''Mutsuzluklar yanlış seçimlerimizden kaynaklanır''

                                              Epiktetos

Hayatta bazı anlar vardır, insanı derinden etkiler, canını yakar. İşte o anlarda nasıl tepkiler vereceğini bilmezsin. Bazen küser bir kenara çekilirsin, bazen öfkene yenik düşersin, bazen de kendine kızar hayatı suçlarsın...

Sonuç olarak bu duruma gelindiyse, artık geriye dönmenin imkanı yoktur. Olan olmuştur. Anlık tepkiler geçince, sağlıklı düşünmeye başlayınca, sonrasında bir şeyler yapmak gerekir. Ya tamamen o kişiyle görüşmezsin, ya da farklı şartlarda samimiyetsiz görüşmeye devam eder, ya da kırgınlığını dile getirerek konuşma yoluna gidersin. Bunların hepsi bir seçenek, ancak bana göre durumu bu hale getirmemenin bir yolu var.

Ben geçmişte buna benzer birçok tecrübeler yaşadım. Her biri kalbimde izler bıraktı. Bazıları benim hatam, bazıları karşılıklı cahillikler, bazıları da gerçekleri görmezden gelmemin sonucu oldu. Oysa ben insanları olduğu gibi görüp, öyle kabul edip, ona göre davransaydım, kendimi birçok üzücü olaydan korumuş olurdum. Şimdi onlara tecrübe olarak bakıyorum.

Bizler hayatı kimi zaman gerçeklerden uzaklaşarak, istediğimiz gibi düşünürüz. Karşımızdaki kişilere de bir karakter veririz. Ben bunu şöyle düşünüyorum. İnsan karşısına çıkan kişiyi hayatına davet edince ( Bu kız ya da erkek arkadaş vb.)
ona bir kıyafet dikiyor ve o kıyafeti ona giydirmeye çalışıyor. O kıyafette kimseye olmuyor. Kimine dar geliyor, kimine büyük. Sende onca zaman kıyafet ona olsun diye uğraşıp duruyorsun. İşte! Birgün gelip şak! diye acıya dönüştürdüğün gerçek, yüzünde tokat gibi patlıyor. Ondan sonra hadi toparlanmaya çalış...

Ben artık kimseye önceden kıyafet dikmiyorum. Önce bakıyorum, tarzını öğreniyorum, ölçüsünü alıyorum, sonra ona kıyafet yapmak isteyip istemediğime karar veriyorum. Sonra da yapmam gereken neyse onu yapıyorum. Rahmetli annemin bir lafı buraya oldukça uygun sanırım. ''Doğmamış çocuğa don biçme'' derdi. Bu acele neden bilmem, hemen birini görünce ne olacağı belli olmadan hemen peşin kararlar vermek neden? Bu peşin hükmün sebebi ne?

Şu an bir çoğunuzun parmak kaldırdığını hissedebiliyorum. Evet bence de bizler büyük bir umutla, her yeni tanıdığımız insanın, işte bu o olabilir düşüncesiyle hareket edip gereksiz bir isteğe kapılıyoruz.

Şimdi soruyorum: ( Lütfen bu soruların her birine gözlerini kapat ve düşünerek cevap ver. Hatta bu cevapları yaz, sonra sınav kağıdını değerlendir.)

1- O kişinin hayatında olmasını gerektiren şey ne?

2- Sence nasıl biri olduğu önemli değilse, gerçekte nasıl biri olduğunu düşündün     

    mü?

3- Neden peşin hüküm veriyorsun? Acelen ne?

4- Onu olduğu gibi görebildiğini düşünüyor musun?

5- Şimdi onun beş iyi yönünü, beş tane de olumsuz olabilecek taraflarını düşün.

6- Onun hakkında peşin hüküm vererek, ona aklında bir sorumluluk yüklemiş

    olabilir misin?

7- (Ondan beklentilerini yüksek tutarak) Düşüncelerinle ona haksızlık ediyor

    olabilir misin?

8- Bir arıyı eline alırsan ve o da elini sokarsa, sence arı mı suçlu, sen mi?

9- Kendinin peşin hükümlü oluşunun sebebi ne olabilir?

10- Bu şartlar altında sonuç hayal kırıklığıysa, sorumlusu kim? O mu? Sen mi?

Şimdi oturup yazmış olduğun cevapları oku ve ilişkini tekrar gözden geçir, ve bir karar ver. Varsayılan durumda sen ne kadar adil düşünebiliyorsun? ...


'' Peşin hükmün getirdiği kaossa, güzel olabilecek dostlukları harcamamak gerek.''

                                                   Semra Kara



Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.