'Ürünlerin gittiği yere, kültür de gider'

14 Temmuz 2011 Perşembe 10:39
'Ürünlerin gittiği yere, kültür de gider'






BUDAPEŞTE (CİHAN)- Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİSAD), Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de 'Global Ekonomide Markalaşmanın Önemi' konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof.Dr. Nazif Gürdoğan, 'Başka yerde şubemiz yoktur' anlayışının bittiğini, 'Dünyanın her yerinde şubemiz vardır' anlayışının hakim olduğunu söyledi. Gürdoğan, ürünlerin gittiği yere kültürün de gideceğini vurguladı. Bir Türk yatırımcısına ait Budapeşte Marmara Hotel'de gereçekleşen konferansa çok sayıda işadamı, akademisyen ve üst düzey yönetici katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan TÜMİSAD Başkanı ve DEiK-DTiK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz, dünyada markalaşmanın gereğine işadamları ve yöneticilerin farkına vardığını vurguladı. Tecrübe ve bilgilerini paylaşmak üzere Türkiye'den gelen konunun uzmanı Nazif Gürdoğan'ın Macaristan'da kendilerine seminer vermesinin bulunmaz bir fırsat, ciddi bir imkan olduğunu belirten Şahbaz, Avrupa'da yaşayan bizler, artık katma değeri yüksek ürünler satarak, Türkiye'deki kaliteli ürünleri Avrupa'ya taşıyarak, hem kendimizi, hem de ülkemizi markalaştırma yolunda mesafe katediyoruz, edeceğiz de. dedi.

SINIRLARI AŞABİLDİĞİNİZ ORANDA İŞ YAPABİLİRSİNİZ

Prof.Dr. Nazif Gürdoğan konuşmasında başarılı olmanın sırrının, iletişime geçilen ve tanınan kişi sayısının çokluğu ile alakalı olduğunu ifade etti. İnsanların dostları ve arkadaşlarıyla ortaklıklar kurup, iş yaptığını hatırlatan Gürdoğan, Sizin kimi bildiğiniz önemli değil, önemli olan sizi kimlerin ve nasıl bildiğidir. Küresel dünya, duvarsız bir dünyadır. Sınırları aşabildiğiniz oranda iş yapabilirsiniz. Bir zatın da dediği gibi, ürünlerimizin gittiği yere kültürümüz de gider. Hilton, (Amerika'daki her şehirde otel açsak dünya markası olamayız) der ve daha sonra birinci otelini 1952'de Madrid'de, ikinci otelini 1954'de İstanbul'da açar. Hilton, açılış konuşmasında der ki, (Biz İstanbul'a bu oteli açmamızla birlikte buraya kültürümüzü, dilimizi, müziğimizi, mutfağımızı da getirmiş bulunuyoruz. Bu otel burada küçük bir Amerika olacaktır bu ülkede. Otelimizin gittiği yere bizim değerlerimiz de gidecektir.)

ÇALIŞANLARA, MAAŞINIZI BEN ÖDEMİYORUM;
MÜŞTERİLERİMİZ ÖDÜYOR ANLAYIŞINI ALGILATMALIYIZ

İş arayan öğrenciler değil iş kuran öğrenciler yetiştirmek gerektiğini de ifade eden Gürdoğan, girişimcilerin günümüzde üniformasız generaller olduğunu aktardı. Tofler'ın Türkiye'de bir konuşmasında (Türkiye teknolojide ileri gitmek istiyorsa sürekli bilginin kaynağında olması gerekmektedir. Silikon vadisinde bulunmak yada silikon vadisi oluşturmak gerekmektedir.) sözlerini aktaran Prof.Dr. Gürdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü; Kendin ol, kendi değerlerinle düşün ve global hareket et. Girişimci olmak; çekirdekten ağacı çıkmadan ve ağaçta meyveyi vermeden önce görebilmektir. Tezgahınızda bal bile olsa yüzünüz sirke gibi ekşiyse hiçbir şey satamazsınız. Başka yerde şubemiz yoktur anlayışı bitmiştir. Dünyanın her yerinde şubemiz vardır anlayışı günümüzde hakimdir. Satılan mal geri alınmaz, değiştirilmez anlayışı bitmiştir. Satılan mal hem geri alınır, hem de değiştirilir anlayışı günümüzde geçerlidir. Çalışanlara, maaşınızı ben ödemiyorum; müşterilerimiz ödüyor anlayışını algılatmalıyız.

