MAKSEM'de imza günleri başladı

25 Mart 2013 Pazartesi 13:18
MAKSEM'de imza günleri başladı






İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından 49. Kütüphane Haftası kapsamında 20'den fazla yayınevinin katılımıyla gerçekleştirilen "Maksem Kitap Günleri" 23 Mart Cumartesi saat 11:00 itibariyle kitap dostlarıyla buluştu. İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından 49. Kütüphane Haftası'nda gerçekleştirilen "Maksem Kitap Günleri" kapsamında düzenlenen imza günleri Ece Temelkuran ile başladı."Düğümlere Üfleyen Kadınlar" kitabı ile son günlerde kendinden sıkça söz ettiren ünlü yazar Ece Temelkuran,  Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde düzenlenen imza gününde hem "Düğümlere Üfleyen Kadınlar" kitabını hem de diğer kitaplarını imzaladı ve sevenleriyle sohbet etti.İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından 49. Kütüphane Haftası kapsamında 20'den fazla yayınevinin katılımıyla gerçekleştirilen "Maksem Kitap Günleri" 23 Mart Cumartesi saat 11:00 itibariyle kitap dostlarıyla buluştu. Yoğun ilginin olduğu etkinlikte açılışı İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen yaptı. Abdurrahman Şen, yayınevlerinin stantlarını tek tek gezdi ve yayınevleri sorumlularıyla sohbet etti. Alanında uzman isimleri ve başarılı yazarları her sene olduğu gibi bu sene de kitap dostlarıyla buluşturmaya devam eden "Maksem Kitap Günleri", 31 Mart 2013 tarihine kadar devam edecek ve 11:00-23:00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Katılımın ücretsiz olduğu etkinlikte, okuyucular istedikleri kitabı indirimli fiyata satın alabilecekler.  Düğümlere Üfleyen Kadınlar...Çok satan 'Muz Sesleri' kitabının yazarı gazeteci Ece Temelkuran'dan yine çok konuşulacak, gündem oluşturacak bir roman geldi: Düğümlere Üfleyen Kadınlar... Temelkuran bir süre önce bu kitabı da yazabilmek için Tunus'a yerleşmiş ve ardından twitter'da yazdığı mesajlar yüzünden Habertürk gazetesindeki köşesine son verilmişti. Kitabın tanıtım bülteninde şu satırlar yer alıyor:  "Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam... O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu'da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden?"Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız." Ece Temelkuran'ın Düğümlere Üfleyen Kadınlar isimli yeni romanı Everest Yayınları'ndan çıktı.KİTAPTAN  BİR BÖLÜMRadikal gazetesi geçtiğimiz günlerde kitaptan tadımlık bir bölüm yayınlamıştı. İşte Temelkuran'ın kitabından çarpıcı satırlar:Amira, Maryam'in yattığı odaya girerken elini beline koydu ve en haşin sesiyle bağırdı:"Maryam!"Daha Amira'ya "Dur bir dakika, sakin olalım" demeye vakit bulamadan, lönk diye sordu:"Bana bak, kanser misin sen? Kansersen bak söyle! Uğraşa­mam yani!"Maryam'in yüzü, kanser olduğu ortaya çıkmış birisi için fazla rahattı. Yatağa uzanmış bir şeyler yazıyordu. O duralayınca Ami­ra iyice sabırsızlandı:"Ayrıca o elindeki deftere de bir şeyler yazıp durduğunu bi­liyoruz. Yani sen söylemesen de biz bakacağız zaten. Evet! Din­liyoruz!"Kansere yakalanmış birinin üzerine fazla gittik diye düşünecektim ki, her nasılsa şu anda bizden sır saklanmasının kanserden daha vahim olduğuna ben de ikna ol­dum. Nihayet yola beraber çıkmıştık. Evet, dinliyorduk?!Maryam'in karnından küçük küçük başlayan sarsıntılar ağzın­dan dışarı dolu dolu kahkahalar olarak çıktı:"Ee?" dedi gülerken, "ne yapacaksınız? Kansersem dövecek misiniz?""Evet" dedi Amira. Net. Sonra da tombul bir anne gibi devam etti:"Nedir bu yani? Bize söylemeyecektin, sonra çölün ortasında ölüp gidecektin, biz de seni gömecektik. Bu mudur yani plan? Süper! Aferin!.. Çok aptalsın! Beni yolda yalnız bırakacaktın öyle mi!"Amira, sevdiği birine öleceği için kızıyordu, tamamen şefkat­le. Maryam ise hâlâ gülüyor, ama aynı anda Amira'ya, kendisini kanser olduğu takdirde dövebilecek kadar önemsediği için şaş­kınlıkla bakıyordu. Amira'nın yüzü giderek öfkesiyle bir başı­na bırakılmış bir kız çocuğunun ağlamasına doğru bükülürken Maryam nihayet kesti kahkahalarını. Kalktı, Amira'nın kolunu tuttu, gülümseyerek sallamaya başladı, salladı salladı... "Defteri okuyacaktınız ha!"Amira hiç geri adım atmıyor sinirinden:"Bırak şimdi! Ölecek misin sen?"Amira'ya sarıldı Maryam yarım yamalak "Saçmalama" dedi, "kanser filan değilim. Nereden uydurdunuz bunu Allah aşkına?"Tekrar güldü Maryam:"Kanser olsam dayakla terapi edilecekmişiz, onu anladık bu sayede.""O zaman ne?" dedi Amira, "bize söylemediğin şey ne?""Evet" dedim, kanser teşhisimin ezikliğini Maryam'a soruyla hücum ederek üzerimden atma gayretindeyim, devam ettim:"Sen niye geldin ki bizimle zaten?"Maryam'da hiç görülmedik bir hafiflik:"Hiç sormayacaksınız sandım!"
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.