Kudüs Kimindir?




Aynı bağlamda sorsalar  Costantinopolis veya Prenkipos kimindir deseler  ne diyeceğiz?

Ha bir de şu mesele var. Hangi şehir kimin için ne kadar kutsaldır?

Biliyorum ki dindarlar bana çok kızacaklardır ama ben böyle düşünüyorum ne yapalım.

Saygıdeğer dostlar ya dinlerimizi iyi öğreneceğiz ya da bizi salak yerine koyanlara kanıp duracak ve onların oyuncağı haline geleceğiz.

Yahudilik ve İslam'dan söz ediyorum. İki din de bizlere PUTLARA tapmamızı açık bir lisan ile yasakladı. Yanılmıyorsam Hristiyanlık ta bu kuralın yer aldığı 10 emir'e inanıyordur.Her ne kadar tapınma şekillerinde  İsa ve meryem heykelciklerine bir saygı duyulsa da Putlara inanılmadığını da biliyorum.

Gelin şu kutsiyet meselesine bir açıklık getirelim.

Madem ki yüce Tanrı 10 Emir'de :

2-Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.

Diye emretmiş. O zaman da biz insanlara bu emrin esasına ve lafzi ile ruhuna riayet etmeli ve insan eli ile yapılmış hiç bir şeyi putlaştırmamalıyız. Ne şehirler ve yapılar ne de duvarlar kutsal olamaz. Bunları putlaştıramayız. Bu  durum İslam için de Yahudilik içinde hatta Hristiyanlık için de geçerlidir.

Yani Kudüs veya isterseniz İbranicesi ile diyeyim Yeruşalayim Kutsal değildir. Olmamalıdır da. Bu kutsiyet masalı nedeni ile yapılan savaşların ölen insanların saygısına artık vazgeçelim.

Hiç bir yer hiç kimsenin değildir. Kimse bir yerleri kendinin sanmasın.

Ağlama Duvarı kutsal değildir. Kutsal olan o duvarın temsil ettiği içeriktir. Ruhani havasıdır. Yoksa duvarları öpenler resmen 10 emir'e karşı gelmektedirler. Keza başka beton, ahşap veya  bina, türbelere yüz sürüp medet umanlar o mekanlar putlaştırdıklarının bile farkında olmaksızın Tanrı'nın emrine karşı geldiklerini anlayamamaktadırlar.

Tek bir kutsal tanıyorum: İNSAN HAYATI.

Bu kutsala inanmayan ben dindarım demesin . Şehirler mekanlar nedeni ile savaşanlar insan öldürenler kelle uçuranlar değil dindar insan bile değillerdir.

Sayın Davutoğlu  Sayın Demirtaş'ın ''Müslümanlar hacı olmak için Kabe'ye, Yahudiler ise Kudüs'e giderler '' sözlerini seçim malzemesi yaparak  Selahattin Demirtaş'ı yerden yer vurmayı buna sıkı sıkı sarılıp adeta bu seçimlerin en çarpıcı Yahudilik seçim malzemesi  olarak kullanmakta ısrarlı görünüyor. Peki Yukarıdaki sözleri nasıl hafif çarpıtıyor ve neler yapıştırıyor ardına.

Davutoğlu, "Ey Mersin, Kudüs kimin kutsal mekanıdır, bizim. Bu gafile haddini bildirecek misiniz? Kudüs bizim kutsalımızdır diyecek misiniz?"diye konuştu.

 ‘Kudüs Yahudilerindir’ diyen duysun! Kudüs bizimdir, bizim! Toroslar çökmedikçe, Akdeniz kurumadıkça, gök yere inmedikçe hiçbir şekilde Kudüs’ün İslam karakterinin değişmesine izin vermeyeceğiz

Peki bu ifadeler ne kadar doğru , ne kadar gerçekçi ?

Şayet Kudüs İslam içim bu denli kutsal ise neden İslam'ın kitabında adı bir kez bile geçmiyor?

Kanıt mı istiyorsunuz?

Girin Diyanet İşleri Başkanlığının  web sitesine  ve  ister Kur'an isterseniz meal kısmına girin ve arama motoruna KUDS Yani Kudüs'ün Arapçasını yazın çıkan sonuç: 0. Yazı ile SIFIR.

Link burada : http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#1:1

Bu kez KUDÜS diye yazın sonuç 4 adet , ancak yazan Şehrin adı değil Hz. Cebrail'in adı.

Ruhu'l Kudüs (Cebrail) yazıyor: http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#1:1

Ruhu'l Kudüs te yazsanız  çıkacak sonuç değişmeyecektir. 4 adet Cebrail ismi.

Linki ise şöyle: http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx

Peki Yahudi dini için Yerushalayim ne kadar kutsal . Aynı kriter ile ölçmeye çalışırsak Tevrat'ta bu şehrin adı kaç kez geçiyor diye baksak sonuç nedir?

Tevrat'ta da Yeruşalayim'im bir kaç ismi var. Yeruşalayim en son ismi yanılmıyorsam. Ancak bu şehir İR DAVİD(David'in Şehri) , İr Şalom (Barış Şehri) Savaşlar eksik olmadı çok şükür...

İlk ismin ise İbrahim atamızın verdiği isim olarak belirtiliyor  Yerushalem.

İbrahim bu şehre AR A YARA VE SHALEM ismi ile hitap etmişti ve şehrin ismiYERUSHALEM olarak ifade edildi binlerce yıl.

Hakimler döneminde bu şehrin adı YABOS olarak ifade edildi.