SAVAŞ CEPHELERDE DEĞİL PAZARLARDA YAPILMAKTA

Yeni dünyada, markaların savaştığını ve markaların da arkasında kültürler savaşı yaşandığını ifade eden Gürdoğan konuşmasına şöyle devam etti: Marka olmak için misyon lazım, buna bağlı olarak vizyon lazım. Sabırla ve zamanla sınırları aşmak lazım. Standart hizmet, standart kalite olmalı. Günümüz dünyasında artık savaş cephelerde değil pazarlarda yapılmaktadır. Sürekli yenilenmek gerekiyor. Marka olmak biraz da paylaşmak demek. Yenilikci olmalıyız, risk almasını bilmeliyiz, sınırlarımızı aşmalıyız. Toplumdan aldığımızdan fazlasını topluma veren insanlar ve kurumlar daha kıymetlidir. Böyle insanlar, dönüştüren ve zenginleştirenlerdir.
Rakiplerimizi tasfiye etmeyip, ne kadar güçlü rakibimiz varsa bizlerde o kadar güçlüyüzdür. Sürekli bir yarış var, her gün şampiyonlar yeniden belirleniyor. Yılanlar derilerini değiştirmezlerse yaşayamazlar. Rekabet için sürekli yeniliklere açık olmak lazım. Gelirlerin peşinden aslanlar gibi koşarken, israfın ve giderlerin peşinden de ceylan gibi kaçacağız. Mevlana Aliışveriş gündüz, güneş altında olmalı der. Herşey şeffaf ve açıkta seyretmeli. Paylaşmayı öğren, paylaşmayan paylaşılır. Alan elin itibarı olmaz hep veren olmaya çalışın. Ama muhakkak verin. Paylaşma bir kültürdür, bundan kendinizi yoksun bırakmayınız. İş finans değil, vizyon işidir. Batıyla üretimde doğru orantılı, tüketimde ters orantılı davranmalıyız. Boş zamanı minimize etmeliyiz, elden geliyorsa yok etmeliyiz. Danışmasını, ortak akıl üretmesini öğrenmeliyiz. Karar alın, danışmanlarınıza eleştirtin. Potensiyelinizin farkında olunuz.
Yunus Emre'nin dediği gibi, Her dem tazeyiz, bizden kim usana. Her an taze ve yenilenen anlayışta olmalıyız.Hayal gücünüzü geniş tutun. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Hayal edenler yeni ve farklı düşünebilme yetisine sahiptir. Neci Fazıl'ın dediği gibi, (Allah kabul etmeyeceği duayı size ettirmez.). Toplantı sonunda katılımcılar da fikir ve düşüncelerini dile getirdi. TÜMİSAD yönetim kurulu üyesi Mete Atuğ, Macaristan'a getirdikleri ürünleri şu anda rahatlıkla pazarladıklarını, bunu marka haline getirme yolunda da ciddi mesafe kaydettiklerini ve Macaristan bu doğrultuda uygun bir pazar olduğunu ifade etti.
THY Macaristan Müdürü Levend Arısoy da, THY'nın Avrupa ve Dünyadaki rakipleri tarafından sürekli başarıları takdir edilen ve takip edilen kurum olduğunu, Genel Müdürleri Doç.Dr.Temel Kotil'in verdiği örnekle şöyle ifade etti: Elimizde bir altın top vardı. Müşterilerimize doğru yuvarladık. Her müşterimiz topa dokunarak istek ve taleplerini iletti. Bizler de o doğrultuda yolumuza yön veriyoruz. TÜMİSAD Genel Sekreteri Dr. Kamil Nas ise kurumların swot analizlerini sürekli yaparak durum tespitinde bulunmaları gerektiğini, güçlü yanlar, zayıf yanlar, fırsatlar, dış faktörler, tehditler gibi konulara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Konuşmaların sonunda Türk Macar İşadamları Derneği Başkanı Osman Şahbaz da ülke içerisinde ne kadar güçlü dünya markalarımız varsa o kadar güçlü ülke olma yolunda mesafe katedileceğini belirtip, Kadim kültürümüzdeki, 'Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır' anlayışını da unutmamalıyız. Cemil Meriç'in söylemiş olduğu gibi, (Büyük eserler, uzun doğum sancılarının mahsulüdür. İnsanlığa yepyeni dünyalar kazandıran yaratıcıların zaferinde, vefanın ve sabrın hissesi pek büyüktür. Münakaşada zafer, mağlup olanındır, yenilmek zenginleşmektir. Münakaşa hakikati birlikte aramaktır. Hakikat bin bir cepheli, bin bir görünüşlü. Karşınızdaki, göremediğinizi gösterecek size. Sizden farklı düşündüğü ölçüde yaratıcı ve öğreticidir.) Bu anlayışta olduğunuzda işte dünya markalarımızda çoğalacaktır. Üretmiş olduğumuz ürünleri katma değeri yüksek, inovativ ve nano teknolojiden de yararlanarak üretirsek, marka olma yolunda mesafe katederiz. dedi. CİHAN
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.