Tabiatın en görkemli hayvanlarından biri.

    Doğal düşmanı neredeyse yok gibi.

    İnsan dışında tabii.

    Ne yazık!

    xxx    xxx      xxx

    Gazetedeki haber, “Keskin Belediyesi tarafından Karıştıran Mevkii’nde 2000 yılında hizmete açılan ve içinde çeşitli türde yüzlerce hayvanın bulunduğu hayvanat bahçesi yanına piknik için gelenler, aç kalıp zayıflayan, hastalık nedeniyle ölümle burun buruna kalan hayvanların bu durumunu görünce üzüldüklerini söylüyor. … devenin açlıktan perişan olduğu, ayının ise felç olduğu…” biçiminde.

    Televizyonda gördüm ayıyı.

    Arka ayakları tutmuyor, ufacık kafesin içinde, yerde bir sürüngen gibi sürünerek dolaşıyor.

    Ve sadece ekmek yiyor.

    Bir etobur olan ayı sadece bayat ekmekle besleniyor!

    (Ayda sadece bin tane bayat ekmekle sürdürüyor bu zillet dolu yaşamını!)

    xxx    xxx    xxx

    İnsanın buna hakkı var mı, olmalı mı?

    Hayvanat bahçesi açma kararı veren ve oraya zorla hapsettikleri hayvanları bu denli çaresizliğe terk eden yetkililerin bir sorumluluğu olmamalı mı?!.

    Ahlâk nerede?!.

    Merhamet nerede?!.

    İnsanlık nerede?!.

    xxx     xxx     xxx

    İnsan, yaratılmışların en şereflilerinden, eşrefi mahlûk o.(İsra, 70)

    O bir halife. (Bakara, 30)

    O tüm Arz’ı emanetine almış, bu onuru yüklenmiş. (Ahzâb, 72)

    Peki, böyle mi olacaktı?!.

    Meleklerin dahi önünde secde ettikleri (Sad, 73) insan, içine Tanrı’nın Nefesi üflenmiş (Sad, 72) olan insan, bu denli merhametsizleşme basiretsizliğini nasıl gösterebiliyor?

    Tüm bu niteliklere rağmen bu merhametsizlik nasıl vücut buluyor?!.

    Bu kahrolası hayvanat bahçesini kuranlar, o felçli ayıyı, o birkaç metrekarelik kafeste nasıl bu kadere(!) teslim edebiliyorlar?!.

    Böyle mi olacaktı gerçekten, böyle mi olacaktı?!.

    xxx    xxx    xxx

    Türkiye’de otuz milyon kişi açlıkla pençeleşiyor, insanlar bu durumda iken örnek olarak bula bula bu ayıyı mı buldun, deyişinizi duyar gibiyim.

    Sanırım temelde sorun aynı.

    İnsanın o Muhteşem Nefes’le ruhuna üflenen merhameti ve bilinci/şuuru yitirmiş olması.

    “Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü” sahtekârlığının o veya bu biçimde, onun veya bunun üzerinde tecellisi…

    Gazeteler dün milyoner sayımızın arttığını yazdı.

    Neye rağmen veya nasıl peki?

    Matematik ortada; milyoner sayımızın artması için yoksul sayımızın da buna orantılı biçimde artmış olması gerekiyor; ama işin bu kısma kimsenin umurunda değil!

    xxx    xxx    xxx

    Sizce, Libyalı vatan hainlerine hibe edilen 300 milyon dolarla, bu hayvanat bahçesindeki felçli ayı veya ülkemizde açlığa mahkûm milyonlar arasında bir irtibat kurmak saçma mı?

    Bunlar belirli bir planın parçaları mı?

    Neye inanıp neye inanmayacağına karar veremiyor insan.

    Allah’ın özene bezene yarattığı bir canlıyı birkaç metrekarelik bir hapishanede ömür böyü hapse mahkûm edenler, insanları açlık sınırının altında yaşamaya itenler, milyoner sayısının artışıyla övünüp duranlar.

    Yaratıcı’nın açık emirlerine rağmen mal, nimet ve rızıkları paylaşmaya yanaşmayanlar…

    Siz, ben, o.

    O kadar ümitsizim ki…

    Somali’deki o çocuk, İstanbul’daki o yaşlı kadın, o ufacık kafesteki o felçli ayı…

    İnsan bir gün hesaba çekilmeyeceğini mi sanıyor gerçekten!

  

  

   
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.