Daha bir kaç ay önce İsrail Türkiye uzlaşma görüşmelerinin "koca bir kandırmaca" olduğunu yazmış ve İki liderin, yani Netanyahu ve Erdoğan'ın bu görevlerde aynı zaman diliminde olukları sürece uzlaşma imkanı olmayacağını söylemiştim.

İki gün önce de, "bundan sonraki görüşmede anlaşma imzalanacak" minvalinde ifade kullanan Dışişleri Bakanı'nın sözünü yalanlarcasına Cumhurbaşkanı Basın Sözcüsü İbrahim Kalın, "Gazze ablukası kalkmadan anlaşma olamaz" mesajını verdi.

Gazze ablukası İsrail Devletinin güvenlik kararı olup başka bir ülkenin karışamayacağı kadar hassas bir meseledir. Aynen Türkiye ile Suriye Kürtleri arasındaki sınır çizgisinde olanlara veya olabileceklere kimsenin karışma hakkı olmadığı gibi bir durumdur.

Kimse Türkiye'ye rağmen Kürt oluşumlarına  ne silah, ne cephane, ne de battaniye sevk edemeyeceği gibi; kimse İsrail'e rağmen Gazze'ye de ne silah, ne cephane, ne de kontrolsüz herhangi bir ürün geçiremez, geçiremeyecektir de.

Kaldı ki İbrahim Kalın'ın ifade ettiği gibi Gazze'ye "insani yardım" gitmesini engelleyen herhangi bir durum mevcut değil. İsrail Serbest İthalat Rejimi gereğince İsrail gümrüklerine yasal olarak ithal edilen her ürün, Gazze'ye girişi yasak olmayan ürünlerden olduğu takdirde herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın Gazze'ye girebilir.

Bunun en belirgin kanıtı da COGAT kurumunun (Coordination of Government Activities in the Territories) yani İsrail yönetimi ile Filistin yönetimleri arasındaki ilişkileri koordine eden kurumun verdiği bilgilerdir.



COGAT,  hem web sitesinde, hem de Facebook sayfasında her hafta İsrail geçiş kapısı olan Ewrez ve Kerem Şalom'dan Gazze'ye giren, çıkan ürün ve hareketin hesabını, kişi sayısını, mal çeşidine varıncaya kadar kaçırmaksızın yayınlamaktadır.

Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Cumhurbaşkanı hatta basın danışmanı bile bu hesabı kaale almadan ağızlarına geleni söylemekte beis görmüyorlar. Ama hatalı olduklarını ortaya koymak işte bu kadar basit.

Peki Gazze'ye ne sokamazsınız :

-Silah

-Patlayıcı veya patlayıcı yapmaya yarayabilecek kimyevi maddeler.

-Tünel inşa etmeye yarayacak Çimento... Hastane yapacaksanız, okul inşa edecekseniz sorun yok tabii.

İyi de, Gazze halkı geçtiğimiz hafta neler ithal etmiş:

3 Nisan ile 08 Nisan 2016 tarihleri arasında;

-3017 kamyon-TIR, başka bir deyişle 89 bin 557 ton mal taşınmış İsrail'den Gazze'ye...

-1192 ton Yemeklik gaz.

-737 bin litre Isınma amaçlı Fuel Oil.

-1.04 milyon litre araç yakıtı, benzin.

-2.49 milyon litre mazot.

-7405 insan geçişi.

-36 ambulans ise İsrail hastanelerine hasta taşıdı.

Tabii ki Sayın İbrahim Kalın'ın ifade ettiği ve Türkiye'nin bu rakamlar arasındaki payının ne olduğu bilinmemektedir. Şayet kendisi bizi ve halkımızı aydınlatırsa memnun oluruz.

Bu rakamlar Gazze halkının mal ve hizmet açısından mağdur olmadığını ortaya koymaktadır. Gazze'de de herhangi bir mal eksiği olmadığını oradaki eski dostlarım aracılığı ile gayet iyi biliyorum. Gazze'de eksik olan barış isteyebilecek bir yönetimdir. Bu tarafta olduğunu ben biliyorum.

Gelelim Gazze deniz ablukasının kaldırılacağına inanmak isteyen, veya iç siyaset nedeni ile inanıldığının sanılmasını isteyen Türk yönetiminin durumuna:

İsrail ile Türkiye arasındaki uzlaşma ihtiyacı iki taraf için aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1- İki ülke aslında düşman değil. Düşmanlık senaryosu AKP iktidarının iç siyaset hesabı ile ürettiği bir durumdur. İsrail bu suni düşmanlık olayına çok itidalli yaklaşmakta ve ne AKP hükümetini ne de Türk halkını karşısına alacak hareket ve ifadelerde b ulunmamaktadır ve doğru yapmaktadır.

2- İki ülkem neden uzlaşmalıdırlar. Bölge bir ateş çemberinin içinde neredeyse. Bölgedeki iki eski dost ve -olduğu kadarıyla- demokratik iki ülkenin karşı karşıya olması sadece düşmanları sevindirir. Ki kimseye fayda vermez.

İki ülkem arasında, hele hele terör olgusunun bu denli yüksek olduğu bir dönemde birbirileri ile istihbarat alışverişinde bulunmamaları, salaklıktan başka bir şey olamaz. Bence iki taraf istihbaratçıları da salak değillerdir. Ve bana kalırsa halen de iyi ilişkiler içindedirler. Olmaları da gerekir.

3- Doğalgaz hikayesi... İsrail Akdeniz'in göbeğinde doğalgaz bulmuş ve bunu Avrupa'ya satmak durumundadır. Ya bunu Türkiye üzerinden satacaktır, ya da Yunanistan üzerinden. Doğal olanı Türkiye üzerinden satmaktır. Olmazsa Yunanistan köşede bekliyor. Kaldı ki doğalgaz satmak için Türkiye ile İsrail arasında uzlaşma olması da şart değil. Bu anlaşma şirketler arası bir anlaşma olacaktır. Devletler arası değil. Eh, devletler işin içinde olursa daha şık olur. Bazen olmazsa daha mı iyi olur diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Kısaca ortada hayıflanacak bir durum yok.

Hayırlı olsun.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.