15 Aylık aradan sonra İstanbul'da gerçekleştirilen İran  ile 5+1 ülkeleri arasında gerçekleştirilen Nükleer müzakereler şaşırtıcı bir  şekilde  toplantıya katılan bütün ülkelerin temsilcileri ve Dış İşlerince olumlu geçtiği mesajları dünya haber ajanslarınca yayıldı.

14 Nisan Cumartesi günü Lütfi Kırdar  Kongre ve Sergi Sarayında (Eski Spor ve Sergi Sarayı-Harbiye)  gerçekleştirilen  toplantıya  İran iın yanısıra  5+1 olarak adlandırılan  BM  Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan ülkeler'in temsilcileri katıladılar. Bu ülkeler ise : ABD ,  Rusya Federasyonu , Çin  Halk Cumhuriyeti , Fransa,  İngiltere ve Almanya katılırken ev sahipliğini Türkiye yaptı.

 
Açılış konuşmasını Dış İşleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu yaptı ve  AB Dış İşleri  Yüksek Temsilcisi Bayan Chaterine Ashton'u ve İran Ulusal Güvenlik Konseyi sekreteri ve Nükleer  Başmüzakereci  Said Celili'yi karşıladı.
İstanbul Lütfi Kırdar salonunda bugün 560'ı yabancı olmak üzere  600'ü aşkın basın mensubu mevcuttu.
Müzakereler toplantıya katılan taraflar arasında toplu ve  ikili  gerçekleştirildi ancak görüşmelerin sonuçları hakkında  açıklama yapılmadı. Yapılan yegane açıklamalar  Bayın Ashton'un  Basın Sözcüsü Mıchael Mann tarafından yapıldı ve:

"Bugün son sözlerin söylenmeyeceğini, bir süreci başlatmak için temel atmayı umduklarını" söyledi.
Mann aynı   beyanatında  Yeni bir süreci başlattıklarını ve temel konularda bir anlaşma sağlanması halinde ikinci tur görüşmelere geçilebileceğini bildirdi.

Toplantı sonunda ise 23 Mayıs'ta ikinci tur görüşmelerin Bağdat'ta yapılacağı ilan edildi.
Bu sonuç İran'ın belli bir geri adım attığını ve belki de tesislerini  Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna denetlettirmeyi kabulleneceği izah edebilir. Ancak İran'ın zaman kazanmak için bu şeklide davrandiğini  asnlamak ta bir o kadar yanlış olmaz. ABD ve İsrail askeri  operasyon  alternatifinden bu toplantı ile vazgeçmiş olmasalar gerek.

Tekrar tekrar söylemekte yarar telakki ediyorum bu toplantının zaferi  (şayet diplomatik sürecin devamını zafer olarak görenlerdenseniz)  Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın  karnesine  yazılmalıdır. Son iki yıldır sürekli gol yediğimiz Dış Siyasette   Sayın Erdoğan iki önemli doyaya imzasını atmış bulnuyor. İlki Suriye dosyasıdır ikincisi de  Nükleer İran'ın denetlenmesini sağlayabilecek  bu toplantıdır. Türkiye son yıllardaki İsrail karşıtı  politikası ile Arap ve İslam dünyasının sempatisini kazanmış ve aynı zamanda  ABD'nin  bu alemdeki  kolu olma özelliğini kazanmıştır. Bu gerek Türkiye açısından önemli bir konumdur , hem de İsrail açısından  hakkın yenmeyecek kadar olumlu bir  gelişimdir. Her ne kadar Sayın Erdoğan'ın İran ile bu ilişkisini İsrail'e yararlı olması için yapmadığı kesin olsa bile  sonuç olarak Türkiye  İsrail'in yararına bir iş'e imzasını atmış oluyor.
Benzer durum Suriye  dikta rejiminin yıkılması konusunda da İsrail'e  yarar sağlayacak bir  durumdur. İsrail komşularının  demokratik olmasını  mevcut   diktatörlere  tercih ettiğini defalarca  beyan etmiştir.

Tabii ki henüz iki dosyada da söz söylemek için erkendir, ama bu safhada Türkiye Dış Siyasetinde bir zaferin habercileri mevcuttur. Bu da İsrail'in yararına olma ihtimali doğurmaktadır.
 
İran'ın hedeflerinden biri de Akdeniz'de  bir liman sahibi olmaktır. Geçtiğimiz sene Suveyş kanalını geçip Suriye'nin Lattakiye limanına ulaşan iki savaş gemisi bu arzunun habercileri  , kanıtı iken, aynı ülkü ile Gazze'yi Hamas ve İslami Cihad aracılığı ile İran'ın Akdeniz kapısı olarak yeşertme çabaları  Sayın Erdoğan'ın Gazze'yi adeta sahiplenmesi , Mavi Marmara macerası sayesinde  Gazze halkı Türkiye ve Türkiye Başbakanını kendilerine daha yakın hissetmekteler ve İran'ın  Gazze konusundaki hülyalarına  engel oluşturmaktadır.  Gazze halkı kendilerini Türkiye yanında görmeyi İran'ın boyunduruğu altında görmeye tercih etmektedirler. Gazzelilerin 40 yıl İsrail demokrasisi  ve yaşam tarzı ile içi iç'e yaşadığını da hesaba katarsak İran tarzı bir yaşam yerine her gün seyrettikleri Türk TV kanallarında gördükleri Modern Türkiye yaşam tarzını tercih etmelerine şaşırmamak gerek.

Sonuç olarak Sayın Erdoğan belkide  farkında olmadan İran'ın ayağını Gazze'den çektirmiş oldu. Başka bir deyiş ile Gazzelilerin kahramanı  Erdoğan oldu ve Ahmedinejad değil.

İlerleyen günler  sevinmek ve İran'a inanmak için erken olup olmadığını hepimize gösterecektir.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.