Aman aman ! Mary Hopkin  ‘’ Those Were The Days’’ dermiş…nasıl güzel  bir nostalji.  Alıyor insanı bööleee götürüyor götürüyor götür… neyse ben fazla uzaklaşmasam iyi olur. Sonra ne çenemi,  ne de konu mu toparlayamıyorum.
Ahan da bu şarkı çalana kadar uslu uslu Norveç’çemin başındaydım. Snakkerimle heterimin yedi sülalesine  şey ettire ettire. Radyom,  bilirsiniz cızırtılı olacak illakimine ve derken bu şarkı almaz mı sırayı. Girme kızım günaha dedim,  uyma sen ona. İlişme,  duyma, koy verme ruhunu orta yere dememe kalmadı….kırmızı şarap kadehi elimde. Balık rakısız, bu şarkıda şarapsız olmaz dedi ruhum.
Norveç  yağmurları Paris yağmurları gibi diil sanırsamdı. Ya da bu geçiş dönemin de. Aman neyse ne işte bilemedim. Yağmur’lu bi gün yani. Henüz kafa kağıdım buralı değil ama nedense her yerim buralı. Başta  huzurum kendini  burada ev sahibi sanmaz mı haspam? Bildiğin buralı ve huzur kraliçesi ilan etmiş  kendini.  Gümüşlük özgürlüğünde ki evini, yurdunu sattı bile hemen.   


Oluşum, gelişim, dönüşüm gibi evreler verdim yaşamıma.  Evet,  ülkemde doğdum ama gelişimim Fransa oldu. Dönüşüm yerimde sanki Norveç. Bunu önceden beri hissediyordum. Yıllar öncesinden.  mami dönemlerim Norveç olacak derdi  iç sesim bana. Şimdi dönüşüyor muyum yani? Mami mi oluyorum abbowwww! Daha karpuz keseceeedik hani… ?


Vallahi kuzucuklar benim öleeee erkenden emekli olasım yok bu aşk meşk işlerinden. İnsan oralardan elini ayağını çekti mi hangi estetiği yaptırsa fayda etmiyor. Malulen emekli  gibi olunuyor. Dışımız diiiil asıl içimiz yaşlanmasın anacım. Et girmeyen yere dert girer demiş babaneciklerimiz. Boşa etmez onlar bu büyük laflarını bilirsiniz.


