Türk halkı matematikle imtihanı son yüz yılımıza damgasını vurdu.

Kolay değil 24 milyon kilometre kareye hükmeden cihan imparatorluğu tarihe gömüldü, geriye bugünün rakamlarıyla 36 devlet bıraktı.

İçlerinden biri de Türkiye.

814 bin 578 km karelik bir alana sıkışıp kalınca Osmanlı'nın torunları malikaneden çıkıp gecekonduya girmiş gibi oldu.

9 milyonluk Cumhuriyet nüfusu 70 milyonu geçti.

Matematikle asıl büyük sınavımız 45 milyonu geçince başladı. Rahmetli Özal, emekli maaşını enflasyon rakamlarına endeksleme sözü verince Türkiye'de hesap makinası satışı patladı.

Her evde, hatta bir ara her çalışanın cebinde minik bir Casio hesap makinası mutlaka bulunurdu.

Banknotlarda sıfırlar çoğaldıkça rakamları yuvarlamayı öğrendik, zamlar acıttıkça demekki sayıların da bir duygusu varmış dedik.

Haftada üç beş şehit haberi dalga dalga sardı 67 vilayeti, il sayısını artırdık ama acının şiddeti düşmedi.
Gözlerimle gördüm, Tekirdağ'da 30 haneli bir köyün mezarlığında 2 şehit yan yana uzanmış narin bir tepede, sögüt gölgesinde batıdan doğuyu izliyor gibi...

Şimdiye kadar Anadolu'nun küçük küçük köylerine 5 bin gencin naaşı dağıldı durdu.

Her şehit haberinin ardından kaç terörist öldürüldü haberiyle ferahlamayı biraz olsun acısını hafifletmeyi deneyenler de var..

Nafile.

Sıkılan her kurşun gök kubbenin altından aynı memleketin çocuklarını alıp götürüyor aramızdan

Güneydoğu'nun dağları adım adım Çanakkale olurken matematik bilgimiz dumura uğramaya başladı. Her şehidin acısı isyana dönüyor içimizde.

Her sabah toplu ölüm haberlerine yenisi eklendikçe üstümüze çöreklenen kâbusun peşinden, ölümler karekök derecesinde çoğalmaya başladı.

Beytüşşebap'ta 10 şehit, Afyon'da 25, derken Ege Denizi'nde çoluk çocuk belediye otobüsü kafasıyla tıkıştırılmış küçük bir tekneye: 61 can, can havliyle ölüme kulaç atmış meğer.

Her cenaze ortadoğuya lider ülke olarak model gösterilen Türkiye'yi ortadoğunun göbeğine çekiyor adeta.
Beytüşşebap'ta kan döken PKK'lılardan 18'i öldürülmüş.
Tetikler düştükçe bu toprakların keskin bakışlı gençleri kinleniyor birbirine.
İçtikleri suyun hatırı, soludukları nefesin kadri ölümle köreliyor.
1993 yılında Bingöl'ün dağlarını kalleşlik tohumları eken Şemdin Sakık'ın takipçileri bugün aramızdan 9 silahsız genci aldı.
18 yılda terörden vatan millet sakarya, böldürmeyiz bu aziz vatanı, terörün son çırpınışları, kökünü kazıyacağız dan başka bir şey kalmamış aklımızda.

Her gece can çekişen gencecik çocukların çığlığı, anaların göz yaşı, öksüz kalan yavruların dramı istatistik bilgilerine rakamlara dökülemeyecek kadar büyüyor.

Farkında mısınız?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.