu kadar basit. Onlar neden vatandaşın 'evet' demesi gerektiğini çıkıp anlatmıyorlar da bizi veya başkalarını terörle suçluyorlar? PKK terör örgütünün silahlı saldırısına uğrayan Genel Başkan benim. Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli, Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir saldırıya muhatap olmadı. Şimdi beni alıyorlar terör örgütüyle konumlandırıyorlar, kendileri bunun dışında kalıyor. Ben de şunu söyleyebilirim o zaman onların bakış açısından bakarsam, eğer ki doğru olmadığını da baştan ifade edeyim, 'PKK bana saldırdı, size saldırmadı o zaman siz PKK ile yan yanasınız.' Aynı mantık. Doğru mu bu mantık? Asla doğru değil. Demokrasiyi savunanla, demokrasiye karşı olanların referandumudur bu referandum, bu kadar açık, nettir."

"VATANDAŞINI BU KADAR AŞAĞILAYAN GELMEDİ"

Kemal Kılıçdaroğlu, "FETÖ'cü ve PKK'lı bazı isimlerin 'hayır' demesinin kampanyanıza bir zarar vereceğini düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, "Bu Fetullah Gülen terör örgütü ile kim beraber yürüyordu? 'Aynı menzile yürüyoruz.' diyen ben miyim, onlar mı? Şehirler silah deposuna döndürülürken, onlara göz yumup, valilere 'Aman sakın bunlara dokunmayın.' diyen ben miyim, onlar mı? İnsanda bu kadar yüzsüzlük olmaz. Bu kadar büyük çifte standart olmaz." dedi.

Bir anayasa değişikliğinin oylanacağını ve bunun terörle bir ilgisinin olmadığına değinen Kılıçdaroğlu, "Fetullah Gülen örgütünün yetkililerinden birisi kalksa, 'Binali Yıldırım, senin adın Binali Yıldırım'dır' dese, Sayın Binali Yıldırım adını değiştirecek mi? 'Madem sen benim adımı doğru söylüyorsun, o zaman ben adımı değiştireceğim...' Yani birisi kalkıp demokrasiyi savunduğu zaman biz, 'Sen neden demokrasiyi savunuyorsun' diye suçlayacak mıyız?" ifadesini kullandı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, terör örgütlerinin tamamının demokrasiye, insan haklarına karşı olduğunu belirterek, terörü silah olarak kullanıp, vatandaşı yönlendirmenin yanlış bir siyasal eylem olduğuna işaret etti.

"Hayır" diyeceğini açıklayan bir şehit annesinin, "Ben şehit annesiyim, beni nasıl terörist olarak tanımlarsınız?" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Emin olun vatandaşını bu kadar aşağılayan, hor gören, tehdit eden başka bir siyasal anlayış, başka bir dönem gelmedi Türkiye'ye." diye konuştu.

"YETER Kİ SANDIĞA GİDİN"

Kılıçdaroğlu, partisinin, TBMM Grup toplantısında, "Hayır' oyu kullananın da 'evet' oyu kullananın da başımın üstünde yeri vardır." dediğini anımsatarak, şu görüşlere yer verdi:

"Yeter ki sandığa gidin, benim tek arzum o. Sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Buradan da çağrı yapıyorum, sandık önemlidir, sandığa gidin. Demokrasi, saygın bir Türkiye, güçlü bir parlamenter sistem, herkes kendi görevini anayasa çerçevesinde yerine getirsin, ülkede barış, huzur istiyorsanız sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. 'Referandumda ben sandığa gitmem.' demeyin. Bu normal bir siyasi parti seçimi değil, bir iktidar belirlemiyoruz burada. Türkiye'nin geleceğini belirliyoruz. Üniversite öğrencisi de gitmelidir, 'Seçimlerden, referandumdan bir şey beklemiyorum, oturacağım iki kadeh viskimi içeceğim.' diyen vatandaş da sandığa gitmeli, onun da bu ülkenin geleceği hakkında söz sahibi olması gerekir. Gidecek sandığa oyunu kullanacak. Mütedeyyin vatandaşım, sen de sandığa gideceksin kardeşim, sen de demokrasi istiyorsan oyunu kullanacaksın. Simitçi, taşeron işçisi kardeşim demokrasi mi istiyorsun, parlamentoda senin sorunların dile gelsin mi istiyorsun? Demokrasiden yanaysan, sen de gideceksin sandığa oyunu kullanacaksın. Her vatandaşımın gitmesini istiyorum, sandığa gidip oyunu kullanmalı."

Kılıçdaroğlu, bu referandumun Türkiye'nin geleceği için çok önemli olduğunun altını çizerek, Amasya Tamimi'nde "Milletin istikbalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır." denildiğini hatırlattı. KemalKılıçdaroğlu, "Biz, Anayasa Mahkemesi'ne gitmedik, halka güvendiğimiz için gitmedik. Halkın sağ duyusuna, ferasetine güvendiğimiz için gitmedik. Bu halk demokrasiyi savunuyor, bu halk demokrasi için bedel ödedi. Bu halk demokrasi için idam sehpasına giden siyasilerin ardından göz yaşı döktü. Aynı tabloların bu ülkede yaşanmasını bir daha istemiyoruz." dedi.

"KARARSIZLAR HALA CİDDİ BİR ORAN"

"Bir kişiye emanet edilen Türkiye ateşe atılan bir Türkiye'dir." diyen Kılıçdaroğlu, dünyada bir kişiye emanet edilen Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın durumunun ortada olduğunu bildirdi.

Sorun ve eksiklerin olmasına rağmen parlamentonun Türkiye'nin sorunlarını çözdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Niye parlamentoyu üçüncü sınıf bir parlamento, işlemez bir kurum haline getiriyorsunuz?" diye sordu.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Anketlerde nasıl bir tablo var?" sorusuna, "Kararsızlar hala ciddi bir oran olarak görülüyor. 'Hayır' oyları biraz önde, o da görülüyor ama biz, 'hayır'ın çok daha yüksek çıkmasını bekliyoruz." yanıtını verdi.
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.