İsmail Cengiz

Türkiye coğrafyası üzerinde yaşam bulmuş kültürel yapıların arkeolojik katmanlarını kazımaya çalıştığınızda, 12. yüzyıldan itibaren toplumsal değişim ve dönüşümlerin en belirgin izlerine rastlanır. Karşılaşılan her kültürel iz, günümüzde halen yaşamına devam eden çeşitli inanç, dil, kültür gibi toplumsal yapıların günümüzden geçmişe sosyal, siyasal, iktisadi ve sanatsal çözümlemelerin yapılmasını da sağlar. Elde edilen verilere baktığımızda muhakkak en önemlisi tasavvufi hayatla ilişkili olanıdır.

Tasavvufî sembolizm, kul ile Allah arasındaki mistik ilişkinin söz, yazı ve ritüel kalıplarına dökülmüş anlatımıdır. 
Tasavvuf, bir yolculuktur. Kötü halden iyi hale, günahtan sevaba, güzel işlerden daha güzel işlere yolculuktur. Bu yolculuğun mekânı kalp, aracı zikir ve tefekkürdür. Buradan bir rehbere varmaya çalıştığımızda harflerin ve sayıların dünyasına ulaşırız. Resim yazıdan öncedir; okuma yazma bilmeyen resim yapabilir ya da baktığı resimden çeşitli anlamlar çıkarabilir. Yazının tarihi de bunu böyle belirtir. Buradan çıkartacağımız anlam yukarıda değindiğimiz sistematiğin tam zıddıdır. Yazıdan resme geçiştir. Bu konu Mevlevîlerde de kendisini gösterir.
Cami ve medrese dışında tekkelerde resim hayli gelişmiş olmakla beraber bu resimleri sadece tekke mensupları görürlerdi. Bir Bektaşî'nin ya da Mevlevî'nin, dahası bütün tasavvuf ehlinin hayata bakış tarzı, davranışlarını düzenleyen kurallar manzumesi, bu ifade tarzının ürünüdür.


Günümüzde kendilerine arkaik bir yer edinen, ancak müzelerde sergilenen bu mistik objeler aslında kullanımda oldukları dönemde bir seyyah için hayati önem taşımaktaydılar. Teber, seyyahı her türlü saldırıdan koruyan bir savunma silahı; keşkül, gurur ve kibirlerini yenmek için dilenmeye mecbur edilen dervişlerin, kendilerine verilen her çeşit kuru yiyeceği koydukları kabın adıydı.
 "Sufi Objeler" başlıklı serginin bütününü oluşturan objeler Bilal Sütçü koleksiyonundan derlenen, Malik Aksel koleksiyonundan seçilen "Halk Resimleri" ile birlikte sanatçılar Erol Akyavaş, Balkan Naci İslimyeli, Hüsamettin Koçan, Ergin İnan ve Mehmet Günyeli'nin eserlerinden oluşuyor. Çağdaş sanatçılarımz bu derinlikli alanın Söz'den Yazı'ya, Yazı'dan Resme geçişin tematik ve sembolik izlerini oldukça güncel yorumlarla günümüz sanat izleyicisinin algısına sunuyor.

"Sufi Objeler" başlıklı bu sergide yer verilen "objeler", karşımızda elinde teber'i, keşkül'ü, teslim taşları, tarak ve musiki aletlerine dek uzayan, dervişlere ait oldukça zengin semboller dilinin günümüzdeki karşılığını arıyor.

Tasavvufi dönemde önemli ihtiyaçlara cevap veren mistik objeleri, sanatseverlerle buluşturmayı hedefleyen Küçükçekmece Belediyesi'nin düzenlediği bu önemli sergiyi kaçırmamanızı öneririm. Belediyenin Cennet Mahallesinde Yahya Kemal Beyaztlı Caddesi adresindeki CKSM- Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde 03 Aralk 2011-05 Şubat 2012 tarihleri arasında bu güzel sergiyi gezebilirsiniz.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.