Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı Atça’da, Atçalı Hasan Ağa adındaki yoksul bir köylünün oğlu olarak dünyaya gelir. Doğuştan başının kel olması nedeniyle “Kel” lakabı takılır müstakbel valiye.
Çiftliklerde ırgatlık yaparak hayatını devam ettirmeye çabalarken, Atça’nın varlıklı kişilerinden Şerif Hüseyin’in kızı Fatma’ya sevdalanır. Kızı istediklerinde de büyük bir hakaretle karşılaşıp üstüne üstlük ağanın adamları tarafından dövülünce birkaç kişiyi yaralayarak dağa çıkar. Devletle veya çevredeki varlıklı kişilerle çeşitli sorunları olan birçok kişi de yanına katılır. Zamanla Aydın ve çevresinde “Atçalı Kel Mehmet Efe” adıyla nam salar.
Bu arada sevdiği kızın babası, kızını bir başkasıyla evlendirmek istediğinde damat adayını dağa kaldırarak yüklü miktarda fidye alır ve kızın evlenmesini önler. Bir süre sonra kızını vermemekle ve kendisine düşman olmakla birlikte sevdiği kızın babasını düştüğü hapisten kaçırır. Devlet güçleriyle girdiği birçok çatışmadan sağ salim kurtulmayı başarır.
Kel Mehmet, kendisini Aydın’a vali atamasının ardından ilk iş olarak eski düzeni kökünden yıkar, kötü idareci ve ayandan kişileri bölgeden kaçırır. Halkın canı, malı, ırzı teminat altına alınır. Daha sonra mültezimlerin, zabitlerin halka kanun dışı yükledikleri vergileri azaltır, hatta bazılarını tümden kaldırır. İstanbul’a bağlılığını bildirerek yıllarca tahsil edilemeyen vergileri toplayarak gönderir. Yönetimden serbest ticaret ve tarımın korunmasını, kanunların değiştirilip daha eşitlikçi kanunların yapılmasını, askerliğin yeni esaslara bağlanmasını ister. Kendisine “Vali-i Vilayet, Hademe-i Devlet Atçalı Kel Mehmet” ad ve ünvanıyla mühür ve para dahi bastırır.
Atça’lı Kel Mehmet kendisini Vilayetin Valisi, Devletin hademesi olarak tanıttırsa da, o gerçekte halkın valisi olur. Onun için önemli olan halkın mutluluğu ve refahıdır. Bu nedenle halkı zor durumda bırakan uygulama ve vergileri kaldırır ve halka zulmedenlerden hesap sorar.