Kuzey Afrika’daki Son Toprağımız: Libya

Hilmi Tutar

Amerikalı ve Avrupalı petrol şirketlerinin yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu şirketler, kolay yollardan alamadıkları paylarını devletleri savaşa zorlayarak istediklerini alıyorlar. Libya’nın bombalanarak dize getirilmek istenmesinin altında da bunun olduğunu bilmeyen yoktur. 12. büyük petrol üreticisi olan Libya’nın petrolünden ve doğalgazından yıllardır sadece İtalya nasiplenmiş; Amerika, Fransa ve İngiltere ise saf dışı kalmıştır. İşte şimdi bu üçlü uçakları Libya topraklarına bomba yağdırmaktadır.

Bu bilinen gerçeklerin dışında size tarihi Trablusgarp’tan ve Türklerle olan yakınlığından bahsetmek istiyorum. Libya, ilk defa 1551 yılında Turgut Reis tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılır ve 1911 yılına kadar Osmanlı devletinin bir vilayeti olarak kalır. Turgut Reis, Trablus’u İspanya ve Malta şövalyelerinin elinden almıştır. Malta’da şehit düşer ve naşı Trablusgarp’a getirilerek defnedilir. Bugünde hala Trablus da yatmaktadır ve türbesi bir evliya gibi ziyaret yeri olmuştur.

Trablusgarp, 1711′de Türk asıllı Karamanlı Ahmet Paşa hanedanının eline geçer. Ahmet Paşa bir Osmanlı Yeniçerisidir ve 1711′de Osmanlı’ya isyan etmiş ve Libya’da yönetimi ele geçirmiştir. Karamanlı Ahmet Paşa, 1745 yılında vefat eder. Fakat Hanedanlığı 1835 yılına kadar sürer. Ahmet Paşa’da bugün Trablus da adına yaptırdığı cami avlusunda yatmaktadır.

20.yüzyılın başlarına gelindiğinde şimdi olduğu gibi İngiltere ve Fransa, dünyayı ve Afrika’daki ülkeleri sömürmektedir. İtalya’da bunlara heveslenir ve Osmanlı’nın zayıf olduğu bir dönemde kendisine coğrafi olarak yakın olan Libya’yı işgal eder(1911). Bu işgale Osmanlı ve Libya halkı direnir. Bu direnmede Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa, Nuri Conker, Ali Fethi Okyar’ın rolü büyüktür. Bu Osmanlı subayları gizli yollardan Libya’ya girerler. Mesela Mustafa Kemal Paşa gazeteci Şerif Bey adıyla Mısır üzerinden Libya’ya geçmiştir. Hatta burada gözünden yaralanır ve bir ay hastanede tedavi görür. İtalyanlar bu savaşta uçak kullanırlar. Hatta dünyada ilk defa bu savaşta uçak kullanılmıştır.

Libya halkının direnmesine bir başka önemli katkı sağlayan da Sultan V. Murat’ın torunu Osman Fuat Efendi’dir. Fuat Efendi’nin mesleği askerliktir ve fahri generalliğe kadar yükselmiştir. İtalya’nın Libya’yı işgalinden sonra altı ay Libya halkının yanında olur ve götürdüğü yaklaşık 60 Osmanlı subayı ile savaşır. Bir Osmanlı Şehzadesi’nin savaşması Libya halkı üzerinde büyük bir tesir yaratmıştır. Bu yüzden İtalyan askerleri Libya’da tam hâkimiyeti sağlayamazlar. Fakat Osmanlı’nın başında başka belalar vardır; önce Balkan Harbi, arkasından I. dünya savaşı çıkmış ve devam etmektedir. Dünya savaşının sonunda da Mondros Mütarekesi imzalanır ve Şehzadenin en yakın İtilaf kuvvetleri komutanlığına teslim olması istenir. Şehzade Osman Fuat Efendi, bizzat padişahtan emir gelmedikçe silah bırakmayacağı cevabını verir. Subay ve ordusunu İtalyanlara teslim etmeyerek çöle doğru çekilir ve kuvvetlerini Tunus’a geçirir. Fakat merkezden gelen ikinci bir emirde Trablusgarb’ın İtalyanlara bırakıldığı belirtilince geri dönüp teslim olur. Şehzade buradan Napoli’ye götürülür ve 8 ay burada esir kalır ve Ekim 1919′da İstanbul’a döner.

Balkanlar’da son toprağımız Arnavutluk elden giderken, Afrika’da da son toprağımız olan Libya 360 yıl sonra elimizden çıkıp gider.

Libya toprakları bundan sonra huzur bulmaz; iç savaşlar sürüp gider. II. Dünya savaşında İtalya mağlup olunca Libya’dan çıkmak zorunda kalır. Fakat bunun üzerine Trablus ve Bingazi’yi İngilizler, Fizan vilayetini de Fransızlar işgal eder. Fizan, Osmanlı döneminde sürgün yerlerinden biridir. Bizim dilimize de uzak bir yer adı olarak girmiştir. Libya ancak 1952 yılının başında bağımsızlığını kazanır. Bağımsızlık sonrasında Osmanlılarla çok yakın işbirliği yapan Senisu aşiret lideri İdris Senusi kral olur. Senisu’lik aynı zamanda bir tarikattır. İdris Senusi’nin idaresi 1 Eylül 1969′a kadar devam eder. Bu süre içinde Türkiye ile bağları çok güçlü olur. Hatta Sünûsî tarikatına mensup Derneli bir Kuloğlu ailesinden olan ve İstanbul’da mülkiyeyi bitiren kaymakam Sadullah Bey, 1949′dan 1952 senesine kadar Emir İdris’in isteğiyle Libya başbakanlığı yapar. Sadullah Bey, Gazeteci Orhan Koloğlu’nun babasıdır. Kral İdris Türkiye’de ve Bursa’da iken şimdiki Muammer Kaddafi yüzbaşı rütbesinde iken ihtilal yapar ve devleti ele geçirir.

İşte bugün üzerine bombalar düşen Libya bize bu kadar yakındır. Turgut Reis gibi, Karamanlı Ahmet Paşa gibi yüzlerce şehidimiz o topraklarda yatmaktadır.

Bugün oralara bomba atan sömürgeci devletlere destek verirken ve onların yanında yer alırken bir daha düşünmemiz gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.