Kuran hangi sistemi öneriyor?
Bir Müslümanın üzerinde önemle düşünmesi gereken husus budur.
Kuran hangi sistemi öneriyor?
Kuran İslam’ı öneriyor, gibi klasik cevaplar bir Müslümana yakışmayan davranışlardır; Kuran hiç kuşkusuz İslam’ı öneriyor; bizim sorumuz, Kuran’ın İslam dairesi içinde hangi ekonomik sistemi öneriyor olduğu.
Bugün, Arz’da temelde iki tür ekonomik sistem mevcut; bir üçüncüsü yok:
Kapitalizm ve sosyalizm…
Soru tüm haşmetiyle duruyor orta yerde.
Hadi sevgili Müslümanlar, üzerinde düşünelim biraz…
xxx xxx xxx
Dediler ki: “Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen, gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın.”
Yukarıda okuduğunuz ayet, Hud Suresi’nin 87. ayeti.
Şuayb Peygamber yumuşak huylu, olgun bir insan; ama ayetten de anladığımız gibi, kavminin, malları hususunda diledikleri şekilde davranmalarını engelleyen bir tavır içinde.
Neden?
Namaz kılıyor çünkü!
Namaz kılıyor ve namazı, kavminin zenginlerinin malları hususunda uyarıyor Hz.Peygamberi.
(Nasıl uyardığını tüm Kuran süresince sürekli olarak görüyoruz: O mallarda yoksulların hakları var ve o hak o yoksullara mutlaka iletilmeli. Bu nedenle, mal/mülk sahipleri liberalizmin önerdiğinin tam aksine, malları hususunda diledikleri gibi davranamazlar. Zekat’ın 1/40 olması o günün şartları çerçevesinde esas alınan bir orandır; Kuran bu orandan söz etmez. Kuran’ın hangi orandan söz ettiğini bilmek isteyenler daha önceki çalışmalarıma veya kısaca Nahl 71’e ve Bakara 219’a bakabilirler.)
İşte size, Kuran’ın önerdiği sistemin liberalizmle yani kapitalizmle asla ama asla bağdaşmayacağını gösteren müthiş bir gösterge (ayet)… Hem de, Hz.Şuayb’den bugüne…
(Liberalizmin en temel özelliklerinden biri, mal sahiplerinin bu mallar hususunda sınırsız tasarruf hakkıdır. Bu hak insanları öylesine çılgınca zalimliklere götürebilir ki, geçenlerde örneğini gördüğümüz Arap şeyhi gibi davranmaya bile itebilir onları. Şu, milyonlar harcayarak çölün üzerine ismini uzaydan görülecek büyüklükte yazdıran Arap şeyhi gibi… Şu anda uzaydan Kâbe bile görülemiyor ama Çin seddiyle bu uğursuz şeyhin isimleri görülebiliyor!)
xxx xxx xxx
Sevgili Müslüman dostlara bir örnek, tüyleri diken diken eden bir örnek daha:
“Ey iman sahipleri, Allah’tan korkun. Ve eğer inanıyorsanız ribadan geri kalanı bırakın. Eğer bunu yapmazsanız, Allah’tan ve Resulünden bir harp ilanı duymuş olun. Tövbe ederseniz, mallarınızın esasları/anaparalarınız sizindir; ne zulmeden olursunuz ne de zulme uğratılan.”
Bu dehşet uyandıran sözler, Bakara Suresi’nin 278. ve 279. ayetleri.
Klasik müfessirler “riba” sözcüğünü “faiz” olarak çevirmekten yana; Yaşar Nuri Öztürk ise, bu sözcüğü, “içinde faizi de barındırmakla beraber, servette haksız ve makul olmayan artış” olarak tercüme ediyor.
