Ahmet OKUMUŞ
Son zamanda yaşadığımız olayları değerlendirince neler oluyor ve nereye gidiyoruz sorularını sormamak elde değil. 17 Aralık’tan sonra bir rüşvet yolsuzluk aldı başını gidiyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Kimine göre cemaat hükümet hesaplaşması, kimine göre dış güçlerin AKP’ye oyunu. Ama kim ne derse desin ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Gelinen bu noktada iktidara düşen en büyük görev sükûnet ile yolsuzluğun üzerine gitmesidir. Daha önce de bu konudaki düşüncem istifa eden bakanların yerine bağımsız bakanların atanması yönündeydi. Ama böyle bir şey olmadı. Bu noktada Başbakan Erdoğan’ın icraatlarını dikkatle takip ediyorum. Umarım zaman beni değil, Erdoğan’ı haklı çıkarır. Tabi bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sebebiyle ülkenin birçok sorunu gibi esnaf ve sanatkârında sorunları da unutuldu. Bu süreçte esnaf ve sanatkâr adeta yok sayılmaya başlandı. Yeni yıla girdiğimiz şu günlerde sadece belediyelerin almış olduğu tabela vergileri Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 500, vakıflarda kirada bulunan esnaf ve sanatkârların dükkân kiraları ise yüzde 300 oranında artırıldı. Önceki gün yıllık enflasyon rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumuna göre Tüketici Fiyatları yıllık yüzde 7,4 oldu. Tabi bu enflasyon oranları ne kadar doğru o da tartışılır.
Vakıfların kuruluş amacı nedir? Kim neye dayanarak bu kiralar yüzde 300 artırır? Bakanlar Kurulu hangi mantık ve düşünce ile tabela vergi ve harçları yüzde 500 artırır. Enflasyon bu kadar zamma rağmen 7,4 oldu. Enflasyon 7,4 ise vakıf dükkânlarına istenen yüzde 300 lük kira artışını nasıl açıklayacaksınız? Yeni yıla girmemizle birlikte artan vergi artışlarının tamamını değil sadece tabela vergilerinin neden yüzde 500 artırıldığı mutlaka açıklanmalıdır. Yine sigaradan, petrole, motorlu araçlara kadar yapılan vergi artışlarının anlatılır bir tarafı yoktur. Şuan esnaf ve sanatkârlar adeta uyutuluyor. Hani AKP iktidara geldiği ilk günden beri ‘perakende sektörünü düzenleyen yasayı’ en kısa zamanda çıkaracaktı? Ali Coşkun’dan, Zafer Çağlayan’a, Nihat Ergün’den Hayati Yazıcı’ya kadar gelip giden yaklaşık 4 bakan hep perakende sektörünü düzenleyen yasayı çıkaracaklarını söylediler. Hatta en son Bakan Hayati Yazıcı yasanın taslağının hazırlanarak tarafların görüşüne sunulduğunu açıkladı. Şuan hangi noktaya gelindi belli değil.
Perakende sektörünü düzenleyen yasa ne zaman çıkar diyorsunuz? Evet, er veya geç çıkacak. Bakın ülkemizde AVM’ler o kadar iştah kabartıyor ki, artık spor kulüpleri dahi AVM yaptırmaya çalışıyorlar. Hatta birçok yönetici ve spor yorumcusu dahi bu AVM’ler için Başbakan Erdoğan’ın kapısını çalıyorlar. Daha ülkemizde AVM’lerin girmediği yaklaşık 24 il var. Bu illerimizde AVM’ler ile dolmaya başlasın o zaman istenilen yasa yine kendi istek ve arzuları doğrultusunda çıkarılır. Neden böyle yazıyorum diye soracak olursanız. AKP iktidarı gelmiş geçmiş iktidarların en güçlüsü. İstediği zaman 24 saat içerisinde kanun çıkarıyor. Ama istemediği zamanda oradan oraya sürükleyip duruyor. Yok, tarafların görüşünü alalım. Yok, hakkaniyetli olsun. Ya Allah aşkına atı alan Üsküdar’ı geç ti. Defalarca taraflardan görüş alındı. Ama halen bir yasa çıkarılamadı. Çünkü perakende sektörünü düzenleyen yasa çıkarılmak istenmiyor. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken biz boş kâğıda imza atmaya hazırız. Yeter ki yasa çıksın kural konulsun diyor. Ama nedense yasa bir türlü çıkarılmıyor. Şimdi de yolsuzluk ve rüşvet operasyonları bahane edilerek adeta ülkeyi yönetenler yukarıda saydığım konular üzerinde zerre kadar çalışmıyorlar. Anlayacağınız kurt dumanlı günü sever misali. Herkes kendi halinde. Adeta iş yapmak için Başbakan Erdoğan’ın ağzından çıkacak bir kelimeyi bekliyorlar. Hiçbir kimse emir ve işaret almadan bir işi yapmak istemiyor.
[Word]
