Gerhart Huptmann'dan farklı bir Atlantis

Haftanın kitabı: Gerhart Huptmann, Atlantis'le batılı değerleri tüm çelişkileriyle bindirdiği gemi yolculuğu üzerine bina etmiştir.

01 Eylül 2016 Perşembe 22:57
Gerhart Huptmann'dan farklı bir Atlantis






Gerhart Huptmann'dan farklı bir Atlantis

Alman Edebiyatının Tolstoy'u olarak bilinen ünlü oyun yazarı Gerhart Huptmann'ın en önemli romanlarından biri Atlantis Onur Aydın'ın Türkçesiyle Altın Bilek yayınları arasında yerini aldı. Kitabın ilk baskısı 1912 yılında Almanya'da yapılsa da, eser en çok dile çevrilen romanların başında yer alır. 1912 yılında Nobel, 1932 yılında Goethe Ödülü'ne layık görülen Gerhart Huptmann Avrupa'da doğalcılık akımının en önemli temsilcilerinden biridir, Atlantis'te bu bu duruşunu fazlasıyla görmek mümkün.

Gerhart Huptmann, Atlantis'le batılı değerleri tüm çelişkileriyle bindirdiği gemi yolculuğu üzerine bina etmiştir. Roman 1913 yılında dönemin teknik imkanlarıyla sessiz film olarak beyaz perdeye aktarıldı. Filmin ve romanın aynı dönemlerde batan Titanik filmine benzerliği uzun süre tartışmalara neden olmuştur.

Avrupa'da Amerikan rüyasının bir çılgınlığa dönüştüğü yıllara vurgu yapan Atlantis dönemin dev transatlaniği Roland içerisinde geçmektedir. Doktor Frederick von Kammacher'in İngiltere üzerinden Amerika'ya seyahatini konu alan roman Sınıf ayrımının ürkütücü boyutlara ulaştığı bir dönemi tahlil etmesi açısından oldukça önemlidir. Yazarın daha sonraları Adolf Hitler'in başına geçtiği Alman Nasyonal Sosyalist Parti lehine bir açıklama yapmadığı için tüm kamu kurumlarından uzaklaşmak zorunda kalmıştır.
Dönemin denizcilik kartelleri arasındaki transatlantik yarışında insan unsurunu ön plana çıkaran Gerhart Huptmann mühendislik harikası Roland'ın katları arasındaki sınıfçılığını ürkütücü bulur.

Roland ile yolculuk başladığında, gemideki üç katmanlı sosyal yapılanma ayrıklaşmaya, sınıfsal ve cinsiyete dayalı sosyal parçalanma kendini belli etmeye ve bu farklılaşmaya şiddetle karşı çıkan Kammacher gibi düşünenler de kendilerini açık etmeye başlamaktadır. İşlerin sarpa sarması, yakalandığı fırtınada geminin motorlarının bozulmasıyla başlar ve böylece hem trajik bir insanlık dramı ortaya koyar yazar, hem de korkuyla karışık bir pişmanlık halinden hareketle sadece toplumsal değil, antropolojik de bir tartışmaya girişir. Gerhart Huptmann, Atlantis kahramanlarını işte bu tartışmada edebi ve felsefi değeri yüksek bir potansiyele taşımayı başarır. Zaten romana aradan geçen 100 yıla rağmen hala okunabilir tutan da bu başarıdan kaynaklanıyor.
Son Güncelleme: 04.09.2016 12:19
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.