Metiner Sezer Yazdı: Dubai efsanesi

16 Şubat 2013 Cumartesi 16:53
Metiner Sezer Yazdı: Dubai efsanesi






Emirates ile yaptığım Dubai yolculuğu bana çok şey öğretti. Türkiye'nin şimdiye kadar fark etmediğim bir yüzünü görmemi sağladı her şeyden önce. Yolcuların önemli bir kesiminin durumuna bakıp 'bu uçak yolcu uçağı mı, hastane servisi mi' diye düşündüm bir an. Kimi sağlık hizmeti almış, kimi estetik operasyon geçirmişti çünkü ve hepsi mutlu dönüyordu memleketine. Hele 5-6 kişi vardı ki, ağzı kulaklarına varıyordu onların: Saç ektirmişlerdi!Türkiye bölgenin sağlık merkezi olmuş da haberim yokmuş. Yolcuların hususiyetini görüp Trabzon'a giden uçakları hatırladım. Onlar da lebalep Arap turist dolu olur genellikle. Karadeniz Sağlık ve kış turizmi merkezi oldu. Bunlar güzel gelişmeler tabii. Bu seyahatte beni hüzünlendiren de bir şey var ki, esas onu paylaşmak istiyorum sizinle.Dubai 1 milyon 600 bin nüfuslu bir şehir. Çöl nihayetinde ama inşa ettiği gökdelenlerle çehresi değişti. 1960'lı yıllarda bir balıkçı kenti olan Dubai 1990'larda müthiş bir hamle yaptı ve gümrüksüz alışverişin merkezi oluverdi. Dubai demek AVM, otel, restoran ve eğlence merkezi demek. Parayı bavula koy git, hepsini harcarsın. Parayla satın alınacak her şey var orada. Dünyanın en yüksek gökdeleni olan Burj Halife Dubai'de. Malum Burj Al Arab adı verilen otel de Dubai'de. Ki, bu 7 yıldızlı otel Dubai adının tüm dünyada duyulmasında önemli rol oynadı. O kadar ihtişamlı yani. Burj Khalifa'nin (Burç Halife) ismi "Burj Dubai" olarak tasarlanmıştı aslında ama binanın inşa edildiği dönemde kriz yaşandı ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Halife Bin Zayed maddi yardımda bulundu da öyle tamamlandı bu gökdelen. Onun bu desteği nedeniyle ismi Burj Khalifa oldu. Dubai emirliği, 7 emirlikten meydana gelen BAE'den biri ve en önemlisi. Dubai Emiri Halife bin Zayed çok müteşebbis bir emir. Dubai'nin çehresini değiştiren projelerin başında gelen Palmiye Adası onun eseri mesela. Palmiyeye benzeyen bu sanal ada residance (rezidans) ve villalardan müteşekkil. Otel, restoran ve eğlence merkezi ile marinalar da var tabii. Palmiye Adası projesi tamamlanıp satışa sunulur sunulmaz 72 saat içinde hepsi satıldı. Yüzde 30'unu İranlı, yüzde 20'sini Rus ve geri kalanlarını da diğer emirlikler ve Arap ülkeleri satın aldı. Projenin cazibesini görüyor musunuz? Gelgelelim büyük bir hayal kırıklığı yaşandı ve bugün yarısından çoğu boş bu rezidansların. Evdeki hesap çarşıya uymadı yani. O rezidansları satın alan zenginlerin geleceği hesap ediliyordu, hiçbirisi gelmedi! Prestij kaybı.Dubai nüfusunun yüzde 20'sini yerli halk diğer geri kalanı ise iş için gelen göçmenler meydana getiriyor. Şimdi o rezidanslarda işte bu göçmenler oturuyor. Dubai bu olumsuzluklara rağmen büyüyor ve yeni gökdelenler inşa ediliyor. Uzun vadede ne olacağı bilinmez tabii. De... keşke Türkiye'de yapılsaydı bu yatırımlar. Türkiye büyük düşünen bir ülke olamadı maalesef. Halbuki Türkiye'nin iklimi, tarihî dokusu ve insan kaynakları çok daha müsaitti bu tür yatırımlar için ama olmadı. Dubai'ye sadece İran'dan giden sermayenin 450 milyar dolar olduğu söyleniyor. Ki, diğer komşu ülkelerden gelen sermayeyle trilyon doları bulurdu bu yatırımlar ama dediğim gibi Türkiye büyük düşünmeyi bilmiyor!
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.