Kral David'in şehri fethetmesi ile şehir SİYON adı ile anıldı.(İşte sevmeyenlerin kulakları çınlasın SİYONİZM'in ağa babası bu şehir)  Siyon aslında Moriya dağının ikinci ismi olup önceleri bütün şehri sonraları da bütün İsrail'in ismi olmuştur.

Başka lisanlarda ise bu şehre verilen isimler arasında Arapça en yaygın olan isim ise El-Quds,İncil'in uygun bulduğu isimler ise Jerusalem ve Urshalim. Arapça günlük lisanda ve basında ise iki isim birlikte kullanılmaktadır bu hatta Arap ülkelerinin kullandıkları lisanda da URSHALİM EL KUDS olarak belirtilmektedir. Dini bağlamda ise Arapçada EL-KUDS A-SHERİF Yani güzel şehir Kudüs kullanılmaktadır. Bir de şehrin latince adı ise oldukça karmaşık.

Roma Tanrılarından JÜPİTER adına  ve Jüpiterin soyadı olan AELIA ile birlikte anılmaktaydı.  COLONIA AELİA CAPİTOLİNA. Yani Aelia Yerleşim birimi başkenti. Bu isim yüzlerce yıl bu şehrin ismi oldu ama sonradan unutuldu.

Peki Bu isimler Tevrat ta kaç kez geçiyor? Kur'an'dan az bir şey daha fazla.

Biraz eğleneyim dedim ve bir kaç ismi aşağıdaki web sitesinde ibranice olarak yazdım.

İR DAVİD (David'in şehri) Tam 634 Kez geçiyor.

Link'i ise şöyle: http://sparks.simania.co.il/bibleSearch.php?query=%D7%A2%D7%99%D7%A8+%D7%93%D7%95%D7%93

YERUSHALEM  sadece 4 kez

Link'i ise şöyle: http://sparks.simania.co.il/bibleSearch.php?query=%D7%99%D7%A8%D7%95%D7%A9%D7%9C%D7%9D

SIYON ismi 99 kez anılmış Tevrat 'ta

Link'i ise şöyle: http://sparks.simania.co.il/bibleSearch.php?query=%D7%A6%D7%99%D7%95%D7%9F

Diğer isimler ile daha fazla kafanızı karıştırmak istemedim.

Sadece hangi din için neyin daha önemli olduğuna bir açıklık getirmek istedim.

Yeruşalayim şehri 3800 yıllık bir şehir olup 800 yıl kadar Yahudilere Başkent olmuş ve İsrailoğulları dışında hiç bir millete BAŞKENT olmamıştır.

En uzun işgal devletleriden biri olan OSMANLI ise burayı işgal statüsünden öteye götürmemiştir.1517-1917. Kısaca  tarih boyunca sadece Yahudilerin başkenti olan bu şehir halihazırda İsrail Yahudi Devletinin başkentidir.

Peki ya sayın Davutoğlu hangi kurallara riayet ederek bu şehrin kendisine ait olduğunu söyleyebilmektedir? Yahu ister işgal deyin ister FETİH. Yahudilerin yegane devleti olan İSRAİL bu şehri geri almış ve ebedi başkenti ilan etmiş. Bu şehir şu anda İsrail Devletinin başşehridir.Ne zamandan beri bu şehir sizin oluyormuş? Ne zaman fethettiniz Sayın Başbakanım. Ayıp olmuyor mu? Yoksa seçim meydanlarından oy toplamak için İsrail'e savaş açmaya mı niyetlendiniz.

Tanıyorsanız Mustafa Kemal Atatürk  12 Ocak 1920 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını tespit etmiş ve adına da MISAK-I MİLLİ demiştir. Yani şimdi siz Atatürk'ün çizdiği sınırları tanımıyorum hatta YURTTA SULH CİHANDA SULH düsturunu da kabul etmiyorum diyerek bu sınırları ve barış kavramını altüst edip eskiden de olsa dost olduğumuz ve halihazırda da siyasi olmazsa da ticari ve sanatsal ilişkilerimizin devam etmekte olduğu bir ülkenin Başşehrine göz koyacak kadar alçalmış mı oluyoruz?

Bunu açıkça izah edemezseniz  ağır itham altında kalır hatta güzel ülkemizi de  vebal altında bırakırsınız.Gaza geldim seçim heyecanı ile frenler boşaldı fazla ileri gittim derseniz bile olur. Ama aslında olmaz. Bu ülkenin başbakanına yakışmaz. Aslında öğretmeniniz olan kişi bundan beterini de yapmıştı hatta savaş çıkartmayı da denemişti ama tutmadı sadece 10 kişinin ölümüne neden oldu ve eliyle ilişkileri gereksiz bir yere getirdi.

Bayım İsrail'e ve Kutsal Kudüs'e gelmek isterseniz kapılar her turist'e olduğu gibi ardına kadar açıktır. El-Aksa'da namaz kılmak Kubbet-ül Sahra'yı ziyaret etmek Burak Mescidini görmek istiyorsanız kimse sizi engellemeyecektir. Şahsen de size refakat etmekten  onur duyarım.

Ancak bu şehri benimdir diye olmadık ifadeler kullanırsanız bırakın ziyareti saygıyı bile görmeniz  mümkün olamaz.

Türkiyem bu ifadeleri kullananlara layık mıdır ulu tanrım. Neden?
Kim bilir belki de hak ediyoruz.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
salim meriç 2015-05-13 02:19:15

https://www.youtube.com/watch?v=VFwJfLuiLAg