KİM KİM'E DİRENEBİLİR KİM KİM'E TERÖR YAPAMAZ?

RAFAEL SADİ

 

Evet uzun süredir tartışılagelmiş bir konu  bu. Özellikle İşgal kuvvetlerine ülkelerini kurtarmak için saldırılarda bulunmak ,direnmek her vatanseverin milli görevi gibi algılansa bile, bunun bile  yasal ve etik insani kuralları vardır.

Bu kuralların başında direnişin  sadece İşgal kuvvetlerine karşı yapılması sivil halk'a karşı herhangi bir tehdiş hareketinde bulunulmamasıdır.

İşgal kuvvetlerinin de nereyi nasıl işgal ettiğinin de çok açık ve seçik şekilde belirlenmiş olması gereklidir.

Her aklına esen burası benim ülkemdir sen işgalcisin deyip direniş hareketi ile hükümran ülke güvenlik güçlerine saldıramaz. Saldırısa kanun dışı eylem yapmış olur ve alenen yasaları çiğneyerek bugünkü tabiri ile TERÖRİST sayılır.
Şayet bunu yapanlar o ülkenin vatandaşı durumunda ise bir de vatan haini sayılırlar.

Hele hele bu direniş'' hareketini sivil halk'a yönlendirirse  bu cinayetten başka bir şey olmaz.

Cinayetlerin bile sınıflandırıldığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. İŞİD gibi kendisine İslam devleti diyen bir örgütün yaptıkları vahşi cinayetleri sınıflandırabilecek sözcüklerden bile mahsun hissediyorum kendimi. Adamların derdi sadece ülke kurmak veya kurtarmak değil kafa kesip insan vücütlarını parçalayıp ciğerlerini söküp yemek veya kalplerini teşhir etmenin hangi milli veya dini dava veya kural ile örtüşebildiğini sanırımkimse açıklayamaz. Haklı filan da bulamaz.

Ramallah'ta Kanlı eller

25 yıldır yaşadığım İsrail ve Filistin bölgelerinde bu türden vahşet' sadece bir kez şahit oldum Ramallah'a yanlışıkla giren iki yedek askerin ne şekilde öldürüldikleri ve elleri kanlı sözümona militanların resimleri halen gözlerimin önünde.


 

1948 de İsrail'e saldırlarla ilgili tüm gelişmeler için TIKLAYIN

İsrail 1948 yılında kurulduğu ve bağımsızlık  ilanı günü başta Irak , İran , Suudi Arabistan , Libya, Ürdün , Suriye , Mısır ve Lübnan (Dikkatinizi çekerim Filistin yok bu listede) İsrail'e  saldırıya geçmiş ve bu ülkeyi imha edeceklerine and içerek topyekun bir savaşa girişmişlerdi.
Yahudilerin BM  kararı ve izni ile  kurulan bu yeğane ve küçücük toprak parçası üzerindeki yaşayan yahudilerden temizlenmek istenmiş ve hepsinin denize dökülmesi savaşı başlatılmıştı.
İsrail'de yaşayan yaklaşık 600 bin kadar  Yahudi bu ülkeyi en doğru şekilde savunmuş ve gerçek anlamda soba boruları ile ( Top görüntüsü vererek) düşmanı püskürtmişler ve hatta kaçan düşmanın topraklarının bir kısmını da işgal etmişlerdi.

1956 Sina savaşı

Bu şekilde İsrail'in haritası genişlemiş oldu. Bu durum 1948 de olduğu gibi , 1956 , 1967 ve 1973 te tekrarlandı ve İsrail haritası Ürdün'ün Yehuda ve Shomron (Batı Şeria) , Yeruşalayim (Kudüs) , Mısır'dan Sina Yarımadasının tamamını , Suriye'den de Golan tepelerini alarak genişlemiş oldu.


1967  6  gün savaşından sonraki harita

 

 

1973 Yom Kippur savaşı sonrası harita....


Bu saydığım topraklardan sadece Yeruşalayim şehri İsrail devleti parlamentosu Knesset tarafından resmen İlhak edildi. Diğer topraklar  barıs yapalım alın topraklaırnızı geri denerek işgal statüsünde bırakıldı.

1973 kippur günü savaşından soraki harita

Nitekim Mısır devlet Başkanı Enver Sedat ile yapılan tarihi barış nalaşması ile koca Sina Yarımadası Mısır'a geri verildi. Mısır bu anlaşma sürecinde  GAZZE'yi  ve kendi vatandaşları olan Gazzelileri  geri almayı ret etti. Hatta Enver Sedat'ın devrin İsrail Başbakanı Menahem Begin'i tehdit ederek Gazze konusu7nu bir daha açarsanız  Barış işi yatar dediği tarih sayfalarında yer almıştır.
Benzeri bir anlaşma Ürdün Kralı Hüseyin ile yapılmış ve Sedat  Modeli ile Kral Hüseyin Yehuda ve Shomron'u üzerinde yaşayan kendi Ürdün pasaportlu vatandaşları ile birlikte İsrail'e miras bıraktı.