Yaşlanmak dedim de yahuuu dip boyam bir ayı bulmadan pat diye gelirdi. Siniiiiir bi durum hatunlar bilir. Nerdeyse iki ayı bulucak yapmasam da olur durumundayım. Her defasında töbe töbe deyip  bakıyorum aynaya. Beyazlar gelmiyor. Çıkmıyor, sırıtmıyor.  Saç derken gözlerim mi bozuldu yoksa diyorum yok yahuuu, cam gibi görüyorum her şeyi. Dayanamadım kızımı aradım. Annecim dedim bi terslik var. Saçlarımın dip boyası gelmiyor bi türlü. Yaşlanmam mı durdu acaba dedim. ‘’ Anne beni sinir etmek için mi aradın, biliyorsun zaten yaşını göstermiyorsun diye sorun yaşıyoruz’’ napıyım çocum durdu. Allah allaaa ben de garipsiyorum. Ondan aradım seni.
Kimsenin gücüne gitmesin ama  gerçekten ben çok bi huzurluyum  burada. Bundan dolayı durmuş olabilir mi diyorum. Telaş yok, stres yok, kargaşa, endişe yok. Nefes alamama yani yaşam korkusu yok.  Adam yok. Heeee valla gııı! Adam da yok :)))  
Tek stresim o diyebilirim :))) Adam yok! Sevgilim yok. İstiyor muyum? Bilmiyorum. Sanırım hayır. İstemiyorum ki boşum :))  Duygusal bir hayvan adam öpüşmesi  istiyorum ama.  Şöleeee şehvetli bir öpüşme. Dudaklar yavaşça yaklaşmalı mesela birbirine. Kalp atışım hızlanmalı adamın soluğunu hissedince. Yutkunmalıyım. Gözlerimi kapatmalı ve ıslanmış dudaklar birbirine sokulmalı. Önce yumuşakça değmeli yok yok miktir et direk dalsın gömülsün anasını satayım. Isırsın hatta hafifçe. Nefes alamayayım. Soluksuz dakikalar geçirsin diller. Burundan solumamızın sesleri daha da delirtsin bizi. Daha da bi can yakalım o seslerle. Acı zevke tat olsun. Birbirine karışsın. Aşk da böyle bişey sanırım.
Acının zevke tat olması
Acının zevke tat katmasıdır aşk!
Neredeyse yatağa atacaz birbirimizi, hele bi durun yaaa nerelere getirdim yine konuyu. İnsanca öptük de nooldu yine ayvan çıktı içlerinden. İbrahim abinin dediği gibi ters köşe yapayım bakalım bu sefer dedim.
Bu ülke var ya bu ülke ah! bu ülke tüm şifrelerin çözüldüğü yer gibi vallahi. Günlük değil,  aylık değil,  yıllık değil anlaşılması. Sadece kendini içinde bulunduğun an’a bırakman ve  o an da olman gerekiyor. Garip, huzur baloncuğu gibi bir ülke burası.  Norveç
Demek ki neymiş anacım doku uyuşması olacakmış yaşadığın yer ve yaşadığın adamla. Doku uyuşması yoksa,  bi bakmışsın bi süre sonra yataklar ayrılmış, odalar ayrılmış. Ahanda budur evrenin ve bedenin matematiği. O uyuşma başta olacak. İşte benim de dokum tutuyor Norveç’le. Yani adamcıklarıyla henüz doku yakınlaşması olmadı desem yalan olmaz. Ama önümüzde ki günler de bi analiz olücük sanırsam dı :))
Yaaa! Araya öpüşme möpüşme nerden girdi şimdi kuzucum, bak aklım karıştı. Az biraz bi kuplecik de olsa buradan yazmak istiyorum.
Otobüse bindim. Genelde boş olduğu için öne oturdum. Derse gidiyorum. Üçüncü durakta ayağını tam basamayan bi teyzecik. Bi baktım otobüs sağaaa doğru alçalıyor. Bildiğin yerle bir oldu neredeyse büsün sağ tarafı. Teyzem ayağını tam olarak  kaldıramıyor  diye. Wayyy anam wayyyy! Pöhhh pöhhh pööööh! Otobisss yan yatıyor.  Biz nire, bura nire. Teyzem bindi ama yürümüyor desen yeri var gibisinden ağır. Şoföre bakıyorum kıpraşmıyor bile  teyzecik  oturana kadar. Ama yani bildiğin en minimal hareketle adımını atıyor teyzem. Çocuk kıpraşmıyor. Yok yok bu kısım anlatmayla olmuyor. Çocuğun sakinliğini görmeniz lazım. İçimden yürüsene çocuuum diyemedim. Sabrı gördüm. Saygıyı, sevgiyi gördüm. Eğitimi gördüm. Ve vatandaş vergisinin  güzelce  geri dönüşümünü gördüm. Bu kavramlar size bi şey ifade ediyor mu? Otobüs şoförünün sabrı, sakinliği, efendiliği.Oradan oraya savrulmayan yolcular. Ehhh! Buradan diyeceğim bu işte!
Ama tabi sizin aklınız da benim ki gibi hayvan adam öpüşmesinde kaldı di mi :))) Hayvan öpüşmesi derken beyler alınmasın hayvansı öpüşme anlamında yani. Vahşice. Soluksuz. Boşluksuz. Duygusuz, ruhsuz. O nasıl olacak gııı duygusuz? Bak şinci elin oküzlerini yabana atmayalım. Onlar bunu becerebiliyor. Yani duygusuz ruhsuz öpüşme olayları ya da çiftleşme. Biz de gamyon süriik, dır süriik, otobis süriiik, uçak uçuriiik, araba damir ediiik de oşey ettimini ruhsuz duygusuz şeyi mi şey edemiiiik? Edücük! Yani edücüm.  


Evet, sevgili istemiyorum şu sıralar ama ne yalan söyliyim,  sevgili olanından bir iki porsyon öpüşme olsaydı fena olmazdı. Aç da kalksam masadan, tok gibi gelirdi. Neyse bakücük artık bi hal çare .
Size oyuncağımı anlatayım mıııı :))


Burada başımda iki tane dana var olmuşlarından. İrice. Ahanda ben onların resmi olarak ablaları, ama  sanal olarak anaları oluyorum. Danacıklara poğaçalar yapıyorum. Mamalar yapıyorum. Kahvaltı hazırlıyorum. Anne rolleri gibi bi şii bu işler. Kaçak etlerini bile önce ben tanıyorum. O derece içli dışlıyız. Aramız da kalsın mesir macunu bile hazırlıyorum danalarıma. Ganları gaynıyor durmak bilmiyorlar. Tükenmesin askercikleri dalgalandırsın Türk bayrağını diye yoksa bana ne…
Şinci bu danalardan biri abla böle olmuyor senin norşk konuşman için pratik yapman lazım dedi ve telefonuma Tinder yükledi. Tinder’i bi yerde duysam bonbon şekeri sanırdım. Ama şekerden adamlar olduğunu bizzat telimin içinde gördüm. Yazarsın, çizersin ya da buluşur bi kahve içersin, iki de norşk lakırdı yaparsın bi bakmışsın Norveç li olmuşsun dediler ve saldılar beni meydaneee. Gece gündüz adam yağıyor. Tirink tirink tirink….bildirim sesini açık unutmuşum. Başlarda hoşuma gitti ama sonra gece gündüz susmaz töbe töbe. Kapadım tabi. Bi de her tirink dediğinde ikisi de gözüme bakmaz mı. Lennn ne bakıyonuz siz yüklediniz, siz soktunuz beni bu şeker adamlara…


