Dostlarım, özellikle son zamanlarda bazı basın yayın organlarında ismimin önüne “İslamcı Yazar” ibaresinin konulması karşısında neler hissettiğimi, bunu doğru bulup bulmadığımı sormaktadırlar.

    Kişilerin sizi nasıl isimlendireceği hususunda kıstas, ortaya koyduğunuz tutum ve davranışlardır. Gerek kitaplarımın istisnasız tümünde, gerek bazı yayın organlarına yazdığım makalelerde Kuran’dan söz ettiğim, hatta bolca söz ettiğim bir gerçektir.

    Bayın yayın organları “İslamcı” derken, bunu “Kuran bağlısı” anlamında kullanıyorlarsa bundan büyük mutluluk ve gurur duyarım; öncelikle belirtmek istediğim budur.

    Bir Kuran bağlısı olarak o veya bu biçimde “İslam”la ilişkilendirilmek bana onur verir, heyecan verir, gurur verir.

    “İslamcı” sözcüğünün, toplumun bir kesimi tarafından “din ticareti” yapanlar için kullanıldığı bir gerçektir; ancak bu fakiri tanıyanlar, gerek kitaplarından ve gerekse de yazılarından herhangi bir maddi çıkar elde etmediğini bilirler. (Bu, hayatını kitap veya yazı yazarak kazananları eleştirmek anlamına gelmez; bu insanların ortaya koyduğu bu çaba hiç kuşkusuz kutsal bir çabadır; benim yapmaya çalıştığım şey, sadece bir durum tespitinden ibarettir.)

    Bugün ülkemizin karşı karşıya olduğu en büyük tehlike bölünmek, parçalanmak ve amperyalizm karşısında yenilgiye uğramaktır. Seri katilin, esas düşman, baş düşman algılamasında Müslümanlığı esas aldığı su götürmez bir gerçektir; ve bu gerçek karşısında, Vatan’ın bölünüp parçalanmaması, halkın emperyalizm karşısında köleleştirilmesine izin verilmemesi babında Kuran bize yol gösteriyorsa bundan güzel ne olabilir?

    Kuran okuyan herkes, Allah’ın antiemperyalizm konusunda kullarını nasıl uyardığını hemen müşahade edebilir. Yine Kuran okuyan herkes, “yoksulların çığlığının ve çözüm önerilerinin” tüm Kuran boyunca nasıl “fasıl fasıl ayrıntılaştırıldığını” çok açık olarak görebilir. Bunların ışığında, kendisini “vatansever” olarak tanımlayan birinin Kuran’dan aldığı örnekleri, “bizzat Allah sözlerini” okuyucularına aktarmasından daha doğal ne olabilir?

    Bugünün esas meselesi, bu zavallı fakirin nasıl tanımlandığı meselesi değil, Vatan’ın emperyalist saldırıları nasıl göğüsleyeceği meselesidir. Gün, yapay birtakım meseleler üzerinde tartışarak güç kaybetme günü değil; Vatan sevgisinin coşkusuyla, Allah sevgisinin hareketlendirmesiyle ve Allah’ın Elçisi’nin gösterdiği yolda ilerleyerek seri katille mücadele etme günüdür. Irak ve Libya örnekleri Levhi Mahfuz’a kayıtlanmıştır ve bu zulüm karşısında sessiz kalanlar hiç kuşku yok ki bunun hesabını “bir gün” vermek zorunda kalacaklardır.

    Bu fakir, “Ne abd, ne AB; tam bağımsız Türkiye” şiarıyla hareket etmekte; Vatan sevgisini Kuran sevgisiyle birleştirerek emperyalizme karşı mücadelede kırıntı mesabesinde dahi olsa kendi çabasını ortaa koymaktadır.

    Dinin konuşulduğu bir yerde yoksulların çığlıkları bu konuşmaların arasında yankılanmıyorsa, orada bir din konuşuluyor olabilir; ama bu din asla “İslam” olamaz!

    Bu gerçeğin ışığında, Vatanseverler ve yoksullar emperyalizme karşı yürütmek zorunda oldukları kutsal mücadelede Kuran’dan ilham alıyorlarsa bundan daha onur verici bir şey olabilir mi?

    Daha önce de çeşitli kereler söylediğim gibi, Müslümanlar kendilerine seri katilin emperyalist olup olmadığını, seri katilin özelde Türk, genelde İslam düşmanı olup olmadığını sormalıdırlar; bu, Kuransal bir zorunluluktur.

    Elimizde, Allah’ın sözlerini barındıran ve bize yol gösteren Kutsal bir Kitap bulunmaktadır; önemli olan, nasıl isimlendirildiğimiz değil, bu Kitap’tan da ilham alarak Vatanımız ve yoksullar için neler yapabileceğimizdir.

    Gün, abd emperyalizmine karşı birlik olmamız gereken gündür.

    Allah’a emanet olun…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.