Mısır ve Ürdün ile yapılan  barıştan sonraki İsrail haritası

Yani bu bölgede  nur topu gibi bir Filistinli toplum doğuverdi.
Abu Ammar Yasser Arafat ta bu toplumun ilk tehdişçisi (o zamanlar terörist lafı henüz moda değildi) adeta lideri oluverdi.

İlk terörist LEYLA HALİD

Yanılmıyorsam ilk eylemleri de 1969 yılında Leyla Halıd liderliğinde bir TWA uçağının kaçırılması idi. Uçak kaçırma olayları bununla devam etti. İsrail bu sayede en güvenli hava yoluna sahip oldu. Hiç bir İsrail uçağı kaçırılamadı ve zarar görmedi. İçinde İsraillilerin olduğu Entebbe uçağının kaçırılması olayı da filimlere  konu olabilecek bir efsane oldu.

Anti terör olaylarının en görekemlisi ve efsanevi Entebbe baskını.

İsrail Bu toprakları Filistinlilerden işgal etmedi çünkü bu savaşların olduğu (1967  6 gün savaşı) esnasında  ne böyle bir toplum vardı ne de böyle bir ülke. Topraklar halen üzerinde yaşayan ve ellerinde o toprakların sahibi olduğunu kanıtlayan tapu veya KUŞAN olanlara kimse dokunmamıştır. İsrail sadece Ürdün devletinin hazine arazisi olan devlet arazilerine el koymuştur. Yani  bir çokların dediği gibi yasal olmayan bir durum sözkonusı değildir.Varsa bile İsrail mahkemelerinde açılacak haklı davalar ile
Nsanlar topraklaırnı veya istimlak edilmişse bile bedellerini alabilmektedirler.

Hoş yazımın konusu bu değil ama ilintili tabii ki.
Şayet Yehuda Ve Shomron torpakları 1967 de henüz olmayan Filistinlilerden değil de Ürdünlülerden alınmış ise , Ürdünlüler de bundan feragat etmişlerse  ortada alınan çalınan bir toprak yok. Kaldı ki BARIŞ'a yanaşmayan ve bırakın Batı Şeria'yı İsrail'in tamamını vereceksiniz bu coğrafyayı terk edeceksiniz diyen bir anlayış ile mücadele etmek oldukça zor tabii.

Hamas yaz kampından bazı görüntüler. Filistinli çocuklar bunumu hak ediyorlar?

İşte İsrail'in mücadele ettiği Filistin toplumu bu anlayış ile eğitilmekte ve ilerlemeleri
Gereken dünyayı bilmeleri gereken gençler terör olgusu ile yetiştiriliyorlar ve varsa bile işgal kuvvetleri ile mğcadele edecekleri yerde yaşları askerlik yaşınında altında olan çocukları kaçırarak eğitilmektedir.

16 Yaşındaki çocukları kaçıranları tebrik edebiliyor...
Buyrun  sürgünde olan Hamas lideri Haled Mashal'in söylemleri Çocukları kaçıranları tebrik ediyor ama bir türlü de delikanlılı9k edip ben yaptırdım diyemiyor.
Benim anlamakta zorluk çektiğim çok yakından tanıdıımız insanların bu terör suçlusuna nasıl kardeşim diyebildikleridir.

Hoş İŞİD canavarlarına dostumuz diyenlerin Hamas liderlerine kardeş demelerini çok görmemek lazım.


İsrail Milletvekili Hanan Zuabi

Gelelim bu vahşet coğrafyasının içinde adeta bir demkrasi kalesi olan İsrail'e .
Mavi Marmara yolcusu İsrail Milletvekili bayanm HANAN ZUABİ buyurmuşlar:
'' 3 İsrailli gemci kaçıranlar terörist değil'' demiş.
İsrail parlamentosu ve basını veryansın ediyor. Herkes eleştiriyor. Kanun dışı , parlamento dışı edilmesi için kanun tasarısı hazırlanıyor. Sonuç ne olacak dersiniz?
Ben söyeleyeyim , hiç bir şey çünkü İsrail Söz söyleme hürriyetinin en sonuna kadar kullanılabildiği bir ülkedir. Umarım öyle de kalır.


Yitshak Buji Herzog

Ana Muhalefet Partisi Haavoda Lideri Yitshak Herzog bir radyo programında bayan Zoabi'ye en doğru cevabı belediye Başkanlığı adaylığını koyduğu Nazaret (Nasıra) halkının verdiğini ve sadece %10 oy alabildiğini Arap nüfusun yoğunlukta olduğu bu şehirde bile beklediği oyları alamamış olmasının  aşırı ve anlamsız söylemlere  İsrail toplumunun prim ve oy vermediğini ve kendisinin söz söyleme hürriyetinin ve milletvekilliğinin zarar görmemesi gerektiğini savundu. Ben bu parti ile aynı ideolojide değilim ama bu konuda Milletvekili Herzog ile aynı görüşteyim.
İsrail bütün görüşlerin her yer ve ortamda söylenebileceği bir ülke olmaya devam etmelidir.
Kimin terörist kimin direnişçi olduğuna tarih karar verecektir.
İsterseniz PKK ve İŞİD  direnişçidir de diyebilirsiniz ama bu ne kadar doğrudur.

Saygılarımla

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.