Ayette geçen “riba” sözcüğünü dar anlamıyla “faiz” olarak alsak bile, Kuran’ın kapitalizme/liberalizme asla geçit vermeyeceğini derhal görebiliriz; çünkü bildiğiniz gibi, faiz, liberalizmin meşru gördüğü kazançalardan biri; onların tarifiyle, “piyasanın meşru enstrümanlarından” biri…
Dikkatinizden kaçmadığından eminim; ama yine de tekrar etmekten kendimi alamayacağım.
Yaratıcı, insanlara seslendiği Kutabında, “faiz” yiyenlerin veya “mallarında haksız ve makul olmayan artış bulunanlar”ın Allah’tan ve Elçisi’nden (O’na selam olsun) harp ilan duymuş olacaklarını söylüyor.
Sevgili din kardeşlerimin düşünmesi gereken konu bu!
“Globalleşen dünya”da, liberalizme tavır almaktansa, Allah’tan ve Rusülünden bir “harp ilanı” duymayı göze mi almalıyız?
Bugünün bir de yarını var sevgili dostlarım, bugünün bir de “yarın”ı var!
xxx xxx xxx
Sevgili Müslüman dostlarıma yine Kuran’dan muhteşem bir ayetle veda etmek istiyorum.
Kardeşlerimden tek ricam, bu ayet üzerinde derin derin düşünmeleri; çünkü bunu bizden Kuran talep ediyor:
Göstergelerimi okuyun, üzerinde derin derin düşünün (Müzzemmil, 4) diyor ve bunun üzerine tavır almamızı bekliyor bizden.
Bakın Kasas Suresi’nin 5. ayeti ne diyor:
“Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara nimet ve bağış sunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.”
Allahaşkınıza konuyu vicdanınıza havale edin; bakın bakalım o fıtrî iç sesiniz, bu ayetle liberalizm/kapitalizm arasında bir ilişki kuruyor mu, kurmuyor mu!
Bunu yaparken, ezilen ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynakları için dünyayı kana bulayan kapitalist emperyalizmi de göz ardı etmeyin sakın. Örneğin Irak’ta öldürülen bir milyon kişiyi, ırzına geçilen binlerce Müslüman kadını, Libya’nın altının üstüne getirilişini, hedefteki İran’ı, daha önceki Vietnam’ı, Laos’u, Kamboçya'yı…
Sevgili Müslüman kardeşlerim, Allah’ınızı severseniz elinizi vicdanınıza koyun; bu kahrolası seri katilin peşinden gideceğiz diye Allah’tan ve Resulünden harp ilanı duyuyoruz; tüm bunlar size bir şey ifade etmiyor mu?!.
xxx xxx xxx
Sevgili dostlarım,
Bu çalışmayı, çağdaş düşünür Sıbai’nin “Maun Suresi Böyle Buyurdu” ismiyle Türkçeleştirilen kitabının çevirmeni Yaşar Nuiri Öztürk’ün bir tespitiyle bitirmek istiyorum (Sayfa, 49):
“Sıba’i’ye göre, Hz.Muhammed’in sünneti, tarihin ilk ve en muhteşem sosyalizm denemesidir.”
Sıbai neden böyle bir şey söyleme ihtiyacını duyuyor sizce?
“Yeşil Kuşak Projesi” hainliğiyle beyinlerimize nakşedilen sosyalizm düşmanlığı, sosyalizme duyduğumuz bu kin ve nefret gözlerimizi hâlâ kör etmeye devam etmeli mi sizce?
Lütfen dikkat dostlarım,
Sosyalizmi İslamın bir alternatifi olarak sunmuyorum size; yapmaya çalıştığım şey, bu ekonomik sistemi İslam dairesi içinde düşünüp değerlendirmeniz.
Hadi şimdi “tedebbür” zamanı.
Dikkat sevgili dostlarım! Allah’ın bir hikmeti olsa gerek: “Tedebbür”ün iki farklı anlamı var; birincisi “hakikati düşünme”, ikincisi de “arkasını dönme”…
Allahaşkınıza birincisini sesas alın!
Sakın arkanızı dönmeyin!
Allah’a emanet olun…
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
