'' Kimse geçmişini satın alabilecek kadar zengin değildir.''

                                                         Oscar Wilde


Bazen hatalar yapar ve bu hataları görmek istemeyiz. Bu yüzden de kabullenmemek için karşımızda suçlu ararız. Acaba yapılan bir hata karşısında suçlu aramak, gerçeklerden kaçmanın bir yolu olabilir mi? Bunu hiç düşünmeyiz. Tek istediğimiz gerçeklerle yüzleşmemektir. Ancak gün gelir bu gerçek seni yakıp kavurur. İşte o zaman karşında bulacağın tek gerçek kendin olur. Ve biz o ana kadar kendimizi hep karşı tarafın suçlu olduğuna inandırmaya çabalar dururuz...

Ben uzun zamandır bunu yapmıyorum. Neden biliyormusunuz? Çünkü sonuç hep kendimle karşılaşmamla sonuçlandı. Şimdi kendimi ilk olarak yargıya götürüyor ve adil bir şekilde yargılıyorum. Hatamla yüzleşiyor ve sonuçlara bakıp, gerekirse olayı karşı tarafa taşıyorum. En azından hatalarımın yol açtığı hasarı onarma ve olay yerinde sorunu çözme şansı yakalıyorum. Böylece, geride üzdüğüm kırık kalpler bırakmamaya çalışıyorum. Bu da benim geleceğe güzel dostluklar götürmeme neden oluyor.

Hepimizin hayatında geride bıraktığı kırık kalpler vardır. En azında büyüklerin dediği gibi, ''Zararın neresinde dönsen kardır'' Ben de böyle yaptım. Geriye ne kaldıysa kurtarmaya çalışıyorum. Tavsiye ederim.

Bir zamanlar çok yakın bir arkadaşım vardı, onunla oldukça samimiydik. Sonra bir sorun yaşadık ve aramız açıldı. Benim için önemli bir insandı. Yaşadığımız bir olaydan sonra koptuk ve aramıza soğukluk girdi. Hiç kavga etmedik ya da kırıcı sözler sarfetmedik. Aslında biz, hiçbir şey konuşmadan birbirimiz görmeyi bıraktık. Her ikimizde alttan alttan birbirimiz suçladık. Oysa oturup konuşabilirdik. Ben ona çok kırıldım, sanırım o da bana... Ancak bana göre o suçluydu. Benim nazarımda, '' Zaten işi herşeyden önemliydi, günü geldi ve çıkarları için beni hayatından kolayca çıkardı'' diye düşündüm. Ya da kolay olan bu geldi bana.

Aradan yedi-sekiz sene geçti. Bugün anlıyorum ki, bizimki zaman içinde birbirimizi kırmış ve bunları onarmadan üzerini örtmüşüz. Arkadaşımı bu şekilde kaybetmek istemezdim. İlişkimiz bitmese şu an çok güzel şeyler paylaşıyor olabilirdik. İkimizde çok şeyler kaçırdık. Sağlam ve uyumlu bir dostluk oluşabilirdi. Ancak biz ilişkimize sahip çıkmadık. İkimizde inanmak istediğimiz şeye inandık. Şu an keşke demenin bir faydası yok tabii. Zaman geçti ve bu ilişki için artık çok geç. En azından şimdi bana hayatın vermiş olduğu hediyelere sahip çıkıyor ve keşkelerimi en aza indiriyorum.

Siz siz olun, hatalarınızı farkedin. Kaçmayın! Onlarla yüzleşmeyi ertelemeyin. Herşeyi zamanında, yerinde çözün. Hayat ertelenecek kadar uzun olmayabilir. Keşkelerle yaşamak yerine, söylemeniz gerekeni veya yapmanız gerekeni anında yapın.

'' Asla satın alamayacağınız iç huzuru ve sevgiyi kiralamaya kalkmayın. Gün gelir kiracılığınız sona erer ve siz keşkelerle ıssız kalırsınız.''

                                                                Semra Kara


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.