Anayasamız kamudaki personel istihdamını 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa vermiştir: 657 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin; A) Kadrolu Memurlar, B) Sözleşmeli Memurlar, C) Mevsimlik Sözleşmeli İşçiler D) Kadrolu İşçiler olmak üzere, 4 gurupta toplamıştır.
Çalışma şartları, görev yetki ve sorumluluk bakımından ilk sırayı alan Kadrolu Memurlar, günümüzde özlük hakları bakımından neredeyse Kadrolu İşçinin bile altına indiğini gözlemliyoruz!..
Peki neden?
Memurlar ve İşçiler her ikisinde de Sendika ve sözleşme hakları olduğu halde, İşçilerin "GREV" hakkı varken Memurlar bu haktan yoksundur. En büyük fark bundan kaynaklanmaktadır.
Memurlara maaş artışı her ne kadar Toplu Sözleşme Görüşmelerinde masaya yatırılsa da , nihai son söz ilgili Bakanın iki dudağı arasındadır.
İşçiler için ise Sendikaların pazarlık masasında ne kopartırsa...
Dolayısıyla, masa başında ne kadar pazarlık gücü varsa okadar zam ve daha çok maaş demektir.
Kamuda, günü dolan bir çalışanın emekli olmak için iki kriter önemlidir; Kıdem Tazminatı ve Emeklilik Maaşı.
KIDEM TAZMİNATI
Kadrolu bir işçi emekli olurken, 25 yıl kıdem üzerinden 85 binlira civarında Kıdem tazminatı alırken;
Emekliliği hak eden ünvanlı bir Memur, 25 yıl Kıdem üzerinden 45 binlira civarında Emekli tazminatı alır.
Buyurun aradaki farka...
EMEKLİLİK MAAŞI
Çalışırken 3.500 lira civarında maaşla emekli olan İşçi emekli maaşı olarak 2.500 lira civarında maaş bağlanırken;
Çalışırken 3.500 lira civarında maaşla emekli olan bir Memur emekli maaşı olarak 1.800 lira civarında maaş bağlanır.
Memurun çalışırken aldığı maaş emekliye ayrıldığında yarı yarıya düşer.
Görüldüğü gibi gerek Emeklilik tazminatında olsun ve gerekse emeklilik maaşında olsun memurların aldıkları rakam daha düşüktür.
Cevabını aradığımız soru şu: Neden Memurun kıdem tazminatı, İşçinin Kıdem tazminatının yarısı kadardır ve Memurlar emekli olduğunda da çalışırken aldığı maaşın yarısından daha az emekli maaşı bağlanır?
Bunun tek nedeni; Memurların çalışırken aldıkları maaşlardaki kesintilerin düzensizliğinden kaynaklanmaktadır da ondan.
Peki, bu dengesizlik nasıl giderilir?
İşçilerin çalışırken SGK kesintileri yüksektir ve maaş kalemleri az detaylı iken,
Memurların Emekli kesintileri düşük ve çok detaylıdır.
Memurların; Brüt+Kıdem+Taban+Ek Gösterge+Makam ve Görev Tazminatları Emekli keseneklerine girer iken,
Özel Hizmet Tazminatı %30,35,40... kademeli kesilir! YAN ÖDEME + EK ÖDEME+AİLE VE ÇOCUK YARDIMI kaleminden hiç Emekli keseneği yapılmaz. Sendikal ödeme olan SDS'den vergi kesintisi olduğu halde Emekli keseneği yoktur!
İşte çalışırken maaşı en çok etkileyen Özel Hizmet Tazminatı oranı yükseltilir, Yan Ödeme ve Ek Ödeme kaleminden ve de SDS den EMEKLİ KESİNTİSİ yapılır ise Emeklilik maaşı otomatik yükselecektir. Doğal olarak maaşlar arsındaki fark da böylece kalkacaktır.
Emeklilik ek göstergesi de yükseltilerek pekala bu adaletsizlik giderilebilir.
Bir başka eksikli de Şef unvanının Özel Hizmet Tazminatının düşüklüğüdür. Halbuki Şef Unvanı ile eşdeğer Kadroda olanların Özel Hizmet Tazminatı neredeyse 2 katıdır. Çalıştığı ortamın tüm yükünü omuzlayan Şef'lerin Özel Hizmet Tazminatı 100'e çıkartılmalıdır.
Dolayısıyla,
tıpkı İşçiler gibi Memurlar da çalışırken aldığı maaşın 2/3'sini alacak konuma getirilirse, emekliliği geçmiş yüzbinlerce Memur gönül rahatlığıyla emekli olurken, onların yerine de, KPSS kapılarında bekleyen gencecik yüzbinlerin önü açılmış olacaktır.
Bu nedenle; ücret dengesizliğini giderecek olan ancak ve ancak KANUN YAPICILARDIR. Fakat onlara bu teklifi götürecek olansa SENDİKALARDIR!.. Bu yüzden Sendikaları Göreve...
Bir not: Memurların bir kısmının ek göstergesini artırıp diğerlerini artırmamakla ücret adaletsizliğindeki fark daha da büyüyecektir! Bizden uyarması...
Mehmet Emin Ballı/2014
güzel yazmişin desdekli̇yorum