"Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İlke ve İnkılâplarına, Anayasada ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını Milletin hizmetinde olarak, tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma, Türk Milletinin, Milli, Ahlaki, İnsani, Manevi ve Kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışacağıma, İnsan Haklarına ve Anayasanın Temel İlkelerine dayanan, Milli, Demokratik, Laik bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine ant içerim."

    Bu yeminin karşılığı bu mu olmalıydı!

    Xxx    xxx    xxx


    Bir milletin vefa duygusu, kahramanlarına gösterdiği ilgi ve sevgi ile doğru orantılıdır.

    Peki, Devletin vefa duygusu olmaz mı?

    Olmamalı mı?

    Polis nedir?

    Canımızı, malımızı, ırzımızı, namusumuzu emanet ettiğimiz güvenlik görevlisi.

    Devlet dediğimiz soyut kavramın somut bir göstergesi.

    Bizi korumak için gerektiğinde ölümü göze alan bir emekçi!

    Peki, polis şehit düştüğünde ne olur?

    Vefa duygusuna sahip ülkelerde kıyamet kopar, ortalık birbirine girer.

    Peki, bizde?

    İnsanın içi acıyor!

    xxx   xxx    xxx

    Yeni düzenlemeyle artık polisimiz de teröristlerle yüz yüze geldiğinden, son zamanlarda polis cenazeleri de arttı.
  
    Gencecik çocuklar terör kurbanı olarak karatoprağa veriliyor.

    Ama sanırım bundan daha acısı da var.

    Meseleye girmeden, birkaç hafta önce değindiğim bir konuya tekrar değinmem gerek.

    xxx   xxx   xxx

    Hatırlarsınız; 2006 yılında İsrailli bir asker Filistinli direnişçiler tarafından kaçırılmıştı.

    İsrail'de kıyamet kopmuştu!

    İşin peşini bırakmayan İsrail hükümeti, zorlu pazarlıklar sonucunda askerini geri almış, bedel olarak da binden fazla Filistinli esiri serbest bırakmıştı.

    Bedele bakın!

    Bir İsrail askerine biçtikleri bedel, binden fazla Filistinli esir!

    Bir gün İsrail'i kıskanacağım hiç aklıma gelmezdi.

    Yazıklar olsun!

    xxx   xxx    xxx

    Adı Nadir Özgen.

    Polis.

    Halkı, canı pahasına korumaya namus sözü vermiş bir adam!

    Gencecik bir adam.

    Van'da, 9 Eylül 2011 tarihinde teröristlerce kaçırıldı.

    O günden beri kendisinden haber alınamadığı gibi, nerede olduğu da bilinmiyor.

    Unutuldu gitti.

    "Daha acısı var" demiştim ya:

    Bu genç kahramanın bırakın tam 362 gündür esir tutulduğu teröristlerden kurtarılmasını, Devlet "artık çalışmıyor" gerekçesiyle maaşını kesmiş!

    İnanamıyorsunuz, değil mi?

    İçim acıyor derken, işte bunu kastetmiştim.

    Şahadet mertebesi polislik mesleğinin tanımında var.

    Ama böylesi...

    xxx   xxx     xxx

    Kamuoyunda tamamen gerçek olan bir şehit algısı var:

    Şehitler, hep fakir fukara çocuklarından çıkıyor.

    Albayraklarla donatılan şehit evlerine bakıyorsunuz; hepsi kırık dökük, sıvasız, badanasız, perişan yapılar.

    Ulus'tan, Etiler'den, Nişantaşı'ndan neden bir tane şehit çıkmaz?

    Çünkü Türkiye'nin nüfusunun %94'ü fakir fukara.

    Otuz milyon kişi açlık sınırında, milyonlarca kişi resmen aç ve bir o kadar kişi de işsiz!

    Kahraman polis Nadir Özgen de bu fakir fukara çocuklarından biri!

    xxx    xxx   xxx

    Kaçırılmadan önce bankadan kredi çekmiş bu emekçi.

    Üç kuruşluk maaşından bu krediyi ödemeye çalışıyormuş.

    Ailesi şu anda perişan!

    Perişan, çünkü Devlet bu kahramanına sahip çıkacağı yerde, onun maaşını kesmiş!

    Kredi taksitleri ödenemiyor şu anda!

    Vatan için canını feda etmekten kaçınmayan bir kahramanın ailesi, üç kuruşluk kredi taksitini ödeyemiyor; çünkü Devlet, 362 gündür bulamadığı/kurtaramadığı bu kahramanın maaşını kesmiş!

    Ortalığı birbirine katması, dağları didik didik etmesi ve bu kahramanı kurtarması gereken Devlet, bu çocuğu halen bulamadığı gibi, bir de "artık çalışmıyor" diye maaşını kesiyor. (Sözcü Gazetesi, 5 Eylül 2012)

    İnsan içini derin derin çekmekten kendini alamıyor!

    Yazıklar olsun...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.