Laf aramızda beni beğenen, mesaj yazan adamları görseniz benim gibi şaşkın şakın saatlerce bakar durursunuz sizde hanımlar. Adam yazmış oraya işim şurası, şurada oturuyorum, iki çocuğum var hafta sonları yüzde elli onlarlayım, boyum şu, hobilerim şu ve fotoğraflar. Anacım yalan yok, dolan yok, adres orda, işi orda, sadece derdi fin fon sa onu yazmış, yok gerçekten ciddi bir birliktelikse onu yazmış, canı sadece gezmek istiyorsa onu yazmış ve fotolar…instagram bağlantıları….herşey çok açık. Çooook. Çok dürüstler. Ama o fotoğraflara sıra gelince orada donup kalıyorum her defasında. Nasıl bi fitlik bu ya…bedeniniz de yaş mı durmuş sizin. 59 demiş, cuvuta bakıyorsun 35 sanki. Allah belanızı vermesin emi. Len bende yok o daşşş gibi beden. Kadın olan benim bana yürüyen o ama yok o beni beğenmez deyip kaçan ben:(( Kadınları demiyorum adamlar onlardan önce özgüven erozyonu yaptı içimde.


Neyse yazışıyor çizişiyoruz. Doğal olarak hep aynı sorular. Bakıyorum bi cümleyi ezberlemişim sözlüğe bakmadan yazıyorum  hi hiii hemen adamı değiştiriyorum. Yeni biri gelsin yeni kelime öğretsin diye. Eee tabi görüşmek buluşmak istiyorlar. Görüştüklerim oldu tabii ama tepemdeki danalar hemen mölemeye başladılar. Mutluluğuma mani olmayın, vallahi evde kalırım,  başınıza bela kalırım dedim sustular. Başlarında olmam daha büyük bela :)) Her gün yeni biriyle sohbet ediyorum telim de tabii. Birkaç kişiyle buluşup bir şeyler içtim yalan söylemem bilirsiniz. O kadan. Ama şu sıralar biri var ki yaküyür yaküyür….


Aman allahım arkadaşlarım bile on üzerinden yirmi verdi diyebilirim. Gözler mavi. Normalde renkli gözler pek alanıma girmez ama öyle bir bakışları var ki. Kolesterol bile erir şıpır şıpır vallahi. Çok yakışıklı kerata. Boyu boyum , yaşı yaşıma, bedeni bedenime uygun. Benimle dans etmek istiyormuş. Deli mi ne? Gaşşınıyor :) de git. Dahrik etme beni. Bayadır da görüşmek istiyor. Elli kere görüşürdüm de aşık olmaktan korkuyorum sanırsam dı. Ben ve aşık olmaktan korkmak birbirine zıt iki kutup. Gerçekten korkuyorum. Belki de korkum son ve aslında tek olan aşkımı unutmak sanırım. Neyse bakücük...Arkası yarın demiyorum çünkü görüşecek miyim bilemedim :((

Çok eğlenceli geldi ama bu Tinder şeker adamlar…oyuncak gibi. Sıkıldım mı siliyorum. Sıkıldım mı kapatıyorum. Sıkıldım mı lay lay lom yapıyorum :) Sevdim bu Tinder şekerlerini. Hafta içi neredeyse her gün norşk kurs var. İçim dışım okul oldu. Sevilmez mi bu oyuncak? Adam cenneti…


Okul yıllarımda bile bu kadar möö olmamıştım ben ya. Sabah akşam içim dışım norskkurs oldu. Hoca biraz bana ağır ve sessiz kalıyor. Baya bi sessiz. Konuşuyor mu dudak alfabesi mi öğretiyor hala çözemedim. Hocam dedim sesini yükseltir misin ne demek Norveç’çe. Bi zahmet tahtaya yazar mısın anacım? Yazdı. Altına da kısık sesli konuşur musunu yazıyordu ki…yok hocam yok onu öğrenmesek de olur ona ihtiyacımız yok dedim. Sınıf koptu gülmekten. Çünkü gerçekten herkes duymak için kulaklarını tahtaya bırakıyor neredeyse :))


Ama yine de takdir etmeden duramayacağım. İnanılmaz verimli bir öğretim sistemleri var. Hakkını veriyorlar yani. Neyse bakalım benim maviş de hakkını verecek mi :)
Cancaaazlarım ben kaçıyorum yarın yedi sülalesiyle haşır neşir olduğum norşk kursum var.
Sizleri seviyorum ve özlüyorum.
Bu deliyi okuyan gözleriniz tavuk karası
Kalpleriniz de gönül yarası olmasın emi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.